Kayıp yakınları: Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu Kurulsun

15.12.2018

DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınları tarafından ‘Kayıplar Bulunsun Failler yargılansın’ sloganıyla gerçekleştirilen oturma eylemlerinin 514’üncüsü gerçekleştirildi. Eylemde, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 70. yıldönümü vesilesiyle yapılan açıklamada, “Biz bugün İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 70. yıldönümünde bir kutlama yapmaya değil kaybettiğimiz canları anmaya geldik” denildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlenen oturma eylemlerinin 514’üncüsü, 10-17 Aralık İnsan hakları haftası etkinlikleri kapsamında ve Valiliğin kayıp eylemlerini 15 haftadır yasaklayan keyfi ve hukuk dışı kararı nedeniyle İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Eylemden önce şube binasının bulunduğu sokağın polis tarafından tamamen abluka altına alındığı görüldü. Şube binasında gerçekleşen ve kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, yönetici ve üyeler, Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, MYK Üyesi Mehmet Raci Bilici, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır il Başkanı Mehmet Sayın, Diyarbakır Tabip Odası (DTO) Başkanı Mehmet Şerif Şerif Demir, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği, Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) yönetici ve üyeleri, Barış Anneleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı.

“Kayıplarının mücadelesini yanında olmaya devam edeceğiz”

Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Diyarbakır Valiliği'nin yasak kararının 15 haftadır sürdüğünü hatırlatarak, kayıpların bulunması mücadelesinin buna rağmen devam edeceğini kaydetti. 90’lı yıllarda muhalif insanların devletin paramiliter güçleri tarafından zorla kaybedildiğini belirterek konuşmasını sürdüren Zeytun “ Bizler her daim kayıp yakınlarımızın verdiği mücadelenin yanında durmaya ve destekçisi olmaya devam edeceğiz” diye belirtti. 

Zeytun’un ardından BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 70. yıldönümü vesilesiyle hazırlanan basın metni İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi ve Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçin tarafından paylaşıldı. “Biz bugün İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 70. yıldönümünde bir kutlama yapmaya değil kaybettiğimiz canları anmaya geldik” diyen Yalçin, kayıp yakınlarının onlarca yıldır her yerde vermiş olduğu hakikat, adalet ve yüzleşme mücadelesiyle kayıplarının akıbetlerinin ortaya çıkartılmasını ve faillerin cezalandırılmasını talep ettiğini belirtti. 

“Zorla kaybetmeler Cumhuriyetin kuruluşun evvelinden beri süre gidiyor”

Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından evvel başlayan ve 1937- 1938 Dersim Katliamı ile süregiden zorla kaybettirme uygulamaları 90’lı yıllarda bölge coğrafyasında başlayan savaş ve çatışma ortamı ile tekrar devreye sokulduğunu söyleyen Yalçin, “Herkesçe bilindiği üzere ne yazık ki 90’lı yıllarda devlet ve devlet adına hareket eden bir takım paramiliter güçlerin fiilleriyle sistemli ve planlı bir şekilde sayısız masum insan gözaltında zorla kaybettirilip asit kuyularına atıldı, faili meçhul cinayetlere kurban gitti ve toplu mezarlara gömülüp ortadan kaybettirildi. Yaşanan bu acı ve vahim tablo karşısında kayıp yakınları, devletin tüm kurumlarına başvurular yaparak karakol kapılarında, adliye sarayları önünde yıllarca yakınlarından gelecek bir haber için beklediler.” diye belirtti.

Zorla kaybedilme uygulamalarının başladığı süreçten bu yana sayısız hükümetler değiştiğini ancak devletin ve hükümetlerin kayıplar ile kayıp yakınlarının taleplerine karşı tavırlarında bir karış ilerleme sağlanamadığını söyleyen Yalçin “Siyasal iktidar tarafından kayıpların ortaya çıkartılması için zaman zaman kayıp yakınlarına sözler verilmiş olsa da faillerin yargı eliyle aklanması suretiyle yine cezasızlık politikası uygulanmaya devam edildi ve resmi olarak hiçbir olumlu adım atılmadı” dedi. 
“Kayıp yakınlarının adalet mücadelesi kapalı mekanlara sığdırılmak isteniyor”
Kayıp yakınlarının eylemlerinin engelleme ve sindirmeyi amaçlayan girişimlerle kapalı mekânlara sığdırılmak istendiğini belirten Yalçin, kayıp eylemlerinin sürmesiyle faillerin rahatsız etmeye devam edildiğini belirtti. Yalçin, son olarak şu talepleri sıraladı: 

“*Her şeyden önce zorla kaybettirilenlerin akıbetleri ortaya çıkarılmalı ve zorla kaybedilenlerin bulunması, faili meçhul cinayetler sonucu katledilenlerin faillerinin ortaya çıkarılması için devletin tüm arşivlerini açması gerekmektedir.

*Kayıpların akıbetlerinin ortaya çıkarılmasıyla ilgili yapılan mezar açma işlemlerinin ilgili uluslararası standartlar gözetilerek yapılması, mezarların iş makineleri ile özensiz bir biçimde açılarak kayıplara ait buluntuların tahrip edilmesinin/kaybolmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.

*Hükümeti, "BM Kişilerin Gözaltında Kayıptan Korunmaları ile İlgili Uluslararası Sözleşme"yi imzalamaya ve sözleşme gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.

*Yargı mensuplarını, sistematik cezasızlık politikasından vazgeçmeye ve uluslararası belgelere göre insanlık suçu olan tüm kayıp vakaları konusunda etkin bir yargılama yürütmeye, uluslararası sözleşmeler uyarınca bu suçlar için zamanaşımı hükümlerini dikkate almamaya çağırıyoruz.

*Bu topraklarda bir daha benzer acıların yaşanmaması, hakikatlerin ortaya çıkarılması ve toplumsal barışın tesisi için “Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu” kurulmasını talep ediyoruz.”

Yapılan konuşmaların ardından tüm kayıplar için oturma eylemi gerçekleştirildi.