Çatışmalı bir coğrafyada yaşamak, acıları da beraberinde getiriyor. Çatışmalı ortamda en büyük acıyı anneler, kadınlar yaşadığı gibi; en büyük mücadeleyi de anneler, kadınlar vermektedir.
İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde uygulanan ağırlaştırılmış tecrit uygulamaları nedeniyle, DTK Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven 167 gündür açlık grevinde! Hükümlü mahpus statüsünde bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a ve aynı hapishanede bulunan 3 siyasi mahpusun avukatları ve aileleriyle görüştürülmemesi insan hakları ihlalidir. Leyla Güven başta olmak üzere hapishanelerde siyasi mahpuslarının tamamına yakını, farklı tarihlerde başlamak üzere, İmralı hapishanesinde uygulanan tecrit politikalarını protesto etmek amacıyla süresiz ve dönüşümsüz olarak açlık grevleri eylemlerine başlamışlardır.
Açlık grevinde bulunan siyasi mahpusların anneleri ve yakınları, mahpusların bulunduğu hapishane önlerinde endişe içerisinde beklemektedirler. Bu anneler, çatışmalı ortam nedeniyle evlerini, topraklarını, anılarını, umutlarını ve en çokta çocuklarını yitirmek istemiyorlar. Canları gidiyor ve 'ölümcül sessizlik' devam ediyor. İşte bu nedenle sessizliğe karşı SES olmak dileğiyle Gebze Cezaevi önünde, kimseyi rahatsız etmeden barışçıl bir eylem yapıyorlar.
19 Nisan günü Gebze cezaevi önünde çocukları ölmesin diye sessizce oturan annelere, polis Türkiye’nin tarafa olduğu sözleşmelere aykırı biçimde bir saldırı gerçekleştirdi. Anneler, coplarla itildi, taciz içeren küfür ve tehditlere, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldılar. Olaydan bir gün sonra polis, aynı saldırıyı Kızıltepe de gerçekleştirdi.
Böylece bir kez daha bir 'anne sesi' şiddetle bastırıldı.
Türkiye, 2014 yılında Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi'nin ilk imzacı devleti oldu. Bu sözleşme yaşamın her alanında ‘Kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadınlara yönelik şiddetin faillerin yargılanması ve cezalandırılması' görevini tüm imzacı devletlere yüklüyor.
19 ve 20 Nisan 2019 tarihlerinde, Gebze ve Kızıltepe'de kolluk kuvvetlerinin Annelere/Kadınlara karşı suç işlemiştir! Kadınları darp edilmiş, fiziksel şiddet uygulamış 'hızlanın sizde enerji çok' diyerek açıkça cinsel taciz söyleminde bulunmuştur.
Yasal değişiklerle kolluğa verilen yetkilerin sürekli genişletilmesi, yine haklarında etkin soruşturma yapılmaması ve suç teşkil eden fiillerin sürekli cezasız kalması, kolluk kuvvetlerini yetkilerini hukuk dışı ve keyfi bir şekilde kullanma hususunda cesaretlendirmiştir.
Bizler insan hakları savunucusu kadınlar olarak; Türkiye’nin altına imza attığı sözleşmelere uygun davranmasını talep ediyoruz. Amaçları sadece çocuklarının ölmesini engellemek, onların taleplerini dile getirmek olan annelere yapılan polis saldırısını kınıyor ve İçişleri Bakanını yaşanan bunca şiddet olayının ardından istifaya davet ediyoruz? Adli ve idari mercileri de sorumlular hakkında etkili bir soruşturma yürütmeye çağırıyoruz.
İHD MERKEZİ KADIN KOMİSYONU