İnsan Hakları Derneği (İHD)  Diyarbakır Şubesi ve Kayıp Yakınlarının her hafta düzenlediği “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” oturma eyleminin 703’üncü haftası gerçekleştirildi. Eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetim kurulu üyeleri, hak savunucuları, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve kayıp yakınları katıldı. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılan eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Kayıp yakınları bu hafta, Diyarbakır’da 22 Temmuz 1994 tarihinde gözaltında kaybedilen Mehmet Yıldız’ın akıbetini sordu.

Eylem öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun: “Adalet ve hakikati ifade etmek ve Türkiye’nin yakın geçmişindeki devlet şiddetiyle hesaplaşılmasını sağlamak üzere bir aradayız. Yıllardır aynı taleple mücadele ediyoruz. Türkiye’de gözaltında kayıplarla yüzleşme yönünde bir irade bulunmuyor. Geçmişte yaşan devlet şiddetine ilişkin bir yüzleşme olmadığı için şehirlerimizde kemikler ortaya çıkıyor. Kemiklerle ilgili ATK’nin bilimsellikten uzak kararları neticesinde, etkili yargısal işlemler yürütülmeden dosyalar kapatılıyor. Kemiklerin kimlere ve hangi zaman diliminde işlenen suçlara ilişkin olduğu konusunda kayıp yakınlarının adalet beklentilerine cevap verilmiyor. Süren bu adaletsizliğe karşı kayıp yakınları, adalet ve hakikat mücadelesini sürdürmeye devam ediyorlar.

Silahlı çatışma sürecinin yeniden başladığı 24 Temmuz 2015’ten sonra 7 yıl geçti. Anti-demokratik çatışmalı süreç sebebiyle ne yazık ki çok sayıda insanımızı kaybettik. Doğa’ya ekolojiye ve kültürel mirasa çok ağır tahribatlar gerçekleşti. Yaşanan ağır yaşam hakkı ihlallerinin çözümü elbette mevcuttur. Barışçıl ortamın sağlanması, demokratik tahammüllerin geliştirilmesi ve çatışma çözüm süreciyle bütün bu ağır hasarlar gerçekleşmeye bilirdi. Ne yazık ki yakın zaman da yine kolluk görevlileri ve militanların yaşamını yitirdiğine, sivil insanların yerleşim alanlarının bombalanarak yaşamlarının yitirdiğine tanık olduk. İnsan hakları savunucuları ve gözaltında kaybedilenlerin yakınları olarak yaşadığımız bu ağır süreçten kurtuluşun, demokratik barışçıl çözüm ile sağlanabileceğini ifade ediyoruz. Savaşa, şiddet ve çatışmaya karşı barış hakkını ısrarla vurguluyoruz. İnsan haklarından, evrensel değerlerden taraf olan demokratik kurum ve kuruluşları, barış yanlısı demokratik tutumumuzun yanında olmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Ardından İH Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Derya Yıldırım, gözaltında kaybedilen Mehmet Yıldız’ın hikayesini paylaştı. Yıldırım, “1965 yılında Diyarbakır‘ın Kulp İlçesinde dünyaya gelen Mehmet Yıldız, evli olup ortaokul mezunuydu.  Kendisi Mersin ilinde çalışmaktaydı. Olayın yaşandığı tarihlerde Diyarbakır ilindeki ailesini ziyaret etmeye gelmişti. Yıldız’ın kardeşi Kemal Yıldız ise Diyarbakır’daki bir kahvede çalışıyordu. Olay tarihinden önce sivil polisler Kemal Yıldız’ın kahvesine gidip kimlik kontrolü yaparlar. Yapılan kimlik kontrolü sırasında sivil polislerin Mehmet Yıldız’ı sorması üzerine Kemal Yıldız, hemen eve gidip Mehmet’e haber verir. Mehmet Yıldız, polisler tarafından arandığını öğrenince eşyalarını bir çantaya koyup Diyarbakır’dan ayrılır. 22 Temmuz 1994 tarihinde Mehmet Yıldız, Diyarbakır’dan Kulp İlçesine doğru giderken Hazro’ya bağlı Karacaköy’de jandarmaların yaptıkları kimlik kontrolü sırasında Mehmet Aktar ve Mehmet Şirin adlı kişiyle birlikte gözaltına alınır. Her üç kişi de Hazro Jandarma Komutanlığı’na götürülür. Mehmet Aktar,  köy korucusu olan yakınlarının devreye girmesi üzerine bir süre sonra serbest bırakılır. Mehmet Yıldız, gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamaz. Ailesi, Mehmet Yıldız’ın akıbetinin ortaya çıkması için çeşitli girişimlerde bulunur fakat bundan bir sonuç elde etmezler” diye anlattı.

Eylem, zorla gözaltında alındıktan sonra kaybedilen Mehmet Yıldız ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemiyle son buldu.

İHD Diyarbakır Şubesi 

Kayıp Komisyonu