DTK eş başkanı ve Hakkari milletvekili Leyla Güven’in 8 Kasım 2018’de başlattığı açlık grevi, 16 Aralık 2018 ve 1 Mart 2019 günü tespit edebildiğimiz kadarıyla 90 hapishanede 3065 mahpusun katılımı ile Türkiye’nin temel insan hakları meselesi haline gelmiştir. Son olarak 30 Nisan’da 15 mahpus, 10 Mayıs tarihlerinde 15 mahpus olmak üzere toplam 30 mahpus açlık grevi eylemini ölüm orucuna çevrildiği açıklamıştı. Gerek Leyla Güven gerekse de diğer açlık grevci eylemcileri amaçlarını; “İmralı hapishanesinde tutulan Abdullah Öcalan ve diğer üç mahpusun yasayla tanınmış avukat, aile ve vasi görüşmelerinin gerçekleşmesi” şeklinde kamuoyuna açıklamışlardır. Açlık grevi eylemleri devam ettiği sırada 2 ve 22 Mayıs 2019 Abdullah Öcalan avukatlarıyla görüşmüştür. Adalet Bakanı 16 Mayıs 2019 tarihinde; “Öcalan’ın avukatlarıyla görüşme yasağının kaldırıldığını” söylemiştir. AKP sözcüsü Ömer Çelik 22 Mayıs 2019 günlü açıklamasında "görüşmeleri engelleyen bir yargı kararı vardı, yakın zamanda kalktı. Hukuki engel kalkınca bu görüşmenin önünde bir engel kalmadı" şeklinde değerlendirmede bulunmuştur.
Öcalan’ın 22 Mayıs 2019 günkü avukat görüşünde kamuoyuna açıklanan mesajı doğrultusunda Leyla Güven ve eylemci mahpuslar eylemlerini sona erdirmişlerdir.
Açlık grevi ve ölüm orucunun bitirilmesinden sonra 26.05.2019 tarihinde tüm bu tedavi süreçlerini tıbbı, hukuki ve insan hakları açısından takip etmek üzere; Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Diyarbakır Şubesi, Özgürlük için Hukukçular Derneği ve Diyarbakır-TUHAYDER'i içeren kriz masası oluşturulmuştur.
Kriz masası, ilk gününden beri tüm cezaevlerinde açlık grevlerinin takipçisi olmuş, sürecin başından beri eylemcilerin sağlık durumlarını, yaşanan hak ihlallerini yakından takip etmiş, hukuki ve idari olarak tüm başvurular gerçekleştirilmiştir. Nihayet eylemin bitirilmesinin ardından da Ülkemizdeki ve uluslararası açlık grevi deneyimlerinin ışığında prosedüre uygun gerekli tıbbi yardımın sunulması için süreci izlemeye ve raporlamaya da devam etmektedir.
Uzun süreli açlığın insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri bilinmektedir. Açlık grevinin sonlandırılması süreci de sağlık açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Açlık grevi yapanların kaybettiklerinin yerine konması ve normal beslemeye geçiş süreci belli kuralları gerektirmektedir. Ayrıntılı muayene, tetkik, tedavi ve özel bir beslenme programı gerektiren açlık grevleri öncelikle kişilerin hastanelere götürülmesini ve tedavilerinin hastane koşullarında yatarak yapılmasını zorunlu kılar. Bu süreçte kalıcı bedensel-zihinsel hasar gelişmesine neden olabilecek uygulamalardan kaçınılması, bilimsel bilgiler ışığında özenli bir yaklaşımın gösterilmesi ile mümkündür. Bunun yapılmadığı/yapılamadığı geçmiş süreçlerdeki acı deneyimler bizlere açlık grevi yapmış kişilerin yeniden beslenme sürecinde sağlık açısından birçok olumsuzluk yaşadıklarını göstermiştir. Ülkemizdeki ve uluslararası açlık grevi deneyimlerinin ışığında, bu sürecin taşıdığı riskleri öngörerek, ulusal ve uluslararası deneyimlerini yansıtan tedavi kılavuzları Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından hazırlanmış, bu yaklaşım ve yeniden beslenmeye geçişin gerektirdiği özellikleri içeren algoritma gerekli hazırlıkların yapılması için tarafımızca Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Cezaevi Müdürlükleri ve İl Sağlık Müdürlüklerine gönderilmiş olup, tabip odaları aracılığı ile hekimlere iletilmişti. Tüm uyarılarımıza rağmen gerekli ve yeterli hazırlıkların yapılmadığı, açlık grevleri sonlandıktan sonra açlık grevini bitirmiş olan mahpusların henüz yeterli tedaviye ulaşmadıklarına dair kaygı verici bilgiler ulaşmaktadır.
Kriz Masası grevin son ermesi ile birlikte tıbbi müdahale süreçlerinin izlemek amacıyla Elazığ, Erzincan, Malatya, Elbistan Siverek, Bayburt ve Gümüşhane hapishanelerine 26.05.2019 tarihinde yapılan ziyaretler gerçekleştirilmiştir. Ancak bazı hapishanelerde günlük gazetelerin verilmemesi ve radyolarına el konulmasından dolayı açlık grevindeki mahpusların grevin bittiğinden haberdar olmadıkları, bu nedenle grevi bitirdiklerine ve tedavi talep ettiklerine ilişkin dilekçeler ya geç verilmiş ya da sonraki gün beklendiği gözlenmiştir. Bu nedenle bahsettiğimiz hapishanelerde hastane sevkleri ve tedavilere geç başlanmıştır. Mahpusların ya hastaneye hiç götürülmedikleri, ya götürülmelerinde zorluk çıkarıldığı, ya da hastane yatışlarının hiç yapılmadığı, kısa süre içerisinde cezaevlerine geri götürüldükleri, bazı hastanelerde kelepçeli muayenenin dayatıldığı gözlenmiştir.
Açlık gerindeki mahpuslar, tıbbı tedavi ve muayene için cezaevinden hastaneye götürülürken güvenlik güçleri tarafından kötü muameleye maruz kaldıkları ve kelepçeli muayenenin dayatıldığı, bunu kabul etmeyen mahpusların muayenesi yapılmadan cezaevlerine geri gönderildiği tespit edilmiştir. Ne yazık ki ülkemizde defalarca yaşanan açlık grevleri deneyimlerinden süzülerek oluşturulmuş tedavi ve beslenme algoritmasının bazı cezaevlerinde ve hastanelerde kısmen uygulandığı, bazılarında ise hiç uygulanmadığı gözlemlenmiştir
Hatırlatma isteriz ki açlık grevini sonlandırmış olan mahpusların cezaevi hekimine ve oradan sevk edilerek hastanelere ulaşmalarında sorumluluğu olan idarecilerin bu konuda zorluk çıkarmamaları ve “hastaların” en kısa zamanda ve en uygun koşullarda hastanelere ulaştırılmaları yasal ve etik bir zorunluluktur.
Açlık grevi yapmış tüm kişiler; uzun süreli açlığa maruz kalmış “hastalar” olarak değerlendirilmeli ve mutlaka tıbbi kontrolden geçirilmeleri, ilgili uzman hekimler tarafından ayrıntılı muayene ve tetkik edilmeleri gerekmektedir. Açlık grevleri takip ve izlem heyeti olarak; açlık grevleri ve sonlandırma süreci tıbbi olarak multi-disipliner yaklaşımla yönetilmesi gereken bir süreç olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.
Gerek hastanelerdeki yatış sürecinde, gerekse de takip eden günlerde uzun süreli açlık nedeniyle sağlıkları olumsuz etkilenmiş açlık grevcilerinin takiplerinin aynı ekip tarafından yapılmasının ve gereksinim duydukları sağlık hakkının önündeki tüm engellerin kaldırılmasının yaşamsal önemde olduğunu belirtmek istiyoruz.
Açlık grevini sonlandırmış mahpusların cezaevlerinde yetersiz olanaklarla tedavi edilme eğilimi eksik risk değerlendirmesi, yanlış-yetersiz tedavi tıbbi uygulama hatalarına yol açabilmektedir. Bu uygulamalar, açlık grevi sonlandırma-beslenmeye geçiş protokollerine aykırıdır ve insan sağlığı açısından kabul edilemez.
Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yetkililerini tedavi kılavuzlarına uymaya, tedavi süreçlerini cezaevlerinin olanakları ile sınırlandıran yaklaşımlarından vazgeçmeye ve hukuka uygun davranmaya çağırıyoruz.
AÇLIK GREVLERİNİ TAKİP VE İZLEME HEYETİ
AÇLIK GREVİ SONRASI İZLEME YAPILAN HAPİSHANELERDEKİ DURUMLAR
DİYARBAKIR
Cezaevleri dışında açlık grevi eylemini sürdürenler (Diyarbakır, Batman, Mardin, Urfa’dan gelenler ) 18’i Diyarbakır özel hastanede muayeneleri ve kan tetkikleri alındıktan sonra uygun tedavi ve beslenmeye geçildi. Diyarbakır’daki Cezaevindeki 230 açlık grevine giren eylemciden 21’i 26/05/2019 tarihinde Gazi Yaşar il Eğitim araştırma hastanesine getirildi. Hastanede mahpuslar kelepçeleri çıkarılarak muayene edilmiştir. Sonrasında yatağa kelepçeli bir şekilde tedavileri yapılmıştır. Hastaneye son getirilen 6 eylemci minibüsten indirilirken eşlik eden güvenlik güçleri tarafından iteklenerek servise çıkartılmıştır. Kelepçeli tedavi ve kötü muamele için hastane yönetimi ve cezaevi savcısıyla görüşüldü. Kötü muameleye uğrayan kişilerin fiziki muayenesinde herhangi bir darp cebire rastlanmadı. 27/05/2019 tarihinde ise Cezaevi kampüs polikliniğinde 3 dâhiliye-1 kardiyoloji- 1 nöroloji- 1 psikiyatri hekimi ve diyetisyenden oluşan heyet görevlendirildi. Geri kalan 209 açlık grevcisinin muayeneleri, tıbbı tetkik ve kan tahlilleri yapılmıştır. Muayene ve tahliller sonrasında 15 kişi daha hastaneye sevk edilmiştir. Çıkan sonuçlara göre sevklere devam edilmektedir. Hastaneye getirilen 36 kişiden ilk getirilen gruptaki 9 kişi taburcu edilmiştir. Diğer açlık grevcilerinin tedavileri devam etmektedir.
ELAZIĞ
27/05/2019 günü önce revirde grevcilerin muayeneleri yapıldıktan sonra gerekli tetkikler için hastaneye sevk edileceği cezaevi idaresince belirtildi. Ancak Kadın mahpuslar ile 1 ve 2 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan mahpusların dilekçe vermiş olmalarına rağmen henüz sevklerin yaşanmadığı, öğleden sonra hastaneye sevk edileceği ifade edilmiştir. Tahlilleri ve tetkiklerin yapılacağı tarafımıza iletilmiştir. 28/05/2019 günü ise yeniden avukatlar tarafından ziyaret sağlanmıştır. 26 Aralık’ta açlık grevine başlayan eylemcilerden Serkan Eren, Ahmet Tekin, Yasin Güngör’ün hastaneye sevki sağlanmıştır. Bu mahpusların kan kusmasına rağmen yeniden cezaevine gönderilmiştir. Ayrıca 9 mahpus daha hastaneye sevk edilmiştir. Yine aynı gün içerisinde 27 mahpusun daha sevk edileceği belirtilmiştir. Diğer mahpusların tedavilerinin kampüs içerisinde yapılacağı söylenmiştir.
Elazığ cezaevinde 3 dâhiliye ve 2 diyetisyen halk sağlığından gelecek doktor heyeti kampüs içerisinde bulunan revirlerde tedavileri sağlanacaktır. Sağlık bakanlığından genel bilgi ve belgelere göre müdahale edileceği söylenmiştir. Sevkler henüz yapılmamıştır ancak yapılacağı söylenmiştir. Mahpuslardan bir kısmının kan örneği alınmıştır ve sonuçlar beklenmektedir. Sonuçlara göre uzman dâhiliye doktoru ve diyetisyen değerlendirmesi sonrasında sevk edilecek veya diyet listesine göre tedavi uygulanacaktır. 28 Mayıs itibariyle çoğu açlık grevcisinin kan örnekleri alınmıştır. 28 Mayıs tarihinde 27 kişinin sevk edileceği iletilmiştir. Ancak 5 kişinin sevk edildiği bilgisi alınmıştır.
Cengaver Aykul 163 gün olmasına rağmen kan alınmamış ve hastaneye sevk edilmemiştir.
MALATYA-ELBİSTAN
Elbistan’da 24 açlık grevcisi bulunmaktadır. Hepsinin kan tahlilleri alındıktan sonra hastaneye götürüleceği ifade edilmiştir. Savcı ve cezaevi idaresiyle görüşülmüştür, gerekli hassasiyetle yaklaşılacağı aktarılmıştır.
Malatya’da ise 15 açlık grevcisi vardır. 3 açlık grevcisi 5 Ocak’ta başlayan grupta yer almaktadır. Grevcilerin hepsi hastaneye götürülmüştür. Dâhiliye uzmanı tarafından muayeneleri yapılmıştır. Grevciler cezaevine geri getirilmiş, ancak tahlil sonuçlarına göre tekrar hastaneye götürülecekleri aktarılmıştır.
BAYBURT GÜMÜŞHANE
Bayburt Cezaevinde 18 kadın açlık grevcisi, Gümüşhane’de ise 5 erkek açlık grevcisi bulunmaktadır. 27/05/2019 tarihi itibariyle hastaneye sevkleri sağlanmıştır. Kadın mahpusların kan tahlilleri yapılmıştır. Cezaevi idaresi ile görüşülerek yemek listesi açlık grevini sonlandıran mahpusların sağlık durumlarına uygun bir şekilde güncellenmiştir.
SİVEREK
26/05/2019 Tarihinde 1.grup açlık grevi eylemcileri ile görüşme yapıldı. Yine ziyaret sırasında muayene için hekimin cezaevine geldiği bilgisi alındı. Cezaevi idaresi ile hastaneye sevklerin sağlanması gerektiğine dair görüşmeler yapıldı.27/05/2019 tarihinde ikinci bir ziyaret yapılarak 3 kadın açlık grevcisinin hastaneye sevklerinin sağlandığı bilgisi alınmıştır. Erkek mahpuslardan 12 kişinin hastaneye sevki sağlanmıştır. Sunay Yaman isimli mahpusun kan alınma esnasında gözde kararma nedeniyle sedyeden düşmüş ve burnun kırık ile kaşında yarık oluşmuştur. Erkek grevciler kelepçeli muayeneye tabi tutulmuştur. Erkek mahpusların muayene esnasında kelepçelerin çıkarılmadığı tarafımıza iletilmiştir.
ERZİNCAN
26/05/2019 günü cezaevinde bulunan grevciler ile görüşme yapılmış ve doktor kontrolü yapıldıktan sonra hastaneye sevk edilecekleri söylenmiştir. 27/05/2019 tarihinde mahpuslar ve cezaevi idaresi ile görüşme yapılmıştır. Revir doktorunun bilgisi doğrultusunda öğleden sonra 15 grevci hastaneye sev edilmiştir. Hastanede gerekli tetkikler yapıldıktan sonra cezaevine geri gönderilmişlerdir.
DIŞARIDA AÇLIK GREVİNE DEVAM ETMİŞ OLAN GREVCİLERİN DURUMU
Diyarbakır, Batman, Mardin, Urfa’da tahliye olduktan sonra dışarıda eylemlerine devam eden 18 grevcinin Diyarbakır'ın özel hastanelerinde tedavi edilmek üzere sevkleri sağlandı. Bugün itibariyle 100 günün altında olan grevcilerin taburcu edilmesi planlanmaktadır. 100 gün üzerinde olan grevcilerin tedavileri devam etmektedir.