Kayıp yakınları adalet arayışının 575’inci haftasını geride bıraktı

15.02.2020

DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınları tarafından ‘Kayıplar Bulunsun Failler yargılansın’ sloganıyla gerçekleştirilen oturma eylemlerinin 575’incisi gerçekleştirildi. Eylemde, 1992 yılında Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Kuşkaya köyünde koruculuk dayatmalarına karşı gerçekleştirilen toplumsal gösteri sırasında, askerlerce açılan ateş sonucu yaşamını yitiren Bedriye Gümüş ve 5 köylünün faillerinin bulunarak cezalandırılması talep edildi.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlenen oturma eylemlerinin 575’incisi, Valiliğin kayıp eylemlerini 76 haftadır yasaklayan keyfi ve hukuk dışı kararı nedeniyle İHD Diyarbakır Şube binası önünde gerçekleştirildi. Eyleme İHD Diyarbakır Şube yönetici ve üyeleri, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1992 yılında Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Kuşkaya köyünde koruculuk dayatmalarına karşı gerçekleştirilen toplumsal gösteri sırasında, askerlerce açılan ateş sonucu yaşamını yitiren Bedriye Gümüş ve 5 köylünün faillerinin bulunarak cezalandırılması talep edildi.

Eylemde bir konuşmada bulunan İHD Diyarbakır Şube yöneticisi ve Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, hakikatlerin ortaya çıkması için 575 haftadır seslerini duyurmaya çalıştıklarını, ancak seslerinin devlet yetkilileri tarafından duyulmak istenmediğini söyledi. Buna karşın haklı mücadelelerini her yerde ve ısrarla sürdürmeye devam edeceklerini belirten Örhan “ Çünkü kayıplarımızın başına getirilen bu felaketlerin yetkililer tarafından açıklanıp,  akıbetlerinin ortaya çıkarılması gerekiyor” dedi. 

Diyarbakır Valilinin yasağı 76 haftadır devam ediyor

Diyarbakır Valiliğinin 76 haftadır devam eden yasağı nedeniyle Koşuyolu Parkında eylemlerinin yapamadıklarını söyleyen Örhan “ Yasaklar Batman’da ve burada devam ediyor. 76 haftadır Koşuyolu Parkında yapmak istediğimiz demokratik eyleme Diyarbakır Valiliğinin izin vermemesini buradan kınamak istiyoruz. Biz haklıyız, bizim kayıplarımız var, bizim yakınlarımızın başına felaketler getirildi ve biz bunların hesabını soruyoruz. Bunun mücadelesinin veriyoruz. Çok demokratik bir şekilde bu mücadeleyi sürdürürken, birilerinin bize yardımcı olması gerekirken, tam aksine eylemimizi engellemeye çalışmalarının anlaşılır bir tarafı yoktur.  

Tutuklu belediye eşbaşkanı kayıp yakınlarına dayanışma mektubu gönderdi

Bir süre önce tutuklanan Sur Belediyesi Eşbaşkanı Cemal Özdemir’in, bulunduğu Erzurum Cezaevinden kayıp yakınları için kaleme aldığı mektup, Örhan tarafından okundu. Özdemir mektubunda, kayıp yakınlarına dayanışma dileklerini iletti.

Ardından da 1993 yılında Diyarbakır’da faili meçhul saldırıda yaşamını yitiren Mehmet Tekdağ’ın ablası İffet Mutaş, Mehmet Tekdağ’ın hikayesini anlatarak faillerin bulunarak cezalandırılmasını talep etti. 

Asker kurşunuyla katledilen Bedriye Gümüş ve 5 köylünün akıbeti soruldu 

Daha sonra İHD Diyarbakır Şube yöneticisi ve Kayıp Komisyonu Üyesi Av. Hasan Yalçın, 1992 yılında Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Kuşkaya köyünde koruculuk dayatmalarına karşı gerçekleştirilen toplumsal gösteri sırasında, askerlerce açılan ateş sonucu yaşamını yitiren Bedriye Gümüş ve 5 köylünün hikayesini anlattı. Yalçın şunları belirtti: “Bedriye Gümüş, ailesiyle birlikte Mardin’in Nusaybin ilçesinin Kuşkaya (Gurik) köyünde ikamet ediyordu evli ve iki çocuk annesiydi,  Ailesinin anlatımlarına göre; yaşadığı Kuşkaya (Gurik) köyüne sürekli askerler tarafından evlere baskınlar düzenlenmekteydi. Köylülere sürekli olarak korucu olmaları yönünde tehditler ediliyordu. Devlet güçlerince yapılan baskın ve tehditlerden dolayı, köy halkı durumu protesto etmek için 17 Şubat 1992 yılında yaşadıkları Kuşkaya köyünden, Yardere köyüne doğru bir yürüyüş gerçekleştirmek istediler. Köylülerin yapmış oldukları yürüyüş, belli bir mesafeden sonra askerler tarafından engellenmeye başlandı. Köylüleri durduran askerler, yürüyüşü sonlandırmamaları halinde müdahale edeceklerini söylediler. Olumsuz hava koşullarına rağmen yürüyüşlerinde ısrar eden köylülerin üzerine askerlerce silahla ateş açıldı. Yapılan silahlı ateş sonucu Abdulselam Acet, Seyfettin Kopçak, Ali Ölmez, Abdulselam Özbey, A.Hakim Göllan adlı 5 köylü olay yerinde can verdi. Olay yerinde yaşamını yitiren 5 köylüden 2’si askerlikten izne gelmişti. Olay yerinde yaralanan Bedriye Gümüş ise askeri bir araçla Mardin’deki bir hastaneye kaldırıldı. Ailesinin beyanlarına göre, Bedriye Gümüş hastaneye götürülürken askerler tarafından yakınlarına olayın teröristlerce gerçekleştirildiğini söylemelerini ısrarla istemişler. Kendisine birçok kurşun isabet eden Bedriye Gümüş hastanede ameliyata alındı. Bedriye Gümüş, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Bedriye Gümüş’ün yakınları tarafından Derneğimize yapılan başvuruya göre; olayın yaşandığı esnada Ramazan adlı bir binbaşı ile Mehmet Göçmen adlı bir yüzbaşı görevliydi. Derneğimizin her fırsatta yapmış olduğu tüm çağrılara rağmen halen olayın faillerine ilişkin herhangi bir soruşturma başlatılmadı.”

Ardından da tüm kayıplar için oturma eylemi gerçekleştirildi.