Türkdoğan: İmralı hapishanesindeki ihlallerin mutlaka son bulması gerekir

14.01.2019

DİYARBAKIR- İHD tarafından Türkiye ve bölge hapishanelerinde devam eden açlık grevi eylemleri ve tecrit konularında düzenlenen basın toplantısında konuşan İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan,  “Eğer Türkiye'de bir kişi mahpus olarak hapishanede bulunuyorsa, infaz kanunu ve yönetmelikler var. Bu hakların ayrımsız olarak kullanılması gerekir. İmralı hapishanesinde tutulan Abdullah Öcalan ve beraberindeki üç kişinin avukatları, aileleri ve vasileriyle görüştürülmeleri, telefon haklarından yararlanmaları gibi standart haklardan mutlaka yararlanmaları gerekir. Bu konu da devam eden ihlallerin mutlaka son bulması gerekir dedi. diye belirtti.

Türkiye ve bölge hapishanelerinden devam eden açlık grevleri eylemleri ve tecrit konularında, İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından bir basın toplantısı düzenlendi. İHD Diyarbakır Şubesinde düzenlenen toplantıya Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İHD Genel Başkan Yardımcısı Rehşan Bataray Saman, İHD Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun ve İHD MYK Üyesi Mehmet Raci Bilici katıldı. 

“Bir kişi mahpus olarak hapishanedeyse, infaz kanunu haklarından yararlanmalı!”

DTK Eş Başkanı ve HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven'in Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nde süresiz ve dönüşümsüz olarak açlık grevi eylemini sürdürdüğünü hatırlatarak konuşmasına başlayan Türkdoğan, Başladığında bir talebi vardı. Aslında bu talep, öteden beri insan hakları savunucularının sürekli dile getirdiği bir talepti. Bizler Türkiye hapishanelerinden bulunan mahpusların, ayrımsız olarak bütün yasal haklarından ve uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan haklarından yararlanmaları gerektiğini hep söylüyoruz. Söylemeye de devam edeceğiz. Eğer Türkiye'de bir kişi mahpus olarak hapishanede bulunuyorsa, infaz kanunu ve yönetmelikler var. Bu hakların ayrımsız olarak kullanılması gerekir. İmralı hapishanesinde tutulan Abdullah Öcalan ve beraberindeki üç kişinin avukatları, aileleri ve vasileriyle görüştürülmeleri, telefon haklarından yararlanmaları gibi standart haklardan mutlaka yararlanmaları gerekir. Bu konu da devam eden ihlallerin mutlaka son bulması gerekir dedi. 

“Güven’in durumu ve açlık grevlerini Adalet Bakanı’yla görüştük”

İHD, TİHV, ÖHD ve ÇHD olarak açlık grevleri başladığı günden bu yana, hapishane ziyaretleri ve mahpusların tıbbi bakımları bakımından bir koordinasyon olarak ortak izleme çalışmalarında bulunduklarını söyleyen Türkdoğan, 10 Ocak günü Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve beraberindeki bürokratlarla bu konularda bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirtti. Özellikle Leyla Güven ve diğer süresiz dönüşümsüz açlık grevinde bulunan mahpusların durumuna ilişkin aktarımlarda bulunduklarını belirten Türkdoğan Durumları ayrıntılarıyla ifade etmiş ve ilk defa bu kadar açık kanuni bir talebin halen karşılanmamış olduğunu sıkıntı olduğunu ifade ettik. Tabi ki sayın Bakan bizi dinledi ve elbette kendi döneminde hiç bir mahpusun zarar görmemesi gerektiğini ifade etti. Daha çok nötr bir tutum içersindeydi. Deneyimlerimizden çıkardığımız sonuç, bunun olumsuz bir durum olmadığıydı. Ama pozitif adımların atılması gerekiyor. Bunu yolu da, İmralı hapishanesindeki görüş yasaklarının sona ermesidir. Hafta sonu Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan ile görüşmesini olumlu bir ilk adım olarak değerlendirmek mümkün ama bunun artık rutin görüşmelere bağlanması noktasında, açıkçası Adalet Bakanlığı'nın bir açıklama yapması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bir sonraki görüşme eğer 15 gün sonraysa, diğer mahpuslar açısından özelliklede Leyla hanım açısından, bu süreye beklemenin ne kadar zor olacağını tahmin etmek güç olmayacak. Çünkü 68'inci gününde olan bir insan açısından, bir 15 gün daha beklemek sıkıntı yaratabilir” diye belirtti. 

“Güven, İmralı hapishanesindeki görüşe yasağı bitmeden greve son vermeyecek”
 
Hapishaneye gittiklerini ve sayım olduğu gerekçesiyle Leyla Güven ile görüşme sağlayamadıklarını belirten Türkdoğan, Güven'in kızı ile görüştüklerini ve kendisinin aktarımlarına göre “Güven'in İmralı hapishanesindeki görüş yasaklarının kaldırılması ve bu görüşmelerin bir rutine bağlanması halinde bu açlık grevlerinin sona erebileceğini belirttiler” dedi.