Değerli Basın Emekçileri;
Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu ve İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi olarak yıllardır cezaevlerinde meydana gelen hak ihlallerinin tespiti ve ortadan kaldırılması için çalışmalar yürütmekteyiz. Kurumlarımıza gelen şikayet ve başvurular üzerine ya da komisyonlarımızın çalışma alanı ve planlaması kapsamında ilgili cezaevleri ziyaret edilerek, mahpuslar ile görüşmeler gerçekleştirilmekte, tespit edilen hak ihlallerinin çözümü amacıyla cezaevi yönetimi, savcılıklar ve Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunulmaktadır.
Tüm kamuoyunun bildiği üzere, Elazığ Ceza ve İnfaz Kurumu (CİK) Kampüsü içerisinde yer alan Elazığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı CİK’nda son dönemlerde gündemden düşmeyen yoğun hak ihlalleri gerçekleşmektedir. Cezaevinde bulunan mahpuslar ile yapmış olduğumuz görüşmelerde, hak ihlallerinin devam ettiği tespit edilmiştir. Daha önceki şikayetler ve hak ihlalleri karşısında yetkili makamlar nezdinde yaptığımız görüşmelerin ve girişimlerin sonuç vermediği, mahpusların maruz kaldığı hak ihlallerinin devam ettiği anlaşılmaktadır.
Elazığ Kampüs CİK içerisinde yer alan Elazığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda son birkaç gündür mahpuslara yönelik darp ve işkence yapıldığına dair mahpus yakınlarının 19.02.2018 Pazartesi günü itibariyle Diyarbakır Barosu ve İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi'ne yoğun başvuruları olmuştur. Bu başvurular doğrultusunda Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu ve İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi üyelerinden oluşan bir heyetle birlikte 21.02.2018 tarihinde Elazığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı CİK’e gidilerek ziyaretler gerçekleştirilmiştir.
Değerli Basın Mensupları;
Aldığımız başvurular, cezaevinde mahpuslar ile yaptığımız görüşmeler sonucunda tespitlerimiz, gözlemlerimiz ve mahpusların aktardığı iddialar aşağıda kısaca belirtilmiştir.
15.02.2018 günü akşam saatlerinde sayım için odalara gelen infaz koruma memurlarının mahpuslara, Adalet Bakanlığı tarafından cezaevi idaresine bir genelge gönderildiği, söz konusu genelgeye göre artık sayımların ayakta yapılacağı ve buna uymayan mahpuslar hakkında tutanak tutularak disiplin soruşturması başlatılacağı söylenmiştir.
16.02.2018 tarihi itibariyle sayım için odalara giren infaz koruma memurlarınca, mahpusların ayakta ve tek sıra halinde sayım düzenine geçmeleri istenmiştir. Mahpusların bu uygulamayı kabul etmemeleri üzerine öncelikle haklarında tutanak tutulmuş, akabinde darp ve işkenceye maruz kalmışlardır. Özellikle 18.02.2018 Pazar günü çok yoğun bir şekilde darp ve işkenceye maruz kaldıklarını ve çok ağır şekilde yaralanan mahpusların olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Odalara giren ve sayıları kalabalık olan infaz koruma memurlarından oluşan özel bir ekibin mahpusları darp ettiği, ağır hakaret ve tehditlerde bulunduğu ve mahpusları ölümle tehdit ettiklerini, odalarda bulunan eşyaları kırıp dağıttıklarını, gelişen olaylardan dolayı can güvenliklerinin olmadığı söylemişlerdir. Bahsi geçen özel ekipte yer alan görevlilerin mahpuslar tarafından daha önce cezaevi içerisinde hiç görmedikleri kişiler olduğu söylenmiştir. Darp ve işkence 20.02.2018 tarihine kadar devam etmiş ve bu süreçte mahpuslar doktor raporu için revire gönderilmemiştir.
Görüşülen mahpuslardaki gözle görülen darp izleri heyetimiz tarafından da tespit edilmiştir. Yapılan görüşmelerde Hükümlü E. D.’nin sağ göz çevresinde morluk ve sarı renkli ekimozlar olduğu; hükümlü E. T.’nin sol el parmak uçlarında morluklar olduğu; tutuklu M.B.’nin sol dizinde morarma ve şişkinlik olduğu; Hükümlü B. K.’nin başının arka kısmında şişkinlik ve bacaklarında darp izleri olduğu görülmüştür.
Mahpuslara yönelik askeri bir içtima alırcasına sayım yapılmaya çalışılmış, buna karşı koyanlar sürüklenerek havalandırmaya götürülmüş, mahpuslar işkenceye tabi tutulmuş, hakarete maruz kalmış ve hatta ölümle tehdit edilmişlerdir. Genel olarak görüşülen mahpusların hepsinin vücudunda darp izlerinin bulunduğu gözlemlenmiş ve sistematik bir şekilde darp ve işkenceye maruz kaldıkları tespit edilmiştir. Mahpusların darp ve işkenceden dolayı revire ve hastaneye sevkleri yapılmamış, sağlığa erişim hakları kısıtlanmıştır.
Değerli Basın Emekçileri;
Yaşanan darp ve işkence ile ilgili cezaevi idaresince kayıtsız kalınması keyfi bir yaklaşım olmakla birlikte suç oluşturmaktadır. Bu uygulamanın devam etmesi, ileride olumsuz olayların gerçekleşmesine yol açabileceği gibi mahpusların can güvenliklerinin de tehlikeye düşebileceği endişesini taşımaktayız.
Öncelikle, Türkiye’deki infaz rejimi mevzuatının ve politikasının uluslararası insan hakları hukukuna ve özel olarak da mahpus haklarına uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Mahpuslara yaşatılan işkence ortamından derhal vazgeçilmeli, uluslararası hukukun emrettiği ve insana yaraşır bir şekilde bir muamele gösterilmelidir. Mahpusların sağlığa erişim haklarının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemler alınmalıdır.
Elazığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı CİK’da yaşanan insan hakları ihlallerinin etkin bir şekilde soruşturularak sorumluluğu bulunan personellerin cezalandırılması için yargı mensuplarını göreve davet etmekteyiz.
Heyetimizce, cezaevi rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiğini tespit edilmiştir. İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolü’ne uygun şekilde “bağımsız” ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için hükümeti derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet etmekteyiz. Ayrıca, Elazığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı CİK’da bulunan mahpusların yaşam hakkına yönelik uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması için Adalet Bakanlığı’nı ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu gerekli yasal süreci ve çalışmayı başlatmak üzere göreve davet ediyoruz.
Diyarbakır Barosu Cezaevi İzleme Komisyonu
İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi