HDP’nin Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü Engellenemez!

16.06.2020

Halkların Demokratik Partisi(HDP), 1 Haziran 2020 günü eş başkanları ile Türkiye’de demokrasiyi inşa etme belgesi diye tanımlanan 9 maddelik bir ilke ve tutum belgesi açıklamıştır. Buna karşın iktidar çoğunluğunu elinde bulunduran AKP ve MHP birlikte hareket ederek önceki dönemden kalma kovuşturmalar bahane edilerek Anayasa 83 ve 84 maddelere aykırı olarak milletvekilleri Leyla Güven, Musa Farisoğulları ve Enis Berberoğlu’nun vekillikleri TBMM’de 6 Haziran 2020 tarihinde düşürülmüştü.

HDP, bu gelişmeler karşısında aldığı kararla 15 Haziran’da Hakkari ve Edirne’de başlayıp 20 Haziran’da Ankara’da sona erecek “Darbelere karşı Demokrasi Yürüyüşü” kararını kamuoyu ile paylaşmış ve bu kapsamda derneğimizi de 10 Haziran günü ziyaret etmiştir. Bu ziyarette insan hakları ve demokrasi talebine desteklerimizi belirtip, barış hakkı ile ilgili görüşlerimizi ifade etmiştik.

HDP’nin, Türkiye’nin 3. Büyük partisi olarak yapmak istediği yürüyüşe karşı AKP ve MHP karşı çıkmış ve yasaklanacağını açıklamıştır. CHP ise doğru bulmadığını belirtmiştir.

Siyasi iktidarı yürüten AKP ve MHP sözcülerinin yasaklama açıklamasından hemen sonra yürüyüş başlangıç noktaları ve güzergahlarındaki illerin Valilikleri yasaklama kararı almış, öyle ki, illere giriş çıkış yasağı getirerek 7145 sayılı kanunla OHAL’i kalıcılaştıran anayasaya aykırı yetkilerini kullanmışlardır. Buna rağmen HDP anayasal hakkını kullanmış ve yürüyüşleri 15 Haziran günü başlatmıştır. Yürüyüşler sırasında çok sayıda engelleme yapılmış ve bazı yerlerde partililer gözaltına alınmıştır.

Türkiye anayasasının 34. Maddesinde silahsız ve saldırısız gösteri ve toplantı yapmak haktır. Bu konuda AİHM ve AYM’nin sayısız kere alınmış kararı bulunmaktadır. Anayasanın 67-68 ve 69. Maddelerinde siyasi faaliyette bulunma hakkı ve siyasi partilerin hakları düzenlenmiştir. AİHS’in 11. Maddesinde ise bu konuda oldukça kapsamlı düzenleme bulunmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’nin 3. Büyük partisinin toplantı ve gösteri hakkını kullanması ve siyasi faaliyette bulunmasının yasaklanmak istenmesi tipik Polis Devleti uygulamasıdır.

Dünyadaki ırkçılık karşıtı gösteriler hakkında konuşan siyasi iktidar sözcülerinin, Türkiye’de HDP’nin en doğal hakkını kullanmak istemesini kınaması ve yasaklaması, demokrasi bilincinin oluşmadığını ve kendine demokrat otoriter bir siyasi anlayış ve iktidar olduğunu açıkça göstermektedir.

Valiliklerin yasaklama kararına gerekçe olarak sunulan sebeplerden birisinin de Covid-19 olduğunu belirtmeleri oldukça gariptir. Cumhurbaşkanlığı her türlü tedbiri kaldırmış ve hızlı bir normalleşmeye geçmiştir. Yürüyüşün sembolik sayıda yapılması karşısında bu gerekçenin ileri sürülmesi isabetli olmamıştır.

Sonuç olarak HDP’nin yürüyüş ve siyasi faaliyette bulunma hakkı engellenemez ve yasaklanamaz. Unutulmamalıdır ki, haklar yasalar ve idari pratiklerden önce gelir. Demokrasi mücadelesi meşrudur, engellenemez.

İnsan Hakları Derneği