Kayıp Yakınları 722. Hafta: Hacı Şili’nin akıbeti soruldu

10.12.2022

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Kayıp Yakınlarının, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 722’nci haftası Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. Kayıp yakınları, hak savunucuları ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Bu hafta 20 Aralık 1993 tarihinde Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde gözaltında kaybedilen Hacı Şili’nin akıbeti soruldu.

Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun şu ifadeleri kullandı: “Kayıpların bulunması, faillerin yargılanması ve cezasızlık sistemi ile mücadele ediyoruz. Devletin çoğunluğu 90’lı yıllarda olmak üzere gerçekleştirmiş olduğu suçlara ilişkin yüzleşme ve hesaplaşmaya yönelik bir adım atılmadığı gibi sistematik bir cezasızlık politikası sürdürülüyor.

10 -17 Aralık İnsan Hakları Haftası’nda kentteki ve bölgedeki hak örgütleri ile birlikte Türkiye’deki ve bölgedeki mevcut insan hakları durumunu sizlerle paylaşıyoruz. 74’üncü yılına giren Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve sözleşmesi gereklerinin devletlerce hiçbir şekilde yerine getirilmediğini, değerlerinin araçsallaştırıldığını görmekteyiz. Bu ülkelerin başında da sistematik ihlalleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti gelmektedir. Bugün ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı ve sorgulanmadığına yönelik bir eylem ve etkinlik yapıyorsak, sözleşme gereklerinin yerini getirilmediğindendir. Bu sebeple de İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin yükümlülük altına aldığı bütün değerlerin devletlerce karşılanması gerekmektedir. Bu yükümlülüklerden biri de Birleşmiş Miletler Gözaltında Zorla Kaybedilmelere Karşı Sözleşmenin bütün devletlerce karşılanması gereğidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bu sözleşme yükümlülüklerine uymadığını bir kez daha hatırlatıyoruz. Sözleşme ile teminat altına alınan ve devletin bütün ihlallerden sorumlu olduğuna yönelik bütün teminatları yerine getirmelidir.

Eylem ve etkinlik yasaklarıyla bu taleplerin görmezden gelinmesi için çaba gösterildiğini görüyoruz. Bugün kamuoyuna da yansıdığı üzere, Diyarbakır Valiliğince keyfi ve hukuka aykırı bir şekilde kentteki bütün barışçıl gösteri ve yürüyüşlerin yasaklandığını öğrendik. Bu hukuksuzluk ve keyfilik son bulmalıdır. Bu yasaklarla, yükümlülüklerin yerine getirilmemesiyle her bir birey açısından hak ihlalidir.”

Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ise şöyle konuştu: “ İnsan Hakları Haftası’nda Yaşam Hakkı Anıtı önünde hala bu ülkede, 21’inci yüzyılda insanların kaybettiklerini arıyor olması hepimiz için bir utançtır. Bu utancı hala çatışmaların, savaşın devam ettiği dönemde dile getirmenin de utancını yaşıyoruz. İnsanlar yaşamını yitiriyor, gözaltına alınıyor, gözaltında kaybettiriliyor, göç etmek zorunda kalıyor. Buradaki fotoğraflara baktığımızda 90’lı yıllar karanlığının hepimizden, her coğrafyadan birilerini aldığını görüyoruz. Bu devletin ayıbı. Zaman zaman dile getiriliyor, helalleşmekten bahsediliyor. Maalesef bu helalleşme 30 yıldır yaşanmadı. Cezasızlık, yargı sisteminin Kürtlere karşı sürekli gündeme getirdiğimiz maalesef önüne geçemediğimiz sistematik bir politikadır. Mağdurun Kürtlerin olduğu dosyalar bir şekilde cezasızlıkla sonuçlanıyor. Özellikle kamu görevlerinin ağır insan hakları ihlallerine konu edilen dava dosyaları, zaman zaman soruşturmalar, davalara dönüştü ama tek tek berat ile sonuçlanıp kapatıldı. Kürtlerin bu topraklarda mağdur oldukları dosyalarda da adalet duygusu tatmin edilmiyor. Bu mücadele devam edecek. Bir gün bir şekilde insanlarımızın naaşlarına ulaşacak ya da failleri tespit edilip yargı önüne çıkarılacak umuduyla bu mücadelemize devam edeceğiz.

Türkiye’de ve insan haklarının en yaygın şekilde ihlal edildiği topraklarda yaşıyoruz. Her söylediğimiz söz, düşüncemiz bir şekilde soruşturmalar konu ediniyor. Aslında bu ülkenin anayasasında ve altına imza atmış olduğu uluslararası bütün sözleşmelerde yer alan temel hak ve özgürlüklere yönelik talep ve beklentilerimizi dile getiriyoruz. Yaşam hakkını, barışı savunuyoruz. Adalet talep ediyoruz. Bu taleplerimiz zaman zaman soruşturmalara konu edindiği gibi bu hakları talep ettiğimiz çalışmamız, etkinliğimiz bir şekilde engellenmek isteniyor. Diyarbakır Valiliğinin aldığı karar üzücüdür. İnsan Hakları Haftası’nda, yaşam hakkını savunduğumuz bir dönemde bu kentte eylem ve etkinlikler keyfi bir şekilde yasaklanıyor. Bu karar keyfidir, doğru değildir. Kentteki sivil toplum örgütleri olarak bir hafta boyunca etkinliklerimize, insan haklarını, özgürlükleri, demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz. Savaşa, çatışmaya, operasyona hayır demeye devam edeceğiz.”

İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Jiyan Ormanlı, gözaltında kaybedilen Hacı Şili’nin hikayesini okudu. Ormanlı, “  Şırnak’ın Güçlükonak ilçesinde çobanlık yapan 23 yaşındaki Hacı Şili, bir çocuk babasıydı. Hacı, 20 Aralık 1993 tarihinde ağabeyi Tahir Şili ile birlikte konakladıkları bölgede hayvanları otlatır. Sabaha karşı operasyon bölgesinden dönen askerler karşılaştıkları Hacı ve Tahir’i silah dipçikleri ve tekmelerle darp eder. Tahir’in dört dişi kırılır. Daha sonra yüzbaşı olan kişi, Hacı’dan çantasını askeri araca kadar taşımasını ister. Tahir darp edildikleri yerde beklerken, Hacı askerler ile birlikte ormanlık alana giderek gözden kaybolur.

Akşama kadar bekleyen Tahir, kardeşi dönmeyince Gideran Karakolu’na gider ancak “bilgimiz yok” yanıtını alır. Bunun üzerine Eruh Jandarma Karakolu’na giden Tahir’e, “Şırnak’a götürülmüş” bilgisi verilir. Eruh’tan dönerek Şırnak Karakoluna giden Tahir’e bu kez ise “Eruh’ta olabilir” denilir.

Karakollardan bilgi alamayan Şili Ailesi Hacı’nın akıbetini öğrenmek için Siirt Valiliği'ne başvursa da hiçbir sonuç alamaz.  Şili ailesi Hacı’nın kaybolmasıyla birlikte gördükleri baskılar nedeniyle Siir’ten göç etmek zorunda kalır.

Hacı Şili kaybedildiğinde henüz 40 günlük olan Kader adındaki kızı - babası yasal olarak yok sayıldığı için - amcasının nüfusuna kaydedilir.

Hacı ŞİLİ’den 20 Aralık 1993 tarihinden beri haber alınamıyor. 

Şimdi de Hacı ŞİLİ ve diğer tüm Kayıp ve Faili Meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.”

İHD Diyarbakır Şubesi

Kayıp Komisyonu