Gözaltına alınan Ahmet Tekin’den 26 yıldır haber alınamıyor

08.02.2020

DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınları tarafından ‘Kayıplar Bulunsun Failler yargılansın’ sloganıyla gerçekleştirilen oturma eylemlerinin 574’üncüsü gerçekleştirildi. Eylemde, 1994 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yol kontrolünde askerler tarafından gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Ahmet Tekin’in akıbeti soruldu. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlenen oturma eylemlerinin 574’üncüsü, Valiliğin kayıp eylemlerini 75 haftadır yasaklayan keyfi ve hukuk dışı kararı nedeniyle İHD Diyarbakır Şube binası önünde gerçekleştirildi. Eyleme İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, şube yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1994 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yol kontrolünde askerler tarafından gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Ahmet Tekin’in akıbeti soruldu.

Eylemde bir konuşmada bulunan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, 574 haftadır kayıpların bulunması için adalet talep etmeye ve faillerden hesap sorulması için mücadele etmeye devam ettiklerini söyledi. 90’lı yıllarda kaybetme olaylarından suç işleyen kamu görevlilerinin yüzleşilmesi ve faillerden hesap sorulması gerektiğini söyleyen Zeytun, “Geçmişte yaşanan ağır insan hakları ihlallerine karşı etkin bir cezasızlık sistemi devam etmektedir. Kayıplar bulunsun ve failler yargılansın ve ihlallerin etkin bir şekilde giderilmesi talebimize karşılık, sistemli ve pek çok kategorik konuda ihlallerin devam etmekte olduğunu görüyoruz.” dedi.

Hak ihlalleri yoğun ve sistematik olarak devam ediyor

İHD Diyarbakır Şubesi tarafından dün bir basın toplantısı ile kamuoyuna açıklanan  “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2019 Yılı İnsan Hakları İhlalleri Raporu”na değinen Zeytun “ Kategorik konularda pek çok konuda yoğun ve sistematik hak ihlallerinin olduğunu görüyoruz. Burada şüphesiz her hafta dile getirdiğimiz ihlallerle yüzleşilmezse, hesaplaşılmazsa ihlaller devam eder. Tespitimizin ne kadar haklı olduğunu, maalesef bir kez daha gördük. Bunun en önemli nedene Kürt sorununda güvenlik eksenli bir politikanın yürütülüyor olması ve buna dayanan çatışmaların devam etmesidir.” diye konuştu. Raporda yer alan bilançoların tespit edilebilenden daha fazla olma olasılığını sahip olduğunu söyleyen Zeytun “ Tablonun çok daha vahim olduğunu belirtmek gerekiyor. Çatışmalı ortamda en az 381 insanın hayatını kaybettiğini ifade etmek gerekiyor. Bunun içerisinde asker, polis, gerilla ve sivil insan var. Bu insanlar maalesef, Kürt sorununda barışçıl, demokratik bir politikanın yürütülmemesinden kaynaklı aramızdan ayrıldılar. Bizler insan hakları savunucuları olarak, barış mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Bu coğrafyada insanların yaşamlarını yitirmesini razı olamayız” dedi. 

Hükümete çağrı: Barışçıl politikaları dönülmelidir

Türkiye’de güvenlikçi politikaların insanların yaşamlarının yitirmesine ve sosyal adaletsizliklerin oluşmasını yol açtığını söyleyen Zeytun “İnsanlar bu eşitsizliğe bedenlerini yakarak ve Grup Yorum üyelerinin 200 günden bu yana sürdürdükleri açlık greviyle bu duruma tepki vermeye çalışıyor. Tek neden sosyal adalet ve adil bir şekilde her şeyin bölüşümü. Ekonomiden tutalım, ekonominin, adaletin, yargının herkese karşı eşit davranmasıdır. Adilce yapılmasıdır. Bu yüzden buradan bir kez daha belirtmek istiyoruz ki; bu ihlalleri önleyebiliriz. Bir davranışımız veya bir tepkimizle bunu önleyebiliriz. Hükümete buradan çağrı yapıyoruz. Barışçıl politikalara dönülmelidir. 

26 yıldır haber alınamıyor

Zeytun’un konuşması ardından Kayıp Komisyonu Üyesi Fırat Akdeniz, 1994 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yol kontrolünde askerler tarafından gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Ahmet Tekin’in hikayesini anlattı. Akdeniz, şunları belirtti: Ahmet Tekin, 1994 yılının Mayıs ayında Diyarbakır’dan Lice’ye giderken bulunduğu araç, Sarnığ Köyü yakınlarında yol kontrolü yapan askerler tarafından durdurulur. Aracı durduran askerler, minibüs şoförü ve yolculara “Siz gidin Ahmet bizim misafirimizdir” diyerek, Tekin’i gözaltına alır. Bu tarihten sonra Ahmet Tekin’den bir daha haber alınamaz. Tekin ailesi, Lice’de savcılığa başvurarak çocuklarının bulunmasını ister. Ancak dosya görevsizlik kararı verilerek, Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı’na gönderilir. Tekin’in kardeşi Bedri Tekin, o dönem yaşadıklarını şöyle anlatıyor: ‘Ağabeyim gözaltına alındıktan sonra onu Lice Jandarma Komutanlığı’nda gören görgü tanıkları var. Annem de ağabeyimin durumunu sormak için gittiği komutanlıkta Ahmet’i gözleri bağlı bir şekilde askerlerin arasında sorguya götürülürken görmüş. Bu sırada annem bağırarak, ağlamaya başlıyor. Annem feryat edince, adının Şahabettin olduğu sandığımız yüzbaşı annemi darp etmişti. Annemin gözü aldığı darbeler sonucu şişip morarmıştı. Ancak tüm girişimlerimiz sonuçsuz kaldı. Ağabeyimden o tarihten itibaren bir daha haber alamadık.’ Ahmet Tekin, 1994 yılında Lice Jandarma Komutanlığı tarafından gözaltına alındı ve o tarihten itibaren kendisinden bir daha haber alınamadı.”

Ardından da tüm kayıplar için oturma eylemi gerçekleştirildi.