İHD: Bölge kentlerinde erkek şiddeti sonucu 53 kadın hayatı kaybetti

23.11.2018

DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu, son 1 yılda bölgede yaşanan kadın hak ihlalleri raporu ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. Verilerine göre, bölge kentlerinde son bir yılda 53 kadın şiddet sonucu hayatını kaybetti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu tarafından hazırlanan “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi bir yıllık (25 Kasım 2017- 23 Kasım 2018 tarihleri arası) Kadına Yönelik Şiddet Raporu” 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla düzenlenen bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Toplantıya İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu ve Kadın Komisyonu üyeleri Yüksel Aslan Acer, Derya Yıldırım, Ezgi Sıla Demir, Diren Özkan Balsak ve İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun katıldı. 

Rapor ilişkin hazırlanan basın metnini paylaşan Avukat Derya Yıldırım, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü”nün önemine değinerek, Dominik Cumhuriyeti’nde Trojillo Diktatörlüğü’ne karşı direnen ve 25 Kasım 1960 yılında eşlerini cezaevinde ziyaret etmelerinin ardından rejim askerleri tarafından arabalarından zorla indirilip tecavüze uğrayan ve işkenceyle katledilen Mirabel kardeşlerin hikayesini anlattı. 

"Şiddet ve tecavüz kültürünün toplumsal yapı taşları her gün erkeklikle kutsanıyor"

Kadına yönelik şiddetin Türkiye’de güncelliğini koruyan toplumsal sorunlardan biri olduğuna dikkat çeken Yıldırım "Kadına yönelik insan hakları ihlali ve ayrımcılık biçimlerinden biri olan şiddet, ülke genelinde mücadele edilmesi gereken öncelikli konulardan biridir. Şiddetin ve tecavüz kültürünün toplumsal yapı taşları her gün erkekliğin kutsanmasıyla birlikte toplumun her alanına sirayet etmektedir. Beraberinde birçok şiddet vakasını getiren bu durum bazen de en ağır haliyle ölümlerle sonuçlanmıştır. İşyerlerinde, okullarda, sokakta, parkta ya da evde her gün şiddete maruz kalan binlerce kadın bulunmaktadır. Kadınlar, cinsel kültürel, psikolojik, fiziksel ve mobbing gibi birçok şiddet türüne maruz bırakılmaktadırlar. Türkiye’deki devlet politikaları da, bunların önüne geçmekten öte aksi bir şekilde yol almaktadır. Politika yapanlardan, bu politikaları uygulayan kişilere ve uygulanan alanlara kadar kadın kimliğini ötekileştiren bir bakış söz konusudur. Bu da Türkiye’deki kadına yönelik şiddeti besleyen ve büyüten bir sonuç ortaya çıkarmaktadır. Her geçen gün kadın mücadelesi yeni bir boyut kazanırken devlet politikaları hep geriye giden adımlar atmıştır ve atmaya devam etmektedir. Bunun en yakıcı örneğini de bölgemiz üzerinde OHAL ile birlikte başlayan kadın kurumlarının kapatılmasıyla birlikte görmüş olduk. Çatışmalı ortamlarda hayatını kaybeden birçok kadın toplumsal alanda şiddetin arttığının örnekleridirler. Daha sonra gelişen Kayyum atamaları, kadın yöneticilerin tutuklanması, KHK ile işten çıkarılmalar gibi ardı sıra gelen birçok olayda şiddetin başka bir formuydular. Cezaevlerinde çıplak aramalar, kötü muamele gibi şiddetin her alanda gün geçtikçe arttığını görmekteyiz. Ataerkil devlet anlayışı, uygulamış olduğu bu pratiklerle kadın kimliğine karşı şiddetin en bariz boyutunu da ortaya koymaktadır."

"2014 yılından bu yana kadın yönelik şiddet hızlı biçimde arttı"

2012 yılından bu zamana kadar derneğimiz tarafından hazırlanan raporlar incelenip, kadına yönelik şiddet vakalarının tablosunu çıkardığımız zaman son 6 yılda, kadına yönelik şiddet, ölüm ve yaralama vakalarında bir artış görmekteyiz. Bu da aslında kadına yönelik şiddete karşı yaptırımcı politikalar üretememe, var olanı etkin uygulayamama gibi bir dizi problemi de gözler önüne sermektedir. Ayrıca 2012-2016 yılları arasında kuşkulu kadın ölümlerinin sayısında da bir artış söz konusudur. Yine 2012-2016 yıllar arasında 33 kadın kuşkulu bir şekilde öldürülmüştür. Aile içi şiddet olayları neticesinde yaralanma ve ölümle sonuçlanmalarda da yine önceki yıllara göre daha yüksek bir rakamla karşılaşmaktayız. Özellikle de 2014 yılı sonrasında kadına yönelik şiddet ve ölümlerde çok hızlı bir artış söz konusudur. Derneğimizin dökümantasyon ve raporlama çalışmalarından elde ettiği verilere göre; geride bıraktığımız bir yılda (25 Kasım 2017 - 23 Kasım 2018 tarihleri arası) Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, 53 kadın aile içi ve toplumsal alanda gerçekleşen erkek şiddeti sonucu katledilmiş, yine 30 kadın da maruz kaldıkları bu şiddet sonucu yaralanmıştır. Son 6 yıl içerisinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde toplamda, 374 kadın cinayeti işlenmiş, 220 yaralama vakası meydana gelmiş ve 50 kadın cinsel saldırıya maruz kalmıştır. İHD Diyarbakır Şubesi olarak ulaştığımız bu tespitler sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yapılan tespitler olup, kadın kimliği üzerinden gerçekleşmiş olayları yansıtmaktadır. Türkiye’nin kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin genel tablosu ise daha vahimdir.

"Kadına yönelik şiddet dosyalarında etkili soruştuma yapılmıyor"

Türkiye’de kadınlara yönelik hak ihlallerindeki artış, mevcut hukuki düzenlemelerin hayata geçirilemediğini ve kadını yeterince koruyamadığını göstermektedir. Yargıya intikal eden kadına yönelik şiddet, cinsel taciz ve cinsel saldırı dosyalarında etkili soruşturmaların yürütülmediğine, çok sayıda dosyanın yargı eliyle sürüncemede bırakıldığına, hala kadına yönelik şiddet davalarında erkek failin haksız tahrik, iyi hal indiriminden yararlandırıldığına tanıklık etmekteyiz. Hegemonyadan beslenen ve devlet politikalarıyla perçinlenen ataerkil şiddet ve bu şiddetin kamusal alanın tamamında sistematikleşerek takım elbise gerçekliği ile bütünleşmesi, hem kadın cinayetlerini teşvik etmekte hem de caydırıcı olmaktan çıkmaktadır. Kadının öz gücü ve varoluşuna yönelik kıyım, inkâr ve imha yargı eliyle ödüllendirilmekte ve dolayısıyla mevcut durumun önüne geçmek bir yana yeni şiddet, cinayet ve tecavüze teşvik niteliğinde kararlarla erkek vahşeti her gecen gün artmaktadır. Bizler bugün var olan ve örümcek misali her alana uzanan cinsiyetçiliğin ve her türlü şiddet zihniyetinin var olmasının en büyük nedenleri olarak yaratılan bu eril zihniyetlerin çarpıcı sonuçları ile karşı karşıyayız.

Kadının yönelik son bir yılda şiddet bilançosu

“Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin bir yıllık kadın hak ihlali” raporunu İHD Şube Sekreteri ve Kadın Komisyonu Üyesi Yüksel Aslan Acer açıkladı. 25 Kasım 2017 ile 23 Kasım 2018 tarihleri arasında kadına yönelik hak ihlali raporu verileri şöyle: 
 
* 9 kadın intihar etti, bir kadın ise intihara teşebbüs etti. 
 
* Aile içi erkek şiddet sonucu 43 kadın katledildi, 18 kadın yaralandı veya şiddet gördü. 2 kadın cinsel saldırıya maruz kaldı.
 
* Toplumsal alanda şiddet kadına yönelik şiddet sonucunda 10 kadın öldü, 12 kadın yaralandı. 12 kadın cinsel saldırıya maruz kaldı. 1 Kadın kaçırılarak alıkonuldu. 2 kadın fuhuş yapmaya zorlandı.


9 Kadın intiharı sonucu gerçekleşen ölümlerin haricinde aile içi ve toplumsal alanda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 53 Kadın katledildi. Katledilen kadınların illere göre dağılımı şu şekilde: 
 

ANTEP           : 12
MARAŞ          : 9
DİYARBAKIR : 8
BATMAN       : 4
IĞDIR             : 4
ADIYAMAN    : 3
MARDİN         : 3
URFA              : 3
KARS              : 2
VAN                : 1
MALATYA       : 1
ELAZIĞ           : 1
MUŞ               : 1
ARDAHAH     : 1
 

Katledilen kadınlara ilişkin ayrıntılı veriler şu şekilde:

Aile içinde;

27 kadın ateşli silahlarla, 10 kadın kesici-delici silahlarla, 4 kadın darp edilerek ve 2 kadın tespit edilemeyen bir şekilde katledildi.

4 kadın ateşli silahlarla, 5 kadın kesici-delici silahlarla ve 10 kadın darp edilerek yaralandı.

Toplumsal alanda;

2 kadın ateşli silahlarla, 4 kadın kesici-delici silahlarla, 2 kadın darp edilerek ve 2 kadın tespit edilemeyen bir şekilde katledildi.

5 kadın kesici-delici silahlarla, 9 kadın darp edilerek yaralandı.


*12 Erkek fail, gerçekleştirdikleri cinayetin ardından intihar etti.