HERKES İÇİN BARIŞ
İnsan Hakları Derneği tüzüğünün ilkeler kısmında; derneğimizin insan haklarının evrenselliğini ve bölünmezliğini savunduğu, her türlü ayrımcılığa karşı mücadele ettiği belirtilerek her zaman ve her koşulda savaş ve militarizmin karşısında olduğu, barışı savunduğu ifade edilmektedir. Kurulduğu tarihten beri insan hakları alanında mücadele eden, siyasi iktidarların ve devletin antidemokratik ve otoriter uygulamalarının karşısında hakkı savunan; yaşam hakkı ihlallerine, işkenceye, cezasızlık sistemine ve her türlü hukuksuzluğa karşı etkin bir biçimde hak savunuculuğu yapan derneğimiz; temel hak ve hürriyetlerin ancak barışın tesis edildiği toplumlarda gerçek anlamıyla yaşam imkanı bulabileceğinin farkındadır.
Bu bilinç ve farkındalıkla hak mücadelesini soluksuz bir biçimde icra eden derneğimizin Merkezi Yürütme Kurulunun 23-24 Temmuz 2022 tarihli toplantısında, Barış Komisyonunun önerisiyle, temel faaliyet alanlarımızdan olan barış hakkının savunulması ile görünür kılınması ve böylelikle toplumun tüm paydaşları ile buna imkan sağlayacak çalışma yürütülmesi gerektiği şeklinde karar almıştır.
İnsan hakları savunucuları olarak; Kürt meselesi ile bağlantılı politik şiddetin sonlandırılması, geçmişle yüzleşme ve hesaplaşma imkanlarının sağlanması, hak ve özgürlüklerin tanınması ve korunması için "Herkes İçin Barış" çağrısıyla nöbet eylemimizin ilkini gerçekleştiriyoruz.
20 Temmuz 2015 tarihi sonrasında şiddet ve çatışmalı ortamın tekrardan başlaması ile hayatın her alanında ve seviyesinde, ayrımcı ve kutuplaştırıcı politika ve egemenlik kuran dil ve uygulamaları yürürlüktedir. Ülkedeki otoriter sistem uygulamaları ve yarattığı politik ortam nedeni ile barış gündemi ne yazık ki şiddetin gerisinde kalmıştır.
Sistemli bir biçimde hak ihlallerinin yaşandığı, geçmişte yaşanan ağır haksızlıklar ile yüzleşme ve hesaplaşmasının her türlü politik ve yargısal süreçler ile engellendiği, cezasızlık sistemi ile bu politikaların kalıcılaştırıldığı bir dönemde çaba içerisinde olma ve bu yönde atılacak adımlar ile kalıcı barışa hizmet etme arayışı içerisindeyiz. Barışa yönelik her eylem ve etkinlik ile sorunların kökenini ortaya çıkarmak ve bu durum ile çözüm mekanizmalarını tartışmaya açıyoruz.
İHD Diyarbakır Şubesi ve bölgede faaliyet yürüten hak, hukuk, meslek ve demokratik kitle örgütleri ile birlikte 1 Eylül 2022 tarihinde yayınlamış olduğumuz bölgesel deklarasyonda, Kürt meselesinde siyasi bir barışın sağlanması gerektiğini, siyasi iktidarın Kürt meselesinin varlığını kabul ederek en az Cumhuriyetle yaşıt bu sorunun çözümünün demokratik ve barışçıl yollarla olacağını kabul etmesi ve buna uygun bir siyasi irade oluşturmasının zaruriyet arzettiğini ifade etmiştik. Barış hakkı savunucuları olarak deklarasyondaki yazılı talepleri ve bu taleplerde ısrarcı olduğumuzu bir defa daha ifade ediyoruz.
Özelde bölgemizi ve genel olarak tüm Türkiye’yi etkileyen sorun karşısında, Kürt Meselesinin çözümüne yönelik arayışlara girmek ve çatışma ortamının son bulmasını sağlamak; hak ve özgürlüklerin tanınması ile demokrasinin tesisine büyük katkı sağlayacaktır. Çatışma çözümü deneyimlerinde de tanık olduğumuz üzere; Kürt meselesinde de benzer etnik ve politik kimlikli meselelerin çözümünde olduğu üzere bir müzakereye gidilerek ortak bir barış metninin imzalanmasıyla kalıcı bir çözüme ulaşacağına inanıyoruz. Farklı etken ve etkileri olsa da; Türkiye’de de böylesi çözüm teknikleri ve mekanizmaları ile toplumsal meselelerin çözüleceğini biliyoruz.
Barış hakkını savunanlar olarak, barışın sağlanması ancak toplumsal bir talep haline gelmesi ile mümkündür. Bu beklentilerin ve gerçeğin bilinci ile; coğrafyamızda halen süren savaş ve çatışmaların tanığı olarak barışı savunmak bizler için vazgeçilmez bir durumdur. Bu amaçla da bir kez daha; barış sürecinin inşasında kararlı olan herkesin ve kesimin hakikat, adalet ve eşitlik temelinde yürütülecek barışın sağlanması için yan yana bulunmaya davet ediyoruz.
İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi