23.03.2020 tarihinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetiminde bulunan Batman, Silvan, Lice, Eğil ve Ergani belediyelerine İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım atanmıştır. Belediye Eş Başkanlarının evlerine, belediye hizmet binalarına baskınlar düzenlenmiş ve Belediye Belediye Eş Başkanları gözaltına alınmışlardır.
HDP’nin 31 Mart yerel seçimlerinde 3 büyükşehir, 5 il, 45 ilçe ve 12 belde olmak üzere kazandığı 65 belediyeden son kayyım atamalarıyla partinin 3 büyükşehir, 2 il, 30 ilçe ve 2 belde belediyesine kayyım atanırken 26 Belediye Eş başkanı halen tutuklu olarak yargılanmaktadır. Demokratik değerleri ve hukukun üstünlüğünü savunan hak örgütü olarak belirtmek isteriz ki; seçimle tecelli etmiş halk iradesine siyasal iktidarın kayyım yoluyla gerçekleştirdiği hukuksuz müdahale Türkiye’nin demokratikleşme çabalarını ve toplumsal barış ortamını yaralayan bir yaklaşıma yol açmaktadır. Yine, hak ve özgürlükler sorununu derinleştirmektedir.
Coronavirüs salgın tehditinin varlık gösterdiği bir süreçte, yerel yönetimlerin halk sağlığını koruyabilmek açısından önemli rolü bulunmaktadır. Toplum, yaşanan küresel salgın nedeniyle ruhsal, fiziksel ve ekonomik birçok sorun ile karşı karşıya iken, kayyım atamalarının yapılması önceliğin halk sağlığından ziyade güvenlikçi politikalarda olduğunu göstermektedir. Kayyım atamasıyla beraber belediyelerin Covid-19 için alacakları önlemlere, halk sağlığı çalışmalarına, koruma ve yayılmayı önleyecek tüm tedbirlere yapılmış bir darbedir. Bu karar hem seçmen iradesini hem de halkın sağlığını yok saymaktadır.
Salgın hastalığın yayılmasına karşı “evde kal" mesajı verilirken onlarca belediye başkanı ve belediye yetkilisi gözaltına alınarak ciddi bir sağlık riski ile karşı karşıya bırakılmıştır. Gözaltı koşulları, Covid-19 virüsünün kolayca bulaşabileceği koşullardır.
Güvenlikçi politikaların bir sonucu olarak gerçekleşen ve sistematik bir hal alan kayyım atamaları hukuk dışıdır. Kayyım atamalarının iptal edilmesi ile görevden alınan belediye eş başkanlarının görevlerine iade edilmesinin, toplumsal ve hukuksal gereklilik olduğunu belirtiyoruz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ
DİYARBAKIR ŞUBESİ