BASINA VE KAMUOYUNA
Değerli Basın Emekçileri
20 Temmuz 2016’da ilan edilen Olağanüstühal (OHAL) kesintisiz olarak 2018 yılına kadar sürmüştür. OHAL süresince çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) hukuka aykırı bir şekilde birçok kamu görevlisi görevinden ihraç edilmiş ya da açığa alınmış, mülkiyete el koyma işlemleri, uzun gözaltı süreleri uygulamaları ve yine birçok kurum hakkında kapatma kararı verilmiştir. OHAL’in sona erdiği 25 Temmuz 2018 tarihinden sonra 7145 sayılı torba kanun metni içerisinde OHAL dönemine özgü olan bu yaptırımların OHAL’in ardından gelen üç yıllık uzatma sürecinde de devam ettiği görülmüştür. Daha sonra AKP milletvekillerince 9 Temmuz 2021 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan torba kanun teklifi 18 Temmuz 2021 tarihi itibariyle TBMM Genel Kurulunda oy çokluğuyla kabul edildi. TBMM Genel Kurul görüşmeleri sonucunda, 7145 sayılı torba yasa ile son üç yıldır uygulanan OHAL tedbirlerinin uzatılma süresi 3 yıldan bir yıla indirilmiş oldu.
OHAL süresince birçok eğitim emekçisi çıkartılan hukuksuz KHK’lerle sendikal faaliyetler gerekçe gösterilerek görevlerinden alınmış veya açığa alma işlemiyle belirsiz bir hukuki durumla karşı karşıya bırakılmıştır. Her ne kadar Olağanüstü Hal durumunun sona erdiği ileri sürülse de; fiili olarak Türkiye’de OHAL uygulamaları farklı idari veya diğer işlemlerle halen devam etmektedir. 6 Kasım 2020 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınızca başlatılan soruşturma ile ev baskınlarında KESK’e bağlı Eğitim-Sen üyesi 29 eğitim emekçisi gözaltına alınmıştır. İfade işlemlerinin ardından 1 eğitim emekçisi hakkında tutuklama kararı; 28 eğitim emekçisi hakkında ise adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmiştir. Eğitim Sen üyesi 2 kişi hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca iddianame düzenlenmiş; akabinde gerçekleştirilen yargılama sonucu 2 Eğitim Sen üyesi hakkında beraat kararı verilmiştir. Eğitim sen üyesi diğer 27 kişi hakkında ise Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca “Kovuşturmaya Yer Olmadığında Dair Karar” verilmiştir. Eğitim Sen üyelerine ifade işlemleri ve yargılamalar sırasında “sendikal faaliyetler nedeniyle gerçekleştirdikleri basın açıklamalarına ve yine mitinglere” neden katıldıkları sorulmuş; gerçekleştirilen bu faaliyetler örgüt üyeliğine delil olarak gösterilmiştir. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınızca verilen Kovuşturmaya Yer Olmadığında Dair Karar ile yargılanan bazı sendika üyeleri hakkında mahkemelerce verilen beraat kararlarına rağmen gözaltına alınan ve bazıları hakkında kovuşturma işlemleri yürütülen 29 Eğitim Sen üyesinden 24’ü hakkında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ihraç edilmeleri talebiyle idari soruşturma başlatmıştır. Eğitim Sen üyeleri ile ilgili başlatılan bu idari soruşturma sonucu 29 Kasım 2021 tarihinde 21 Eğitim Sen üyesi eğitim emekçisi hukuksuz bir şekilde mesleklerinden ihraç edilmiştir.
Verilen savcılık ve mahkeme kararlarına rağmen Eğitim emekçileri ile ilgili verilen ihraç kararlarında; soruşturma veya yargılamaya konu olan “sendikal faaliyetler ve mitinglere katılma” ihraç gerekçesi olarak gösterilmiştir.
Değerli Basın Emekçileri;
Savcılık ve mahkeme kararlarına rağmen; göstermelik soruşturma ve “kurum kanaatleri” ile ihraç edilen; belirsiz hukuki süreçlere maruz bırakılan binlerce emekçinin hakları iade edilmeli ve ihraç işlemleri geri alınmalıdır. Haksızlıkta, hukuksuzlukta ısrar edenlere sesleniyoruz; sendikal faaliyet yürütmek suç değildir, sendikal faaliyetleri engellemek suçtur! Bütün bu baskı ve hukuksuzluklara karşı İHD Diyarbakır Şubesi olarak tüm eğitim emekçilerinin yanında olduğumuzu ve haklarının takipçisi olmayı sürdüreceğimizi bir kez daha belirtiyoruz.
İHD Diyarbakır Şubesi