DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınlarının ‘Kayıplar Bulunsun Failler yargılansın’ sloganıyla gerçekleştirdikleri eylemin 494’üncüsü gerçekleştirildi. Eylemde, 1994 yılında Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Doğançay köyünde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Nihat Aydoğan’ın akıbeti soruldu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her hafta düzenledikleri oturma eyleminin 494’üncüsü, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, şube yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Doğançay köyünde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Nihat Aydoğan’ın akıbeti soruldu.
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, 90’lı yıllarda faili meçhul siyasi cinayetlerin ve zorla kaybetmelerin yaygın ve sistematik bir şekilde gerçekleştiğini belirtti. İnsanlığa karşı işlenen bu suçların faillerinin yargı önüne çıkarılması için mücadele etmeye devam ettiklerini belirten Zeytun “Geçmişte olduğu gibi bu günde siyasi iradenin etkisiyle yargı, herhangi bir geçmişle yüzleşme, faillerin bulunması ve cezalandırılması yönünde bir işlem yapmamaktadır.” diye konuştu.
Zeytun’un ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıplar Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın, 1994 yılının Kasım ayında Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Doğançay köyünde gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Nihat Aydoğan’ın hikayesini paylaştı. Yalçın şunları anlattı:
'Asker ve korucular Nihat Aydoğan'ı çocuklarının gözü önünde darp ederek gözaltına aldı'
“Midyat İlçe Jandarma Karakolu’nda görevli asker ve korucular, Kasım ayında sabah saat 05.00 sıralarında Nihat Aydoğan’ın evine baskın düzenledi. Kapı hızlı hızlı vurulunca Nihat Aydoğan’ın eşi Halime Aydoğan, komşularının kapıyı çaldığını sanarak kapıyı açtı. Aralarında aileyi sürekli tehdit eden Serdêfe Köyü’nden Sarhoş Kemal diye bilinen korucu başının da bulunduğu 20-30 kişilik asker ve korucular eve girip Nihat Aydoğan’ı yataktan çıkarıp çocuklarının önünde darp ederek evden çıkardılar.”
Babasına yapılan şiddeti görünce 12 yaşındaki çocuğun dili tutuldu
“Nihat Aydoğan’ın gözlerini ve ellerini bağlayıp, diz çöktürdüler. Askerlerin bu şiddeti karşısında Aydoğan’ın 12 yaşındaki kızının dili tutuldu. Asker ve korucular evin etrafını sarmışlardı. Evden alınan Nihat Aydoğan, önce Midyat ilçe Jandarma karakoluna, oradan da Mardin Merkez Komutanlığı’na sevk edilir. Nihat Aydoğan, 15 gün Mardin Merkez Jandarma Komutanlığı’nda her türlü işkence ve insanlık dışı muameleye tabi tutulur.”
‘Bir daha haber alınmadı’
“15 gün sonra Jandarmalar Nihat’a köy muhtarını arattırıp, “Beni bıraktılar, eve geleceğim” dedirtirler. Ancak bu telefondan sonra kendisinden bir daha haber alınamaz. Eşinden haber alamayan Halime Aydoğan, Mardin Jandarma Merkez Komutanlığı’na gidip eşini sorunca, Jandarma “Biz senin eşini serbest bıraktık, dağa çıkmıştır, onu git dağda ara” der. Halime Aydoğan, son çare olarak eşinin akıbetini ortaya çıkartmak için Midyat Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak başvuruda bulunur fakat savcılıktan da bir sonuç elde edemez. Köy halkı askerlerden çekindikleri için Halime Aydoğan ve küçük çocuklarına yardımcı olmazlar. Tam aksine belli bir süre sonra köylüler, Halime Aydoğan’a çocuklarıyla birlikte köyden çıkması gerektiğini, aksi takdirde eşiyle aynı akıbete uğrayabileceğini söylerler. Bu açıklamadan sonra Halime Aydoğan, çocukları ile birlikte İstanbul’daki akrabalarının yanına yerleşir. Ancak eşi Nihat Aydoğan’ı da aramaktan vazgeçmez. Nihat Aydoğan, gözaltında kaybedildiğinde 32 yaşındaydı. Kaybedilmesinin üzerinden 24 yıl geçiyor ve hala kendisinden bir haber alınabilmiş değil. Bölgede çıkan toplu mezarlardan sonra Aydoğan’ın eşi İHD İstanbul Şubesine başvuruda bulunarak eşinin akıbetinin ortaya çıkması için girişimlerde bulunmasını ister.”
Yapılan açıklamaların ardından tüm kayıplar için oturma eylemi gerçekleştirildi.