Kayıp yakınları: Gözaltında kaybedilen Çiçek’in faillerini sordu

11.06.2022

İnsan Hakları Derneği (İHD)  Diyarbakır Şubesi ve Kayıp Yakınlarının her hafta düzenlediği “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” oturma eyleminin 696’ıncı haftası gerçekleştirildi. Eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetim kurulu üyeleri, hak savunucuları, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve kayıp yakınları katıldı. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılan eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Kayıp yakınları bu hafta, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 27 Mayıs 1994’te gözaltında kaybedilen görme engelli 19 yaşındaki Çayan Çiçek’in faillerini sordu.

Oturma eylemi öncesi İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Yakup Güven, şunları ifade etti: “Özellikle 90’lı yıllarda bölgede binlerce Kürt siyasetçi, sivil toplum temsilcisi, hak savunucusu, çeşitli yöntemlerle gözaltında veya başkaca şekilde kaybedilmiş, kendilerinden bir daha haber alınamamıştır. Ailelerin çeşitli adli ve idari yerlere yaptığı başvurular sonuçsuz kalmıştır. Biz 30 yılı aşkın süredir devam eden hukuksuzluğa, her hafta çocuklarının akıbetini burada devlete, yetkililere soran annelerin ve kayıp yakınlarının, bu haklı taleplerinin yerine getirilmesini talep ediyoruz. Devlet sorumluluk sahibi bir pozisyonla yaklaşmalıdır. Bu mücadeleyi verirken bazı annelerimiz, çocuklarının kemiklerine ulaşmadan hayatlarını kaybettiler. Bazı annelerimiz gözaltına alındılar, sokaklarda sürüklendiler, darp edildiler.  Biz bu hukuk dışı yöntemin son bulmasını, annelerimizin sesine kulak verilmesini, kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılmasını, faillerin tespit edilerek, etkin bir soruşturmayla yargılanmasını talep ediyoruz. 90’lardan beri kaybedilme şeklinde kendini gösteren bu politika, devletin bölgedeki Kürt halkına yönelttiği bu politika,  son yıllarda çeşitli şekillerde devam etmektedir. Kürt diline olan tahammülsüzlük, Kürtçenin kamusal alanda kullanılmasının baskıcı yöntemlerle, hukuksuz idari kararlarla engellenmesi, Kürtlerin temel yaşam alanlarında kendi dillerini kullanmaktan yasaklı duruma gelmeleri, içinde bulunulan durumun başka yönlü özetidir. Gün yoktur ki, Kürt siyasetçilerine, Kürt sivil toplum kurumlarına, Kürt hak savunucularına, Kürt basın emekçilerine baskı, gözaltı, yasaklama veya soruşturmalar yürütülmemiş olsun. Yine bu hafta çok sayıda basın emekçisinin gözaltına alındığı haberiyle uyandık. Gözaltına alınan basın emekçilerinin hangi kararla ve gerekçeyle gözaltına alındığına dair, ‘kısıtlılık kararı’ nedeniyle bilgi sahibi değiliz. Basın emekçileri hala gözaltında. Son 30 yılla devam eden bu sürecin sivil toplum kurumlarına, basın çalışanlarına yönelen bu adımını da hukuki bulmuyoruz. Devletin özellikle Kürt meselesine karşı daha sorumlu, barışçıl, demokratik yöntemlerle yaklaşmasını bekliyoruz.”

Ardından İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Derya Yıldırım, Çayan Çiçek’in kaybedilme hikayesini paylaştı. Yıldırım, “Lice’nin Dernek köyünde ikamet eden Çiçek Ailesi, geçimini hayvancılık ve tarım işi ile sağlıyordu. 10 Mayıs 1994 tarihinde Lice İlçe Jandarma Komutanlığı’na bağlı askerler sabah saat 06.00 sularında köye baskın yapıp kimlik kontrolü yapar. Kimlik kontrolünden sonra Ramazan Akyol, Fevzi Fidantek, Mehmet Özinekçi, Mehmet Demir, Ali İhsan Çiçek ve Tahsin Çiçek gözaltına alınıp Lice Bölge Yatılı Okulu’na götürülür. Burada gözaltına alınan kişilere yoğun işkenceler yapılır. Birkaç gün sonra Ali İhsan Çiçek ve Tahsin Çiçek haricinde diğer köylüler serbest bırakılır. Ailesinin tüm arama çabalarına rağmen Ali İhsan Çiçek ve Tahsin Çiçek’ten bir daha haber alınamaz.

Olaydan 17 gün sonra 27 Mayıs 1994 tarihinde güvenlik güçleri tarafından Tahsin Çiçek’in oğlu olan 19 yaşındaki Çayan Çiçek de bahçede oturduğu esnada gözaltına alınır. Çayan Çiçek, doğuştan görme engelidir. Babaannesi olan Hamsa Çiçek, torununun doğuştan görme engelli olduğunu belirtip serbest bırakılmasını ister. Ertesi gün torununun kimlik nedeniyle gözaltına alınmış olduğunu düşünerek Çayan’ın kimliğini yanına alıp Lice İlçe Jandarma Komutanlığı’na tekrar başvurur. Ancak askerler kimliğe baktıktan sonra böyle bir kişinin gözaltında olmadığını belirtir ve kimliği babaannesine geri vermez. Çayan Çiçek’ten o günden sonra bir daha haber alınamaz.

Oğulları ve torunu Çayan Çiçek’ten haber alamayan Hamsa Çiçek, yetkili tüm kurumlara başvurur fakat herhangi bir sonuç alamaz. 20 Temmuz 1994 yılında DGM başsavcılığına dilekçe ile başvuruda bulunan Çayan’ın halası Feride Çiçek’e yazılı bir cevap verilmez ancak sözlü olarak gözaltında olmadığı ifade edilir. İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesine 27 Temmuz 1994 yılında başvuran Hamsa Çiçek, hukuki destek talebinde bulunur. Bunun üzerine dernek avukatlarınca Kasım 1994 yılında Avrupa İnsan Hakları Komisyonuna başvuruda bulunulur.  Dosyadaki birçok tanık beyanına rağmen Türkiye hükümeti vermiş olduğu cevapta bölgede herhangi bir operasyonun olmadığını, söz konusu kişilerin gözaltına alınmadığını ifade eder.

AİHM’de görülen ÇİÇEK davası 27 Şubat 2001 tarihinde sonuçlanır. Kararda başvurucu Hamsa Çiçek’in oğulları Tahsin Çiçek ve Ali İhsan Çiçek’in gözaltında zorla kaybedildiği ve sözleşmenin 2. ve 13. maddesin ihlal edildiği belirtilir. Kararın devamında başvurucunun torunu olan Çayan Çiçek hakkında ise kendisinin gözaltına alındığına dair bir kanıtın olmadığını belirtip dosyayı kapatır. Çayan Çiçek’ten kaybedildiği günden bu yana bir daha haber alınamaz” diye anlattı.

Etkinlik, gözaltında kaybedilen Çayan Çiçek ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemiyle son buldu.