DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınları tarafından ‘Kayıplar Bulunsun Failler yargılansın’ sloganıyla gerçekleştirilen oturma eylemlerinin 560’ıncısı gerçekleştirildi. 1996 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde gözaltında kaybedilen Mehmet Şirin Bayram’ın akıbetinin sorulduğu eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, “Türkiye’de kayıp meselesi ve benzeri insanlığa karşı işlenen bütün suçlar, tümüyle cezasız bırakılmış ve adalet gerçekleşmemiştir. Tüm bu meseleler adalete meselesidir ve bununla bağlantılı Kürt meselesidir” diye konuştu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlenen oturma eylemlerinin 560’ıncısı, Valiliğin kayıp eylemlerini 61 haftadır yasaklayan keyfi ve hukuk dışı kararı nedeniyle İHD Diyarbakır Şube binası önünde gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun ile şube yönetici ve üyeleri, İHD Bölge Temsilcisi Abdusselam İnceören, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1996 yılının Kasım ayında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde gözaltında kaybedilen Mehmet Şirin Bayram’ın akıbeti soruldu.
“Kayıp meselesi, adalet meselesidir ve bağlantılı olarak Kürt meselesidir”
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla gerçekleştirdikleri oturma eylemlerinin 560’ıncı haftasını ulaştığını hatırlatarak “Türkiye’de kayıp meselesi ve benzeri insanlığa karşı işlenen bütün suçlar, tümüyle cezasız bırakılmış ve adalet gerçekleşmemiştir. Tüm bu meseleler adalete meselesidir ve bununla bağlantılı Kürt meselesidir. Kürtlerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması, hak taleplerinin yerine getirilmemesinden kaynaklı, 90’lı yıllarda devletin bu sorunu görmezden gelmesiyle ve tüm kurumlarıyla su soruna şiddet temelli bir çözüm bulmak amacıyla bu suçları sistematik bir şekilde işlemiştir” diye konuştu. Düşünceleri nedeniyle her kesimden insanın yargı baskısına maruz kaldığını söyleyen Zeytun, Türkiye’de hemen her hafta gerçekleşen hukuksuzlara tanık olduklarını belirtti.
“Belediye eşbaşkanlarına işkence edilmiştir”
Önceki hafta Diyarbakır’daki Belediye Eşbaşkanlarının tutuklandıklarını ve yerlerine kayyım atandığını hatırlatarak sözlerini sürdüren Zeytun “ Görevlerinden alıkonulan, keyfi ve hukuksuz kararlarla tutuklanan belediye başkanları, yine keyfi bir şekilde sürgün edilmiştir. Öğrendiğimiz kadarıyla da 10 saat boyunca kelepçeli bir şekilde, havasız ve molasız bir şekilde götürülmüşler. Bu durumun açık bir şekilde, işkence olduğunu belirtmek gerekiyor. Kendilerine işkence edilmiştir. Bunun hukuk ve insan hakları nezdinde kabul edilemez olduğunu, bu adaletsiz ve kanun dışı uygulamanın takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz” dedi. HDP’li belediyelere yönelik kayyım atamalarının devam ettiğini söyleyen Zeytun “Bugün Saray Belediyesi’nin Eşbaşkanının gözaltına alınıp sonrasında da görevden alındığını ve yerine ilçe kaymakamının kayyım olarak atandığını öğrenmiş bulunmaktayız. OHAL kanunları ve kayyım politikaları devam ediyor. Bunun toplumsal barışa bir katkısı olmadığını belirtmek isteriz” diye konuştu.
“İktadarlar geçici, anneler kalıcı olacak”
Zeytun’un ardından, gözaltında kaybedilen Mehmet Şirin Bayram’ın kardeşi Halime Bayram bir konuşma yaptı. Bayram “Abim yaşam hakkı elinden alındığı zaman, ben küçük bir çocuktum. 6-7 yaşındaydım, ilkokula gidiyordum. Oda sadece, 90’lı yıllarda katmerleşerek devam eden faili meçhul cinayetlerin arasında yer alan birisiydi. Dönemin başbakanı olan Tansu Çiller’in o süreçte cumartesi anneleri için “Oturur oturur giderler” söylemi üzerine, kendisinden sonra gelen bir iktidar aynı yöntemleri üzerinden insan hakları ihlali uygulamıştır” diyerek, bu iktidarların geçici ancak kalıcı olanın ise çocuklarının takipçisi olan annelerin olacağını vurguladı.
Gözaltına alındı ve kaybedildi
Ardından da İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi ve Kayıp Komisyonu Üyesi Hasan Yalçın, 1996 yılının Kasım ayında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde gözaltında kaybedilen Mehmet Şirin Bayram’ın hikayesini anlattı. Yalçın, şunları belirtti: “Mehmet Şirin Bayram, 15 Ağustos 1978 tarihinde Diyarbakır ili Kulp ilçesi Demirli Köyüne bağlı Bîra Zeyna Mezrasında doğdu. 1994 yılında Bayram Ailesinin yaşadığı Demirli Köyü Bîra Zeyna Mezrasında devletin köylüler üzerinde ciddi baskıları vardı, köylüler sürekli olarak korucu olmaya zorlanıyordu ancak tüm baskılara rağmen köylüler koruculuğu kabul etmedi ve bu nedenle yaşadıkları köy yakıldı ve çoğu köylü zorla yerlerinden göç ettirildiler. Şirin Bayram’ın amcası olan İhsan Bayram, tüm baskılara rağmen köyde kalmaya devam etti. Aradan 2 yıl geçtikten sonra Mehmet Şirin Bayram, 1996 yılının Kasım Ayında köyde yaşamakta olan amcası İhsan Bayram’ı ziyaret etmek için yola çıkar. Demirli köyüne vardığında karanlık çökmüştü. Mehmet Şirin Bayram, yoluna devam etmedi, sık sık yaşanan operasyonlardan dolayı gece tehlike arz edebilir diye Bîra Zeyna’ya ertesi sabah gideceğini düşünerek akrabası olan Ramazan Tekin’in evine misafir olarak kalmaya karar verir, o gece saat 11 ve 12 civarında Kulp Korucuları ve Askerlerin yaptıkları ev baskınında ev sahibi olan Ramazan Tekin ve misafir olan Şirin Bayram gözaltına alınır. Ramazan Tekin ve Şirin Bayram’ın gözaltına alındığı esnada ev sahibi Hazal Tekin (Ramazan TEKİN'in eşi) 2 korucuyu Fettah ve Cumali isimli kişiler olduğunu ve onları tanıdığını söyler. Aynı günün sabahında Hazal TEKİN, Şirin Bayram’ın amcası olan İhsan Bayram’ı haberdar etmek üzere sabah erkenden saat 07:00 gibi Bîra Zeyna mezrasına giderek Şirin'in amcasına Kulp korucularının ve askerlerin Şirin ve Ramazan’ı gözaltına aldıklarını haber verir. İhsan Bayram, Kulp Karakolu'na giderek gözaltındaki Şirin Bayram için tanıdığı koruculardan korucubaşı Hüseyin ve Mustafa Bulut'tan Şirin Bayram hakkında bilgi vermelerini ister, Mustafa Bulut amcasına İhsan Bayram’a burada kalıp kendisinden haber beklemesi gerektiğini söyler, ertesi gün öğlen saatlerinde Mustafa Bulut (korucubaşı) İhsan Bayram’a ulaşarak Şirin’in Kulp Karakolu'nda olduğunu onu gördüğünü, onunla konuştuğunu ve Şirin’in gözlerinin bağlı olduğunu belirtir. Korucubaşı olan Mustafa Bulut, Şirin Bayram ile arasında geçen diyalog da; Ramazan Tekin ile aynı gece gözaltına alındığını ve ailesine haber vermesini istediğini söyler, aynı günün gecesinde Mustafa Bulut, Kulp Karakolu'na çağrılarak Şirin Bayram’ı gördüğünü söylememesi için tehdit edilir ve şiddet görür, ertesi gün sabah saatlerinde 08.00 gibi Şirin Bayram’ın amcası İhsan Bayram’ın yanına giderek Şirin BBayram’ı hiç görmediğini ve Kulp Karakolu'na hiç gitmediğini söyler. Ailenin tüm resmi kurumlara yapmış olduğu başvuru ve arama çabalarına rağmen Şirin Bayram’dan bir daha haber alınamaz.”
Yapılan konuşmaların ardından tüm kayıplar için oturma eylemi gerçekleştirildi.