Sise Bingöl serbest bırakılsın!

06.11.2018

DİYARBAKIR- İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu tarafından Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevinde tutulan 85 yaşındaki hasta mahpus Sise Bingöl'ün serbest bırakılması amacıyla düzenlenen basın toplantısında, yaşamını tek başına idame ettiremeyen veya ölümcül hastalıkları bulunan tüm mahpusların tahliye edilmesi talep edildi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu tarafından Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevinde tutulan 85 yaşındaki hasta mahpus Sise Bingöl'ün serbest bırakılması amacıyla şube binasında bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Kadın Komisyonu Üyeleri Yüksel Aslan Acer, Ezgi Sıla Demir, Derya Yıldırım ile Cezaevi Komisyonu Üyesi Yusuf Erdoğan katıldı. 2 yıla yakın bir zamandır cezaevinde tutulan Sise Bingöl'ün ağır hastalıkları bulunduğuna dikkat çeken ve basın metnini okuyan Ezgi Sıla Demir, Sise Bingöl’ün gerek yaşı ve gerekse birçok sağlık sorunu olmasına rağmen yapılan tüm tahliye başvurularının reddedildiğini söyledi.

Sise Bingöl'ün akciğer, kalp, mesane, astım, tansiyon gibi pek çok hastalığı bulunduğuna dikkat çeken Demir, "Hastalıkların bir kısmı da sağlık raporu ile belgelenmemiş, bazı hastalıkları ise sağlık raporuna işlenmemiştir. Bütün bunlara rağmen yapılan tedavi başvuruları reddedilmiş, kabul edildiğinde ise yine sağlık koşullarını tetikleyecek şekilde kötü muamele ile hastaneye sevki gerçekleştirilmiştir. En son hastalıklarının ağırlaşmasıyla birlikte tekrardan hastaneye yatırılmış ve tutulduğu hastanenin mahkûm koğuşunda sağlık durumu halen ciddiyetini korumaktadır" diye belirtti.

"Sise Bingöl'ün hapishanede tutulması işkence ve kötü muameledir"

Cezaevinde bulunma nedeni ne olursa olsun ağır sağlık sorunları bulunan hasta mahpusların hapishane koşullarında tutulması ve tedavilerinin sağlanmamasının evrensel hukuk kriterlerine göre işkence ve kötü muamele yasağının ihlali olduğunu kaydeden Demir "Ağır sağlık sorunları bulunan ve yaşam hakkı ihlali riski olan Sise Bingöl’ün, halen Tarsus T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu gibi yoğun hak ihlallerinin meydana geldiği bilinen ceza infaz kurumunda tutuluyor olması işkence ve kötü muameledir.  Sise Bingöl örneğinde görüldüğü üzere sağlık koşulları sebebiyle tahliye olması gereken mahpusların, mevzuat ya da Adli Tıp uygulamaları gibi engellere takılmadan tahliyeleri derhal sağlanmalıdır. Bizler insan hakları savunucuları olarak hapishanelerde yeni ölümlerin olmasını istemiyoruz. 10 yıldır vicdanlara seslendik. Yaşam hakkının kutsallığından bahsettik. Birleşmiş Milletler (BM) resmi belgesi olan İstanbul Protokolü gereği, tutuklu ve hükümlü konumda da olsa her hastanın kendi doktorunu seçme ve raporlarının bağımsız bilirkişilerce hazırlanmasını isteme hakkı vardır. Özellikle ağır hasta mahpusların yakınları yanında tedavilerine devam edebilmesini ve mahpusların bir veda hakkına dahi erişemeden yaşamlarını yitirmemesi gerektiğini söyledik" diye belirtti.

"Ölümcül hastalıkları bulunan hasta mahpuslar bir an önce tahliye edilmelidir"

Sise Bingöl'ün ve cezaevlerinden bulunan hasta mahpusların derhal serbest bırakılması çağrısını yineleyen Demir, cezaevlerindeki hasta mahpusların durumuna ilişkin şu öneri ve çağrılarda bulundu: 

* Mahpusların evrensel hukuk çerçevesinde ve en temel insan hakları esas alınarak yaşam koşulları düzeltilmeli; şiddet, işkence/kötü muamele ve yaşam hakkı ihlallerinin önüne geçilmeli, ihlalleri gerçekleştiren sorumlular yargı karşısına çıkarılmalıdır.

* Hasta mahpusların tedavilerinin önündeki her türlü yasal/idari engeller kaldırılmalı, kelepçeli tedavi, asker nezaretinde tedavi, bodrum katlarında tedavi gibi insanlık dışı uygulamalardan vazgeçilmelidir. 

* Evrensel hukuk ilkeleri gözetilerek, hasta mahpuslar açısından daha açık ve daha az yoruma yer bırakacak yasal düzenlemeler acilen yapılmalı ve uygulanabilir olmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.

* İnfazların ertelenmesi hususunda gecikmelere neden olan ve objektif olmayan kararlarda imzası bulunan Adli Tıp Kurumu bir an önce devreden çıkarılmalı, tam teşekküllü devlet hastanelerinin ve üniversite hastanelerinin vereceği raporlar yeterli görülmelidir.

* Hapishanelerde yaşamını tek başına idame ettiremeyen veya ölümcül hastalıkları bulunan tüm mahpuslar bir an önce tahliye edilmelidirler.