Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki Eş Genel Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş, bilindiği üzere 4 Kasım 2016 tarihinde yapılan operasyonda diğer HDP milletvekilleri ile birlikte gözaltına alınmış ve tutuklanarak Edirne F Tipi Cezaevi’ne götürülmüştü. Tutukluluğu süresi içerisinde 11 Şubat 2018 tarihinde gerçekleşen parti kongresine kadar Genel Başkanlık görevini sürdürmüş, ayrıca 24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşen erken genel seçimlerde Cumhurbaşkanlığı’na aday olmuş ve çalışmalarını tutulduğu cezaevinden yapmak zorunda bırakılmıştı.
HDP milletvekilleri ve Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) belediye başkanlarına yönelik gerçekleşen tutuklamaların, ulusal ve uluslararası hukukla bağdaşır bir yanının olmadığını, aksine planlanmış organize siyasi kararlarla alındığını her defasında önemle belirmiştik. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Seçme, Seçilme ve Siyasi Faaliyette Bulunma haklarını düzenleyen 67. Maddesinin, yine ifade, örgütlenme ve propaganda hakkını düzenleyen 24 ve 25. Maddelerinin açık bir şekilde ihlal edildiğine ve tutukluluk koşullarının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapmış, tutuksuz yargılamanın önemine işaret etmiştik.
Nihayetinde 20 Kasım 2018 tarihinde, 2 yılı aşkın bir süredir Edirne F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Sayın Demirtaş’ın tutukluluğunun sonlandırılmasına dair, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ikinci daire, başvurucu lehine bir karar almıştır. 14305/2017 sayılı başvuruya ait Sayın Demirtaş hakkında verilen kararlarda da görüldüğü üzere, hem ulusal hem de uluslararası hukukun ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.
Alınan kararlarda özetle;
Tutukluluğunun devamını sağlayacak yeterli hiçbir gerekçe sunulamadığı için AİHS’nin kişi özgürlüğü ve güvenliğini güvence altına alan 5. maddesinin 3. fıkrasının ihlal edildiğine,
Seçme ve seçilme hakkının düzenleyen AİHS’nin Ek 1. Protokolün 3. maddesinin ihlal edildiğine,
Yine, hak sınırlandırmalarının birincil amacının çoğulculuğu boğmak ve siyasi tartışma özgürlüğünü kısıtlamak olduğu sonucuna ulaşarak Sözleşme’nin 18. maddesinin de ihlal edildiğine yönelik tespitlerde bulunulmuştur. AİHS’in 46. maddesi uyarınca da Sayın Selahattin Demirtaş’ın gecikmeksizin tahliye edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Sürecin ilk anından bu yana haksız ve hukuksuz olarak gördüğümüz bu siyasi tutuklamalar bir an önce sona erdirilmeli; Sayın Demirtaş ve tüm seçilmişler bir an önce serbest bırakılmalıdır.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ (İHD) DİYARBAKIR ŞUBESİ