BASINA VE KAMUOYUNA

23.10.2021

16.10.2021 tarihinde Diyarbakır İstasyon Meydanı’nda Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), "Irkçılığa ve cinsiyetçiliğe êdî bese, şimdi kadın özgürlük zamanı" temalı kadın mitingi düzenlemiştir. 

Miting, yasal prosedürler yerine getirilerek Diyarbakır Valiliği'nin izni dâhilinde gerçekleşmiştir. Miting esnasında özellikle arama noktalarında mitinge katılmak isteyen kadınlar ve yurttaşların haksız uygulamalarla karşılaştığı, taciz boyutunda aramaya maruz bırakıldığı ve buna itiraz edenlere kolluk güçleri tarafından fiziksel şiddete varan müdahaleler gerçekleştiği basına ve kamuoyuna yansımıştır. 

Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı 2019 yılında kurulmuş ve şiddete karşı mücadeleyi işbirliği içinde esas alan bir çalışma tarzı ile şiddet nereden ve kimden gelirse gelsin karşısında olma misyonunu kendine biçmiştir. 16 Ekim Cumartesi günü gerçekleşen kadın mitinginde girişlere kurulan üç ayrı arama noktasında “güvenlik” gerekçesi bahane edilerek arama yöntemlerinin dozajı artırılıp, taciz boyutuna vardırılmıştır. Ayakkabı çıkarttırma, iç çamaşırlarına elle girmeye değin ince aramanın uygulanmış olması, alana sarı-kırmız-yeşil renkli eşarplarla girmek isteyen kadınlar hakkında gözaltı işlemi uygulanması, uzun süredir her toplu etkinlikte olduğu gibi makyaj malzemeleri başta olmak üzere birçok kişisel eşyaya el konulması, dezenfektanların dahi içeri alınmayışı, girişte HES kodu istenmesi ile oluşan uzun kuyruklar ve bu şekilde kadınların uzun süre arama noktalarında bekletilmesi gibi hukuki dayanağı olmayan ve hak ihlaline yol açan taciz boyutunda birçok uygulama yaşanmaktadır. Bu uygulamaların bir kısmına ağın bileşeni kurumlarda çalışma yürüten kadın arkadaşlarımız bizzat maruz bırakılmıştır. Ayrıca bu uygulamalara itiraz eden yurttaşlara kolluk tarafından sert müdahale uygulanması, gözaltına almaya çalışılması ve yurttaşların kapılardançevirilmesi, 'girmeyin alana evinize gidin' şeklindeki sözlü şiddetin de yaşandığı bilgisi ağ bileşeni kurumlara yansıyan bilgiler arasındadır. 

Toplantı, miting ve gösteri yürüyüşlerine katılmak Anayasa başta olmak üzere 2911 Sayılı Kanun ile de tüm yurttaşlara tanınmış bir haktır. Bu hakkın kullanımını engelleyecek veya kısıtlayacak keyfi kolluk uygulamaları, bu uygulamaların saldırı boyutunda müdahaleye dönüşmesi demokratik toplum ilkelerine uymayacağı gibi hukuk devletini de yok sayan, devlet ve iktidar/erk şiddetini ortaya koyan bir yaklaşımdır.Türkiye’de kadınlar başta olmak üzere tüm yurttaşlara yönelik her türlü şiddet gerek kamusal gerek özel alanda gün geçtikçe artmakta ve önü alınmamaktadır. Buna karşı kadınlar ve tüm yurttaşların şiddeti kabul etmeyeceklerine yönelik itirazlarını yaparken yeniden şiddete maruz bırakılmaları ise asla kabul edilemez. 

Biz kadınlar, her alana uzanan cinsiyetçiliğin ve eril zihniyetin yarattığı şiddet kültürüyle karşı karşıyayız. Buna son verilmesi için çağrı ve taleplerimizi bir kez daha tekrarlıyoruz: Devlet kadına karşı şiddeti teşvik etmekle değil önlemek için her türlü tedbiri almakla yükümlüdür. Birleşmiş Milletler CEDAW (Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi) belirtilen “Kadınlara yönelik toplumsal cinsiyet dayalı şiddet, (zararlı uygulamalar da dâhil) belli durumlarda işkence, zalim, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele ile eşdeğerdir”cümlesini hatırlatmak isteriz! Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı bileşenleri olarak nereden ve nasıl gelirse gelsin her türlü şiddetin karşısında olacağımızı ve şiddetin her türüyle mücadele etmekten çekinmeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz!


DİYARBAKIR KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE AĞI