23 yıldır haber alınamayan Osman Buluttekin’in akıbeti soruldu

11.08.2018

DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınları tarafından ‘Kayıplar Bulunsun Failler yargılansın’ sloganıyla gerçekleştirilen oturma eylemlerinin 496’ncısı gerçekleştirildi. Eylemde, 1995 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce evinden götürülen ve kendisinden bir daha haber alınmayan Osman Buluttekin’in akıbeti soruldu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlenen oturma eylemlerinin 496’ncısı, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, HDP Diyarbakır Milletvekilleri Selçuk Mızraklı, Semra Güzel, Saliha Aydeniz, Remziye Tosun ve Hışyar Özsoy, HDP Diyarbakır İl Eş Başkanları Şerif Camcı ve Filiz Buluttekin, HDP ve DBP’li yönetici ve üyeler, Diyarbakır SES Şubesi yöneticileri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 25 Ağustos 1995 tarihinde Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce evinden götürülen ve kendisinden bir daha haber alınmayan Osman Buluttekin’in akıbeti soruldu.

‘Hakikatlerle yüzleşmedikçe gerçek bir adaletten bahsedilemez’

Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Yönetici ve Kayıp Komisyonu Üyesi Avukat Hasan Yalçın, kayıplar bulunması failler yargılanması ve gerçek anlamda bir adaletin ortaya çıkarılması için mücadele ettiklerini ve yetkililerden bu konuda adım atmalarını beklediklerini söyledi. Hakikatlerle yüzleşmedikçe gerçek bir adaletten bahsedilemeyeceği ve Dünya örneklerinden de bunun anlaşılabileceğini belirten Yalçın, “1976 ile 1983 yılları arası Arjantin’de askeri darbe sırasında yaşanan zorla kaybedilmelere ilişkin dönemin hükümetleri geçmişle yüzleşerek, hakikatleri ortaya çıkararak bir adalet tesis edebilmişlerdir. Bizlerde her hafta hem Koşuyolu Meydanı’nda hem de Galatasaray Meydanı’nda kayıp yakınlarıyla gerçekleştirdiğimiz eylemlerle, siyasi iktidardan bu konuda adım atmasını bekliyoruz.” diye konuştu.

‘Faili Meçhul diye adlandırılan fotoğraflar yenilerinin eklenmesini istemiyoruz’

Yalçın’ın ardından söz alan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Şerif Camcı, insanların en değerli varlıklarını kaybedildiği günlerden bugünlere geldiklerini söyleyerek, 496 haftadır bunun arayışı içerisinde olan aileleri selamladıkları belirtti. OHAL’in kalktığını ama baskıların arttığını söyleyen Camcı “Biz kimi yaklaşımlardan, kimi hak ve özgürlüklerin kapatılmasından ve geleceğimizden kaygılıyız. Burada bulunan faili meçhul diye adlandırılan insanlarımızın fotoğraflarına yenilerinin eklenmesini istemiyoruz. Son bir aydır çeşitli yerlerde dört vaka ile karşı karşıya kaldık. Dört vakanın ortak özelliği, kimi insanlarımızın kayıt dışı gözaltına alınması, alıkonulması, sorgunlanması, günlerce bilinmeyen yerlerde tutulması ve sonrasında bırakılması olaylarının arttığını görüyoruz. Bunlar kimdir, neyi amaçlıyor ve topluma, bizlere ne mesaj vermek istiyorlar?” diye sordu. Topluma verilmek istenen mesajın ne anlama geldiğini çok iyi bildiklerini söyleyen Camcı “boyun eğmeyeceğiz ve mücadele edeceğiz” dedi.

Camcı’nın ardından konuşan kayıp Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun da, kaybedilen insanların kimliğine, diline ve kültüre sahip çıktıkları için gözaltına alındıklarını ve kaybedildiklerini belirtti.

Daha sonra Yalçın tarafından, 25 Ağustos 1995 tarihinde Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce evinden götürülen ve kendisinden bir daha haber alınmayan Osman Buluttekin’in hikayesi anlatıldı. Yalçın şunları belirtti: “Osman Buluttekin, 1960 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Yeşilköy’de doğdu. Ortaokul mezunuydu. Evli ve yedi çocuk babasıydı. Yeşilköy askerler tarafından yakıldığından dolayı Kulp Merkezine göç etmişlerdi.”

Kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce götürüldü ve bir daha haber alınamadı

“23 Ağustos 1995 gecesi civardaki bir çatışma nedeniyle Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde giriş ve çıkışlar yasaklandı. O gece yarısı Buluttekin ailesinin Jandarma Karakoluna ve Kaymakamın konutuna 100 metre mesafedeki evine, kendilerini polis olarak tanıtan ağır silahlı 4 kişi tarafından baskın yapıldı. Baskına gelenler “emniyetten geliyoruz, seninle biraz işimiz var” diyerek Osman Buluttekin’i evinden zorla aldılar. Baskın esnasında evin telefon kabloları kesildi. Emniyette bekçi olarak çalışan 35 yaşındaki Osman Buluttekin, üzerinde pijama, ayağında terlik ile götürüldü. Onun alınışına tanıklık eden bir komşusu Osman Buluttekin’in arabaya bindirilerek yakında bulunan ve polislerin kontrol noktası olarak kullanılan tepelik bir yere götürüldüğünü gördü. Ailesi bunun üzerine öncelikle belirtilen yere gidip sormak istedi ancak yasaklı bölge olduğu ileri sürülerek emniyet tarafından buna izin verilmedi. Bir yıl iki ay cezaevinde kaldıktan sonra, kaybedilmeden 3 ay önce Diyarbakır E-Tipi Cezaevi’nden tahliye olan Osman Buluttekin’in sürekli tehdit telefonları aldığını söyleyen ailesi Kulp Emniyet Müdürlüğüne ve Jandarma Komutanlığına başvurdu. Emniyette anne Kariban Buluttekin’e ‘Biz almadık ama sana söz veriyoruz onu bulacağız’ denildi. Kaybedildiği tarihten sonra Osman Buluttekin’den bir daha haber alınamadı. O tarihlerde ilgili mercilere başvuruda bulunuldu ama gözaltında olduğu inkâr edildi. Aile Osman Buluettekin’i evden alanların güvenlik güçleri olduğu düşüncesindeydi. Faillerin bulunması ve cezalandırılması için İHD’den hukuki yardım talep ettiler. Ancak yürüttüğümüz tüm çabalara rağmen Osman Buluttekin’in akıbeti hakkında herhangi bir sonuç elde edilemedi.”

Yapılan açıklamaların ardından tüm kayıplar için oturma eylemi gerçekleştirildi.