Kayıp Yakınları 771. Hafta: Mehmet Şirin Bayram’ın akıbeti soruldu
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 771. haftasını Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Yine her hafta olduğu gibi çok sayıda çevik kuvvet ve sivil kolluk görevlileri alandaki yerini aldı. Bu hafta, Kulp'ta 2 Kasım 1996'da gözaltında zorla kaybedilen Mehmet Şirin Bayram'ın akıbeti soruldu.
Eylemde Kürtçe konuşan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Ömer Saman şunları söyledi: “ Kayıplar bulunsun, failler yargılasın talebiyle bir kez daha bir aradayız. Onurlu bir barış için bu mücadelemiz devam edecek. Bilindiği üzere Galatasaray Meydanı’nda Cumartesi Anneleri uzun süre işkenceye maruz kaldı. Ancak son iki haftadır, Cumartesi Anneleri meydanda ve hiçbir sorun olmuyor. Madem meydana çıkmak sorun olmuyordu, neden bu kadar işkence yapıldı? Umuyoruz ki bir gün o işkenceyi yapalar da yargılanır.
Kaç gündür üzücü haberler okuyoruz. Kardeşimiz Hrant Dink, karanlık güçler tarafından katledildi. Katil olarak tutuklanan kişi birkaç gün önce serbest bırakıldı. Birçok hasta tutuklu hala hapishanelerde, birçok infazı biten insan hala serbest bırakılmıyor. Ancak ne yazık ki ırkçı bir düşünceye sahip olan şahıs (katil) elini kolunu sallayarak hapishaneden çıkıyor. Bu korkup ses çıkarmayacağımız anlamına gelmesin, her zaman ırkçılığın karşısında duracak ve hesap soracağız. Bugün de bu hesabı sormak için buradayız.”
Mehmet Şirin Bayram’ın kız kardeşi Halime Bayram ise şöyle konuştu: “771’inci haftada devlet sorumluluklarını hatırlatma için buradayız. Her hafta bıkmadan, usanmadan bütün baskı ve zülüm aygıtlarını alanda görüyor olma durumlarına rağmen yine de devlet sorumluluğunu hatırlatmaktan geri durmuyoruz. Kayıp yakınları olarak faillerin yargılanma süreçlerinin devlet tarafından bir an önce başlatılması gerektiğini hatırlatırken, yargılama süreçlerini ise bir lütuf olarak görmüyoruz. Devlet kendi sorumluluklarını yerine getirmelidir. Şirin kaybedildiğinde ben ilkokul birinci sınıfa gidiyordum. 27 yıldır Şirin’in ve diğer bütün kayıplarımızın hesabını soruyoruz. ‘Gelip oturup sıkılıp giderler’ anlayışından bugüne kadar, mevcut iktidarda değişen hiçbir şeyin olmadığı görülmektedir. Galatasaray Meydanı’nda 5 yıl sonra her hafta iktidarın gözaltı ve işkence pratiğine dayalı suç unsurları boşa çıkıyor. Bunun için Cumartesi İnsanlarının mücadelesi büyük bir referanstır. Onlarca faili meçhul cinayet, bunca kayıp verilmişken bu mücadeleden vazgeçmek mümkün değil. 90’lardan bu yana iktidarı ele geçirenler, her seferinde Cumartesi Annelerine yönelik aynı politikalar ile kendini yaşatmaya çalışmıştır. Biz devletin zamana yayarak işlemiş olduğu faili meçhul cinayetleri bir katliam olarak tanımlıyoruz. Zamana yayılarak gerçekleşen bu katliamla yüzleşmelidir. Tüm sorumluların biran önce yargılanması ve suç unsurlarından vazgeçilmesini talep ediyoruz.”
Mehmet Şirin Bayram’ın babası Mustafa Bayram, Kürtçe yaptığı konuşmada, “Mehmet Şirin Bayram, köyünden alınıp götürüldüğü günden beri kendisinden haber alamıyorum. Yargı bağımsız ise ‘çocuklarınızı yargısız infaz eden faillere hesap soruyoruz’ desin ki, biz de vatandaş olduğumuzu bilelim. Yargı, çocuklarımızın gözaltına alınma sebeplerini, öldürülme nedenlerini aydınlatsın. İnsanlar suçsuz bir şekilde katledildi. Yargı bağımsız ise adaleti sağlasın” dedi.
İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Bawer Çindemir, Mehmet Şirin Bayram’ın kayıp hikayesini Kürtçe olarak paylaştı. Çindemir, “Mehmet Şirin BAYRAM, 15 Ağustos 1978 tarihinde Diyarbakır ili Kulp ilçesi Demirli Köyüne bağlı Bîra Zeyna Mezrasında doğar.
1994 yılında Bayram Ailesinin yaşadığı Demirli Köyü Bîra Zeyna Mezrasında devlet köylüler üzerinde ciddi baskılar oluşturup, köylüleri korucu olmaya zorlar. Ancak tüm baskılara rağmen köylüler koruculuğu kabul etmeyince yaşadıkları köy yakılır ve çoğu köylü zorla yerlerinden göç ettirilir.
Şirin Bayram’ın amcası olan İhsan BAYRAM, tüm baskılara rağmen köyde kalmaya devam eder. Aradan 2 yıl geçtikten sonra Mehmet Şirin BAYRAM, 1996 yılının Kasım Ayında köyde yaşamakta olan amcası İhsan Bayram’ı ziyaret etmek için yola çıkar.
Demirli köyüne vardığında karanlık çöker. Mehmet Şirin BAYRAM, yoluna devam etmez, sık sık yaşanan operasyonlardan dolayı gece tehlike arz edebilir diye Bîra Zeyna’ya ertesi sabah gideceğini düşünerek akrabası olan Ramazan Tekin’in evine misafir olarak kalmaya karar verir. O gece saat 11-12 civarında Kulp Korucuları ve Askerlerin yaptıkları ev baskınında ev sahibi olan Ramazan TEKİN ve misafir olan Şirin BAYRAM gözaltına alınır.
Ramazan TEKİN ve Şirin Bayram’ın gözaltına alındığı esnada ev sahibi Hazal TEKİN, (Ramazan Tekin’in eşi) Fettah ve Cumali isimli iki korucuyu tanıdığını söyler. Aynı günün sabahında Hazal TEKİN, Şirin Bayram’ın amcası olan İhsan Bayram’ı haberdar etmek üzere saat 07:00 gibi Bîra Zeyna mezrasına giderek Şirin'in amcasına Kulp korucularının ve askerlerin Şirin ve Ramazan’ı gözaltına aldıklarını haber verir.
İhsan BAYRAM Kulp Karakolu'na giderek gözaltındaki Şirin BAYRAM için tanıdığı koruculardan korucubaşı Hüseyin ve Mustafa BULUT'tan Şirin BAYRAM hakkında bilgi vermelerini ister. Mustafa BULUT İhsan BAYRAM’a burada kalıp kendisinden haber beklemesi gerektiğini söyler, ertesi gün öğlen saatlerinde Mustafa Bulut (korucubaşı) İhsan BAYRAM’a ulaşarak Şirin’in Kulp Karakolu'nda olduğunu onu gördüğünü, onunla konuştuğunu ve Şirin’in gözlerinin bağlı olduğunu söyler.
Korucubaşı olan Mustafa BULUT Kulp Karakolu'na çağrılarak Şirin Bayram’ı gördüğünü söylememesi için tehdit edilir ve şiddet görür. Ertesi gün sabah 08.00 gibi Mustafa BULUT, Şirin Bayram’ın amcası İhsan Bayram’ın yanına giderek Şirin Bayram’ı hiç görmediğini ve Kulp Karakolu'na hiç gitmediğini söyler.
Ailenin tüm resmi kurumlara yapmış olduğu başvuru ve arama çabalarına rağmen 18 yaşında gözaltında kaybettirilen Şirin Bayram’dan bir daha haber alınamaz.
Yıllardır bu meydanda “evladımın kemiklerini istiyorum, onun da bir mezarı olsun; gidip başında dua okumak istiyorum” diyen Remziye Ananın bu hasreti son bulsun istiyoruz. Devleti insan hakları ihlallerine ve cezasızlığa son vererek evrensel hukuktan doğan yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin Mehmet Şirin Bayram için adalet istemekten asla vazgeçmeyeceğizi bir kere daha tekrarlıyoruz.
Şimdi de gözaltında kaybettirilen Mehmet Şirin Bayram ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.”
İHD Diyarbakır Şubesi
Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu