İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Kayıp Yakınlarının her hafta düzenlediği “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” oturma eyleminin 699’uncu haftası gerçekleştirildi. Eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetim kurulu üyeleri, hak savunucuları, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve kayıp yakınları katıldı. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılan eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Kayıp yakınları bu hafta, Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 1995 tarihinde gözaltında kaybedilen Hüseyin Ertaş’ın faillerini sordu.
İHD Diyarbakır Şubesi Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eylemimizin 699’uncu haftasında İnsan Hakları Anıtı önündeyiz. Galatasaray Meydanı’nda Cumartesi Anneleri’nin simgeleşen eylemi 900’üncü haftasına girmişti. İstanbul Şubemiz Kayıp Komisyonu tarafından gerçekleştirilen eylem, İstanbul Şubemizden Galatasaray Meydanı’na yürüyüşle başlamıştı. Yürüyüşle birlikte Galatasaray Meydanı’nda 900’üncü haftanın gerçekleştirilmesine izin verilmedi. Eş Genel Başkanlarımız, Cumartesi Anneleri ve birçok hak savunucusu gözaltında alındı. Gözaltına alınan Eşbaşkanlarımız hukuksuz bir şekilde kelepçelendi. Yıllarca insan hakları mücadelesi yürüten insanları kelepçeleyerek gözaltına aldılar. Kayıp eylemleri sürekliliği devam eden en barışçıl gösteri haklarındandır. Bu bilindiği halde, hiçbir şiddet içermemesine rağmen uzun süredir Galatasaray Meydanı’na çıkılması engellenmektedir. Galatasaray Meydan’ı bir hafıza mekanıdır. Ne kadar engellenirse, engellensin Cumartesi Anneleri eylemi 900’üncü haftasına ulaşmıştır. Bizim eylemimiz gelecek hafta, Koşuyolu Parkı’nda 700’üncü haftaya ulaşacaktır. Hem Cumartesi Annelerini hem de Galatasaray Meydanı’nı sahiplenmek adına, haftaya tüm farkındalığı olan kayıp yakınlarımızı, annelerimizi, hak savunucularını, sivil toplum örgütü temsilcilerini Koşuyolu Parkı’ndaki eylemimizi sahiplenmeye davet ediyoruz. Değil 700, bin 700 hafta geçse de burada kayıplarımızın akıbetini sormaya devam edecek birçok insan bulunacaktır” diye konuştu.
İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz ise, Hüseyin Ertaş’ın hikayesini paylaştı. Ertaş’ın evli ve 9 çocuk babası olduğunu hatırlatan Akdeniz şöyle devam etti, “Hüseyin Ertaş, 1947 Mardin doğumluydu. Köyünde tarım ve hayvancılıkla uğraşan Hüseyin Ertaş, Askerler tarafından köye yapılan baskınlar sırasında sürekli şiddete ve tehditte maruz kalıyordu.
Mardin’in Kızıltepe ilçesine bağlı Başdeğirmen köyüne korucular ve askerler tarafından köy sakinlerine korucu olmaları yönünde sürekli baskı yapılıyordu. Bu nedenle köye sık sık baskınlar düzenleniyor, köylüler askerlerce tehdit ediliyor ve zor kullanılıyordu.
1994 yılında Emrud ve çevresinde bulunan köylerde korucu olmayı kabul etmeyen aileler, askerler tarafından üç gün içinde köyü boşaltmaları söylenir. Daha sonra da ailelerin eşyalarını almalarına müsaade edilmeyerek köy askerlerce yakılır. Ertaş ailesi de köyünden çıkarak Kızıltepe’ye yerleşir.
08.07.1995 tarihinde Hüseyin Ertaş’ın evine Beyaz Toros arabayla gelen silahlı 4 kişi Karakola gelmesi gerektiğini söyler. Akşam saatleri olduğu için Hüseyin Ertaş gelen kişilere kendisinin ertesi gün karakola geleceğini, onlarla gitmeyeceğini belirtir. Söz konusu kişiler bunun üzerine onun başına silah dayayıp, kollarından tutup zorla arabaya bindirerek, oradan uzaklaşırlar.
Kardeşi ve eşi aynı gün hemen karakola giderek onu sorar. Karakoldaki yetkililer aileye, böyle bir kişinin gözaltında bulunmadığı cevabını verir. O dönem Karakol komutanı Hasan Atilla Uğur’du. Hüseyin Ertaş’ın cansız bedeni 13.07.1995 tarihinde Ceylanpınar’da bulunur. Hüseyin Ertaş, geçimini buğday pazarlayarak geçirdiği için orada bulunan çiftçiler tarafından tanınır ve ailesine haber verilir. Otopsisi, orada bulunan bir sağlık ocağında yapılır. Bedeni yakıldığı için başta ailesi tarafından tanınmaz. Ailesi tarafından teşhis edildikten sonra cansız bedeni köyüne getirilerek defnedilir.
Aile, dönemin koşullarından kaynaklı hukuksal bir işlem gerçekleştiremez. 2006 yılında ise oğlu Muhittin Ertaş tarafından konuyla ilgili dava açmak için başvuruda bulunur. Hüseyin Ertaş’ın oğlu, babasının Hasan Atilla Uğur’un talimatıyla evden götürülüp öldürüldüğünü belirterek korucu İsmet Kandemir ve Abdurrahman Kurğa’dan şikâyetçi olur. Fakat Hüseyin Ertaş dosyasında bugüne kadar her hangi bir gelişme kaydedilmez.”
Etkinlik, zorla gözaltına alındıktan sonra katledilen Hüseyin Ertaş ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemiyle son buldu.
İHD Diyarbakır Şubesi - Kayıp Komisyonu