Bu topraklarda özellikle çoğunluğu 90’lı yıllarda olmak üzere, geçmişte devletin güvenlik güçleri ve devlet adına hareket eden paramiliter unsurların eylemleri sonucu sayısız faili meçhul cinayet, yargısız infaz, gözaltında kayıp ve zorla kaybetme yaşandı. Binlerce insana ne yapıldığı tam olarak bilinmediği gibi bu insanların mezar yerleri dahi bilinmiyor. Kayıp yakınları kendi kayıplarının akıbetini ortaya çıkartmak için her türlü hukuksal girişimlerde bulunmalarına rağmen, herhangi bir sonuca ulaşamadılar. Bunun sonucunda, yıllarca karakol önlerinde, adliye koridorlarında evlatlarının akıbetini peşine düşmekten bir sonuç alamayan aileler, kendi kayıp arama mücadelelerini kamusal alana taşıyarak daha görünür bir yol arayışına girdiler.
Kayıp yakınları 27 Mayıs 1995 tarihinden bu yana her cumartesi günü Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemi düzenleyerek gözaltında kaybolan yakınlarını ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban giden evlatlarının akıbetinin bulunması için kesintisiz bir şekilde oturma eylemini başlatmış oldular. İstanbul’da Cumartesi Annelerinin/İnsanlarının çeyrek asır yıl önce “Evlatlarımızı sağ aldınız onları sağ istiyoruz” sloganı ile başlatmış olduğu oturma eylemi, bugün 835. haftasına girmiş bulunmaktadır. Aynı adalet arayışı Diyarbakır’da ise 633. haftasına devam ediyor.
Kimi zaman güneşin kızgın sıcaklığında, kimi zaman kışın dondurucu soğuğu altında bu mücadelelerini sürdürdüler. Bu adalet arayışlarında baskı ve engellemeler oldukça fazlaydı. Çoğu zaman kolluk kuvvetlerinin orantısız şiddeti nedeniyle işkence ve kötü muameleye maruz kaldılar. Yerlerde sürüklendiler, coplandılar, gözaltına alındılar, cezaevine girdiler ama kendi mücadelelerinden asla vazgeçmediler.
Cumartesi Annelerinin sürdürdükleri barışçıl protesto eylemleri, bu ülkede en uzun soluklu sürdürülen hak arama mücadelesi oldu. Bu inanç ve kararlılık ne yazık ki; siyasi iktidarları çoğu zaman rahatsız etmiştir. Bu sebeple her dönem bu eyleme yönelik yasaklama ve engelleme çabalarına şahit olduk. Cumartesi Anneleri eyleminin 700. hafta buluşmasında yapılan polis müdahalesinde 46 kayıp yakını, hak savunucusu ve destekçimize barışçıl toplantı ve gösteri özgürlüğünü kullandığı için dava açıldı.
Anayasa’nın 34. Maddesi oldukça açıktır. Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Yine 2911 sayılı yasaya muhalefet suçunun oluşabilmesi için toplantının yasaklanmık başına yeterli değildir. Bunun yanında kişilerin toplantı veya gösteriye silahla katılması, toplantının şiddet ve cebir içermesi, toplumun güvenliğe ciddi zararlar vermesi gerekir. Çok uzun yıllardır barışçıl yöntemlerle süren bu eylemlerin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa aykırı olmadığı ortadadır.
İlk duruşması 25 Mart 2021 Perşembe günü saat 13.00’da Çağlayan Adliyesinde görülecek.
Galatasaray Meydanı adalet ve hakikat talep edenlerin, Galatasaray Meydanı Cumartesi Annelerinin demeye devam edeceğiz.
Kayıp yakını da olan Hanım Tosun’un dediği gibi;
"Bizim mücadelemiz haklı bir mücadele. Bizim için Galatasaray Meydanı bir hesaplaşma mekânı. Çocuklarımızın elini tutup gideceğimiz bir mezarımız olmadığı için Galatasaray’a gidiyorduk. Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz"
Biz de İHD Diyarbakır Şubesi olarak annelerin haklı mücadelesi önünde saygıyla eğiliyoruz. Adalet sağlanıncaya kadar her fırsatta bu mücadelenin haklılığını anlatmaya devam edeceğiz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ (İHD) DİYARBAKIR ŞUBESİ - KAYIP VE FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU