DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınları tarafından ‘Kayıplar Bulunsun Failler yargılansın’ sloganıyla düzenlenen oturma eylemlerinin 520’ncisi gerçekleştirildi. Eylemde, 1995 yılında Diyarbakır’da gözaltında kaybedilen Bedri Alagam’ın akıbeti soruldu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlenen oturma eylemlerinin 520’ncisi, Valiliğin kayıp eylemlerini 21 haftadır yasaklayan keyfi ve hukuk dışı kararı nedeniyle İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Eylemden önce şube binasının bulunduğu sokağın polis tarafından abluka altına alındığı görüldü. Şube binasında gerçekleşen ve kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD yönetici ve üyeler, İHD Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 25 Ocak 1995 tarihinde Diyarbakır’da gözaltında kaybedilen Bedri Alagam’ın akıbeti soruldu.
“Failler Devlet eliyle korunuyor”
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi ve Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, Diyarbakır Valiliğinin eylemin açık alanda yapılmasını yasaklamasının üzerinden 21 hafta geçtiğini hatırlatarak, mücadelelerinin devam edeceğinin altını çizdi. Örhan “ Bir sonuç alınmaya kadar biz kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, bu mücadelenin takipçisi olacağız, sürdüreceğiz. Birilerinin keyfi yasaklamaları, bizi alanlarda görmek istememeleri, bizi bu mücadeleden yıldırdığı anlamına gelmeyecek. Aslında haklı bir davanın, haklı bir mücadelenin neferleriyiz. Her defasında dediğimiz gibi, kayıplarımızın akıbeti açıklansın diyoruz. Nasıl katledildi bu kayıplarımız. Biz biliyoruz, belgeliyoruz, yargıya mahkemelere sunuyoruz. Bildiğinizi gibi yıllar geçti ama hiçbir fail yargılanmadı, ceza almadı. Bu da şunu gösteriyor ki; 90’lı yıllarda kaybedilen yakınlarımız, aslında failler devlet eliyle korunuyor ve korunmaya devam ediliyor” dedi.
Gözaltında kaybedildi
Örhan’ın ardından İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi İrfan Ekinci, 25 Ocak 1995 tarihinde Diyarbakır’da gözaltında kaybedilen Bedri Alagam’ın hikayesini anlattı. Ekinci, şunları belirtti: “Bedri Alagam, koruculuk baskısı sonucu Hazro ilçesi Goman Köyünden Diyarbakır‘a göç etmek zorunda kalmıştır. Olay tarihinde Bedri, iş yerine giderken yoğurtçular sokağında birkaç el silah sesi duyar ve bir kişinin yaralandığı haberini alır. Olay yerine gelen polisler, Ali Günbey, Seyfettin Günbey ve Mesut adlı şahısları gözaltına alır. Aynı gün sabah saat 10.00 sularında Bedrinin işlettiği kıraathaneye gelen polisler, Bedri’ye birkaç soru sorduktan sonra ayrılırlar. Aynı günün ikindi vakitlerinde tekrar gelip, soru sorduktan sonra tekrar ayrılırlar. Aynı gün saat 22-23 sıralarında kıraathaneye gelen polisler, bu sefer kendisini gözaltına alırlar. Gözaltına alındığına tanık olan kendi köylüsü Abdurrezak Güngörmüş, Bedri’nin ailesine haber verir. DGM’ye ve Emniyet Müdürlüğü’ne başvuruda bulunan anne Seyran Alagam’ın görüştüğü yetkili, biz Bedri’yi saldık der ve dilekçeyi işleme koymaz. Olaydan altı gün sonra Seyfettin Günbey ile Mesut ve Hazro ilçesine bağlı Ormankaya köyünde gözaltına alınan Garip Eker mahkemeye çıkarılır ve E Tipi cezaevine gönderilirler. Aile cezaevinde bulunan bu kişilerle görüşme olanağı bulur. Seyfettin Günbey, Bedri ile aynı yerde gözaltında tutulduklarını gözlerinin bağlı olması nedeniyle birbirlerini görmediklerini ancak mahkemeye sevk edildikleri gün Bedrinin gördüğü işkenceden dolayı durumunun ciddi olduğunu aileye söyler. Ailenin başvurusu üzerine İHD ve Uluslararası Af Örgütü, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na acil çağrıda bulunarak inceleme başlatılır. Yapılan incelemede Bedri ve yukarıda adı geçen diğer şahısların gözaltına alınma tutanağı tespit edildiği halde, Bedri hariç diğer şahısların mahkemeye sevk edildiklerine dair evraklar tespit edilir. Sonrasında ailenin tüm çabalarına rağmen Bedri’den bir daha haber alınamaz.”
Yapılan konuşmaların ardından tüm kayıplar için oturma eylemi gerçekleştirildi.