İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Kayıp Yakınlarının, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 742. haftası Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirildi. İHD Genel Başkanı Eren Keskin, kayıp yakınları, hak savunucuları ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığı eylemde, kayıpların fotoğrafları taşındı. Bu hafta, Diyarbakır’da 24 Nisan 1996 tarihinde gözaltında kaybedilen Cemal Kavak’ın failleri soruldu.
Eylem öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun, “Bir kez daha adaleti, hakikati ifade etmek, geçmişle yüzleşmenin sağlanması için bir aradayız. Devlet tahakkümünün şiddet ile yarattığı ağır insan hakları ihlallerine ilişkin yıllardır mücadele ediyoruz. Geçmişte ve halen etkisi farklı şekillerde süren devlet şiddetinin sonlanması için barış isteyen toplumsal kesimler ile bir aradayız.” dedi.
İHD Genel Başkanı Eren Keskin ise şöyle konuştu: “Yaşadığımız bu coğrafya, bir mezarsız ölüler coğrafyası. Örneğin elimde tutuğum Hasan Kaya. İnsan hakları savunucusuydu, İnsan Hakları Derneği’nde yöneticiydi. Metin Can ile birlikte kaçırıldılar, kaybedilmeye çalışıldılar ve günler sonra işkence edilmiş olarak cenazeleri bulundu. Maalesef cenazeleri bulunmayanlar var. Aileleri yıllardır akıbetlerini öğrenmeye çalışıyor. Tayip Erdoğan, başbakanlık yaptığı sırada, bu kayıpların akıbetini ortaya çıkaracağı konusunda ailelere söz vermişti. Bugüne kadar bu söz yerine getirilmediği gibi Galatasaray Meydanı’nda kayıp yakınları her hafta gözaltına alınmaya devam ediyor. Kayıplar yeni değil. Cumhuriyet öncesine dayanan bir politikanın sonucu. Gözaltında kaybetme bir devlet politikası. Bu politika hukuki anlamda da devam ediyor. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Birleşmiş Milletler Zorla Kaybedilmelere Karşı Sözleşme’yi imzalamıyor. Eğer imzalasa zaman aşımı ortadan kalkacak. Ama kaybedilen insanların dosyalarına, savcılıklar 20 yıl cinayet suçunun zaman aşımı uygulanıyor. 20 yıl içinde bütün dosyalar kapatılıyor. Biz buna karşı burada olmaya devam edeceğiz. Gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbeti açıklanan kadar burada olmaya devam edeceğiz.”
Büro Emekçileri Sendikası (BES) Diyarbakır Şubesi Sekreteri Güneş Özel de gözaltında kaybedilen Cemal Kavak’ın hikayesini paylaştı.
Özel, “Cemal Kavak, Diyarbakır Vergi Mahkemesi'nde memur olarak çalışıyordu. Yargı-Sen üyesi olan ve sendikal faaliyetler yürüten Cemal Kavak; 24 Nisan 1996 tarihinde kahvehanede arkadaşları ile birlikte vakit geçirdikten sonra eve gitmek üzere saat 23.00 sularında Dağkapı-İskanevleri minibüsüne biner. En son Kuruçeşme durağında minibüsten inerken arkadaşları E.Y. ve S.Y. tarafından görülür. O gece evine dönmemesi üzerine ertesi gün işine de gitmediğini öğrenen ailesi, Cemal Kavak’ın kayıp olduğunu ve kendisinden haber alamadıklarını Bağlar Karakol Amirliği nezdinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirir. Ancak Cemal Kavak ile ilgili herhangi bir bilgiye ulaşamazlar.
Tüm hukuksal girişimleri sonuçsuz kalan aile; 26 Nisan’da Diyarbakır Devlet Hastanesi morguna kimliği belirsiz cansız bir bedenin geldiği duyumu üzerine morga gittiğinde oğullarını teşhis eder. Olay yeri inceleme tutanağında; “Cemal Kavak’ın cansız bedeninin Diyarbakır’ın Çınar İlçesine bağlı Yuvacık Köyü yakınlarında, Diyarbakır-Bismil karayolu üzerinde yol kenarındaki sazlıkların arasında boynundan telle boğulmuş bir vaziyette bulunduğu” yazılır.
Cemal Kavak’ın katledildiği bölgede hangi yönden gidilirse gidilsin iki ya da üç güvenlik kontrol noktasından geçmeden ulaşmanın mümkün olmadığı, yine Cemal Kavak’ın en son görüldüğü yerden çok uzakta bir yerde cansız bedeninin bulunması, faili meçhul bir cinayete kurban giden maktulün zorla kaybedildiğine işarettir.
Ailenin avukatı, Diyarbakır İdare Mahkemesinde devlet aleyhine tazminat davası açar ancak bu davanın olumlu sonuçlanmaması üzerine 4 Ağustos 1999 tarihinde AİHM’e başvurur. AİHM 6 Temmuz 2006 tarihli kararında, Sözleşme’nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesinin Cemal Kavak’ın ölümü ile ilgili etkili ve yeterli bir soruşturma yapılmadığı için usulden ihlal edildiğine, ayrıca etkili bir başvuru hakkı olmadığı için Sözleşme’nin 13. maddesinin ihlal edildiğine karar verir ve devleti tazminat ödemeye mahkûm eder.
Kaç yıl geçerse geçsin, Cemal KAVAK için, tüm kayıp ve siyasi cinayetlere kurban gidenler için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğiz.
Şimdi de gözaltında kaybedilen Cemal KAVAK ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.”
İHD Diyarbakır Şubesi
Kayıp Komisyonu