DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 383’üncüsü gerçekleştirildi. Eylemde, 2002 yılında Muş ili Varto ilçesinde kaybedilen ve 2003 yılında Murat Nehri kıyısında elleri ve ağzı bantlanmış bir şekilde cenazesi bulunan Sıddık Kaya’nın faillerinin bulunup yargılanması talep edildi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 383’üncüsü Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 2002 yılında Muş ili Varto ilçesinde kaybedilen ve 2003 yılında Murat Nehri kıyısında elleri ve ağzı bantlanmış bir şekilde cenazesi bulunan Sıddık Kaya’nın faillerinin bulunup yargılanması talep edildi.
‘Hurşit Külter 16 gündür kayıp ama hiçbir soruşturma yürütülmüyor’
Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, bu ülkede gözaltında kaybetmelerin ve yargısız infaz olaylarının sona ermesi için mücadele ettiklerini, ama buna rağmen hala devam ettiğini kaydetti. Şırnak’ta 16 gündür kendisinden haber alınamayan DBP İl Yöneticisi Hürşit Külter’in durumu anlatan Bilici, “Gözaltına alındığına dair güçlü şahitlikler var. Bu durum soruşturulmadı, takip edilmedi. Ama hala inkar ediliyor. Biz gerekli uluslar arası kuruluşlarına başvurduk. Akıbetinin açıklanması bekliyoruz” dedi.
‘Unuttuğumuz kadar suçlu oluruz…’
Herkesi kayıpların unutulmaması ve akıbetlerinin ortaya çıkarılması için mücadele etmeye davet eden Bilici, “Unuttuğumuz kadar suçlu oluruz, hatırladığımız kadar güçlü oluruz. Bu şiarla hareket etmemiz gerekir. Böyle mücadele etmezsek, biz Tahir Elçi’nin katillerini bulamayız. Zorla kaybedilenleri bulamayız.” diye belirtti.
Cesedi bir yıl sonra nehir kenarında bulundu
Bilici’nin konuşması ardından İHD Diyarbakır Şube Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, Eylemde, 2002 yılında Muş ili Varto ilçesinde kaybedilen ve 2003 yılında Murat Nehri kıyısında elleri ve ağzı bantlanmış bir şekilde cenazesi bulunan Sıddık Kaya’nın hikayesini anlattı. Örhan şunları belirtti: “20.11.2002 tarihinde kaybolan Sıddık Kaya’nın babası Tekdemir Kaya’nın beyanlarına göre; Astsubay Celal Şan ve Sıddık Kaya arasında sık sık yüz yüze ve telefonla görüşmeler gerçekleştirildiği tespit edilmiş. Astsubay Celal Şan beyanlarında, Karapınar köyüne gidiş gelişlerde güvenlik birimlerine yardımcı olmak üzere bu şahısla irtibat kurduğunu ve bu amaçla kendisiyle zaman zaman görüştüğünü beyan etmiştir. Ancak Varto’ da ikamet eden Kaya’nın kız kardeşi Herdem Şengül; ‘Saat 17.00 sıralarında cep telefonu ile arandı Türkçe konuştu “tamam geliyorum” dedi. Ben merak etim ve ısrarla nereye gittiğini sordum, söylemek istemedi. Ancak ısrar edince ‘Celal astsubaydı, beraber köprüye kadar gidip geleceğim korkma ben tuzağa düşmem. Kimseye de bir şey söyleme’ dedi. Gecikince merak ettim birkaç kez cep telefonunu aradım ancak ulaşılamıyordu. Bunun üzerine sabah saat: 05.00’te aileme haber vedim.” dedi. Ailenin yaptığı tüm başvurular neticesiz kalırken, İnsan hakları derneği ve dönemin meclis inceleme komisyonunun da yapmış olduğu çalışmalar sonuçsuz kalmıştır. Sıddık Kaya’nın cenazesi 24 Nisan 2003 tarihinde, Murat nehrinin kıyısında bulunur; bulunduğunda ağzı bantlı, elleri bağlı haldedir. Muş Devlet hastanesine kaldırılan Sıddık Kaya’nın cenazesini İHD yöneticileri de görür. Ceset çürümeye yüz tutmuştur. Sıddık Kaya'nın ailesi, Sıddık Kaya daha önce kangren olduğu için, kesilen ayak parmağından cenazeyi teşhis eder.”
Yapılan konuşmaların ardından, tüm kayıplar anısına beş dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.