Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2017-2021 Arası ( 5 Yıllık ) Çocuk Hak İhlalleri Raporu Açıklandı

20.11.2022

Basına ve Kamuoyuna

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2017-2021 ( 5 Yıllık ) Çocuk Hak İhlalleri Raporu"nu açıkladı. 

İHD Diyarbakır Şubesi’nde açıklanan rapor öncesi konuşan Şube Başkanı Abdullah Zeytun şunları ifade etti: “Bu yıllar arasında otoriter ve güvenlikçi politikalar neticesinde gerçekleşmiş ihlalleri ve bu ihlallerin çocuklar üzerindeki etkisini bulabileceğimiz veriler mevcut. Çatışma ve şiddet ortamının yarattığı ihlalleri bu raporumuzla kamuoyuyla tartışmaya açacağız. Bu ihlallerin sebeplerini anlamak ve sebep olan politikaların değiştirilmesi ile çocuk hak odaklı politikaların geliştirilmesi için önerilerimizi de sunuyoruz.  Bütün bu çatışmalı ve şiddet ortamına cezasızlık politikası da eklenince raporumuzda en az tespit edebildiğimiz kadarıyla ağır bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu ihlallerin temel sebeplerinden olan Kürt Meselesi bağlamındaki şiddet ve çatışma ortamının sonlandırılması, barışçıl hak odaklı çocuk haklarını özne kılan bir politikanın sergilenmesi gerekiyor. Bu konuda ısrarımız ve mücadelemiz devam edecektir.”

İHD Diyarbakır Şubesi Çocuk Komisyonu Üyesi Avukat Eylül Özgültekin'in açıkladığı rapor ise şu şekilde: 

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Gününde, İHD Diyarbakır Şubesi tarafından hazırlanan ‘Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2017-2021 Yılları Arası Çocuk Haklarına Yönelik İhlalleri Raporu” nu sizlerle paylaşmak üzere bir aradayız. 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından ‘Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ imzalanmış ve o tarihten günümüze 20 Kasım ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ olarak ilan edilmiştir. Toplam 193 ülke tarafından imzalanan BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, şu ana kadar en fazla sayıda ülke tarafından imzalanan ve en kısa zamanda yürürlüğe giren uluslararası belge olma özelliğine sahiptir. Cinsiyet, din, dil, ırk ve sosyal statüye bakılmaksızın bütün çocukların güvenli ve sağlıklı koşullarda barınması, şiddetin her türlüsünden korunma hakkı, katılım hakkı, kendi kültürlerinde büyüme ve gelişme hakkı ilkeleri üzerine kurulan sözleşme, uluslararası platformda mutabakata varılmış, değiştirilmesi mümkün olmayan standartları ve yükümlülükleri içermektedir. Türkiye Cumhuriyeti 1990 yılında imzacı olduğu ve 1995 yılında da yürürlüğe soktuğu BM Çocuk Haklarına Dair sözleşmenin 17-29-30. Maddelerine çekince koymuştur. Bu çekinceler ile sözleşmenin ruhuna aykırı davranılarak anadili Türkçe olmayan çocukların eğitim, ifade özgürlüğü, kendi kültürünü yaşatma ve kendi dilini özgürce kullanma haklarına kullanımı engellenmektedir. BM, çocuk haklarına dair sözleşmeyi onaylayan devletlerin kendi iç hukuklarında gerçekleştirecekleri düzenleme ve değişimleri kontrol etmek ve her beş yılda bir bu değişiklikleri yayımlamak için Çocuk Hakları Komitesi oluşturmuştur. Fakat gerek BM çocuk haklarına dair sözleşme gerekse bu sözleşmenin doğrultusunda oluşturulan ilgili komite çocukların haklarının tam olarak kullanılmasına olanak sağlayamamıştır.

Bölgemizde ve yakın coğrafyamızda süregiden şiddet ve çatışma ortamı nedeni ile çocukların başta yaşam hakkı olmak üzere en temel hakları ihlal edilmektedir. Yerleşim alanlara sıçrayan çatışma ve savaş hali ile çocuklar silahlı şiddetin hedefi oluyor, patlayıcılar ile yaralanıyor, hayatlarını kaybediyorlar. Raporumuzda ayrıntılı şekilde sunduğumuz verilere bakıldığında; Kürt meselesinin çözümsüzlüğüne paralel olarak, kullanılan aşırı güvenlikçi politikalar ile birlikte çoklu hak ihlallerinin sistematik bir biçimde gerçekleştiğini ve bu durumdan en fazla etkilenen gruplar arasında çocukların olduğunu ifade edebiliriz.

Derneğimize gelen başvurular ve derneğimiz tarafından yapılan medya izleme/tarama sonucunda tespit edebildiğimiz kadarıyla; çatışmalı ortamlar, mayın ve sahipsiz bırakılan patlayıcılar, bombalı eylem saldırıları, resmi hata/ihmaller, çocuğa yönelik şiddet, cinsel istismar, çocuk işçiliği ve şüpheli ölümler ile intiharlar, çocukların özgürlük ve güvenliğine yönelik ihlaller ile okulda maruz kaldıkları şiddet eylemleri kategorik olarak en fazla görünür ihlaller arasında yerini almaktadır. Şubemizin tespit edebildiği kadarı ile 2017-2021 yılları arasında meydana gelen çocuklara yönelik hak ihlallerini belirtecek olursak;

*Bölge kentlerinde yaşanan silahlı çatışmalar sırasında 2 çocuk yaşamını yitirmiş 1 çocuk ise yaralanmıştır.

*Yargısız infaz (polis ve jandarma tarafından öldürülen ve yaralanmalar) sonucu 2 çocuk yaşamını yitirmiş, 5 çocuk ağır şekilde yaralanmıştır.

*Bombalı eylem saldırıları sırasında 4 çocuk yaşamını yitirmiştir.

*Mayın ve sahipsiz bırakılan patlayıcılar sonucu 13 çocuk yaşamını yitirmiş, 26 çocuk ise ağır şekilde yaralanmıştır.

*Resmi Hata/İhmal sonucu: 19 çocuk yaşamını yitirmiş, 265 çocuk ise çeşitli şekillerde yaralanmıştır. (Bu kategoride en dikkat çekici istatistik kolluk görevlilerinin özensiz kullandığı zırhlı/resmi/sivil araçların karıştığı 20 olay sonucunda 12 çocuk yaşamını yitirmiş, 12 çocuk ağır şekilde yaralanmıştır).

*Bölge kentlerinde 26 çocuk şüpheli şekilde yaşamını yitirmiştir. (Çocukların kuşkulu bir şekilde en çok yaşamını yitirdiği iller sıralamasında Antep, Diyarbakır, Van ve Mardin yer almaktadır.)

*Bölge kentlerinde intihar sonucu 30 çocuk yaşamını yitirmiş, 11 çocuk intihar teşebbüsünde bulunmuştur. (Çocuk intiharları en çok sırasıyla Diyarbakır, Şırnak, Urfa, ve Van’da yaşanmıştır.)

*Aile içi şiddet sonucu 16 çocuk yaşamını yitirmiş, 50 çocuk ise yaralanmıştır. 43 çocuk aile içinde cinsel istismara maruz kalmış, 6 çocuk kaçırılmış/alıkonulmuştur.

*Toplumsal alanda şiddet sonucu 20 çocuk yaşamını yitirmiş, 27 çocuk ise yaralanmıştır. 613 çocuk toplumsal alanda cinsel istismara maruz kalmış, 17 çocuk kaçırılarak alıkonulmuştur. 5 çocuk fuhuş yapmaya zorlanmıştır.

*Çocukların özgürlüğü ve güvenliğine yönelik ihlaller sonucu 157 çocuk gözaltına alınmış, 14 çocuk tutuklanmıştır.

*Gözaltında 29, hapishanelerde 8 ve gözaltı yerleri dışında 34 olmak üzere en az 71 çocuk işkence ve kötü muameleye maruz kalmıştır. Okullarda en az 6 çocuk şiddete maruz kalmıştır.

*İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG)  12 Haziran 2022 tarihinde yayınladığı 2013-2021 çocuk işçiliği raporu verilerine göre bölge kentlerinde en az 176 işçi çocuk yaşamını yitirmiştir. (Türkiye geneli ve bölgede işçi çocukların en çok yaşamını yitirdiği iller Urfa ve Antep olduğu tespit edilmiştir.)

 

2017 ile 2021 yılları arasında bölge kentlerinde tespit edebildiğimiz kadarıyla en az 132 çocuğun yaşam hakkı ihlal edilmiş, 385 çocuk yaralanmıştır.

Raporumuzdaki veriler incelendiğinde; bir bütün olarak bölgede çocuk haklarının sistematik bir şekilde ihlal edildiği gözlemlenmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin onaylayarak iç hukukuna dâhil ettiği uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat ile koruma altına aldığı çocuk haklarının eksiksiz uygulanması için;

Çocukların yaşam haklarına yönelik ihlallerin önüne geçilmesi için hak odaklı barışçıl politikaların yürütülmelidir.

Kara mayınları ve yerleşim yerlerine bırakılan patlayıcı maddelerin sebep olduğu ihlallerin tekrarlanmaması amacıyla OTTOWA sözleşmesinin yüklediği sorumlulukları yerine getirilmelidir.

Zırhlı araçların yerleşim yerlerinde kullanımının yasaklanması, bu araçların neden olduğu ihlallerin hukuki-idari denetiminin tüm boyutları ile sağlanarak etkin bir soruşturma evresi geçirmesi gerekmektedir.

Çocuk hak ihlali faillerinin taşıdıkları kimliklerden bağımsız olarak haklarında ivedi, etkin ve adil bir yargılama yapılmalı, çocuklar açısından onarıcı adaletin sağlanması ile yaşanacak benzer ihlallerin önüne geçilmelidir.

Çocukların eğitim, ifade özgürlüğü, kendi kültürünü yaşatma ve kendi dilini özgürce kullanma haklarını içeren Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair sözleşmenin 17-29-30. Maddelerindeki çekinceleri bir an önce kaldırılmalı, çocukların kendi dillerinde gelişmesi için uluslararası standart yakalanmalıdır.

Çocuk işçiliğinin önüne geçilmesi için “82 No’lu En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi”nin gereği yerine getirilmelidir. İlgili kurum ve yetkililer çocuk işçiliği ile mücadelede denetim ve önleme sorumluluklarını yerine getirmelidir.

Devlet ve özel kurumlarda çocuklarla çalışan tüm görevlilere çocuk hakları eğitimi verilmelidir.

Çocukların şüpheli ölümleri ile ilgili etkin ve adil bir soruşturma yapılmalı, şüpheli çocuk ölümlerinin önüne geçebilmek için etkili politika üretilmelidir.

Cinsel istismarın önlenmesi için öncelikle Lanzarote Sözleşmesinin gereği yerine getirilmeli, okullarda cinsel eğitim ve cinsel istismardan korunma eğitimleri ders programlarına eklenmelidir. İstismar mağduru çocuklarla, sonraki aşamalarda diyalog geliştirmesi gereken kamu görevlilerine çocukların örselenmesini engelleyecek eğitimler verilmelidir.

Cinsel şiddet mağduru çocuklar için şiddet olayı sonrası psikolojik destek verilmeli ve mağdurun şiddet izlerinin giderilmesi sağlanmalıdır.

Çocukların özgürlük ve güvenliğine yönelik ihlallerin önüne geçebilmek için öncelikle hukuki güvenilirlik sağlanmalıdır.

Çocukların gözaltında, gözaltı yerleri dışında ve hapishanelerde maruz kaldığı işkence ve kötü muamele açısından idari ve adli soruşturmalar yürütülmelidir.

İHD Diyarbakır Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu olarak bir kez daha hatırlatıyoruz: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerin ve ulusal mevzuattaki yükümlülüklerini yerine getirmelidir. Çocuğun üstün yararını, hak öznesi olduğunu gözeten barışçıl siyasal ve sosyal politikalar geliştirmelidir.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ DİYARBAKIR ŞUBESİ ÇOCUK KOMİSYONU