Kayıp Yakınları 831. Hafta Eylemi: Ömer Öner Ve Nuri Dayan’ın akıbeti soruldu

11.01.2025

Kayıp Yakınları 831. Hafta Eylemi: Ömer Öner Ve Nuri Dayan’ın akıbeti soruldu


İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 831. haftasını, Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Her hafta olduğu gibi onlarca çevik kuvvet ve sivil kolluk görevlileri alanda yer aldı. Bu hafta, Çınar'da 14 Ocak 1994 tarihinde gözaltında kaybedilen Ömer Öner ve Nuri Dayan'ın akıbeti soruldu.

Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz şunları söyledi: “Yıllardır Türkiye’de gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul cinayetlerin akıbetini soruyoruz. Yakınlarımızın faillerinin ortaya çıkarılmasını, etkili soruşturmalarla işlemiş oldukları bu ağır insan hakları ihlallerine ilişkin yargılanmalarını talep ediyoruz. Bu kayıplarımızın içinde faklı meslek gruplarından birçok insan vardı. Bu suçlar sadece 90’lı yıllarda işlenmedi. Derneğimizi üyesi ve Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’yi 2015 yılında faili belli bir cinayet sonucunda kaybettik. 9 buçuk yıl boyunca bir yargılama süreci yaşandı. Tüm yargılama boyunca yargı makamlarının gerçek failleri ortaya çıkarma konusunda bir iradesi olmadığına şahit olduk. Çeşitli meydan ve platformlarda bu hususu kabul etmediğimizi defalarca dile getirdik. Gözaltında zorla kaybedilenlerin, faili meçhul cinayetlerin avukatlığını yapmış, Tahir Elçi’nin faillerinin ortaya çıkarılmasını talep ettik. Ancak Diyarbakır’da devam eden yargılamada failler hakkında beraat kararı verildi. Türkiye’nin yargı sisteminde görülmemiş bir hızla, 70 gün içinde İstinaf Mahkemesi bu hukuksuz kararı onayarak, faillerin cezasız kalmasının yolunu açtı. Kesin olarak verilen bu karara karşı hukukçular olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağız. Anayasa Mahkemesinden beklentimiz, kameraların gözü önünde işlenmiş bu ağır insan hakları ihlaline ilişkin ihlal kararı vermesidir. 


Bu süreçlerin tamamında sorunun çözümünde diyalog ve müzakerenin esas alınması gerektiğini vurguladık. Kürt Meselesinin sonuçlarından bir tanesi de her hafta burada paylaştığımız hikayeler. Geçmişle yüzleşmenin sağlanması için devlet kademesiyle birçok görüşme gerçekleştirildi. 2011 yılında başbakanlık ofisinde şuan ki cumhurbaşkanı ile yapılan bir görüşmede geçmişle yüzleşme talebimiz iletildi. Tüm kayıp yakınlarına bir söz verildi. Bu konuda ciddi adımlar atılacağı sözü verildi. Bu sözün üzerinden geçen 14 yıllık süreçte açılan davaların hepsi failleri aklayan bir pozisyonda devam etti. 


Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Diyarbakır’da. Burada hak savunucuları ve kayıp yakınları olarak kendisine sesleniyoruz: Kürt Meselesinin onurlu ve adil çözümü için atılması gereken adımlar konusunda cesaretli davranın. Kayıp yakınlarına kulak verin, geçmişle yüzleşmeyi sağlayın. Artık 40 yıla aşkın bir süredir yaşanmayan acının kalmadığı bu mesele çözülmelidir. Biz bu konuda olumlu atılacak her adımın arkasındayız.”


Ardından Ömer Öner’in eşi Nezire Baran ise Kürtçe şöyle konuştu: “ Eşim sadece Kürt olduğu için kaybedildi. Başka hiçbir suçları yoktu. Bugün hala onları arıyoruz.  Eşim 14 Ocak’ta traktörler kaybolan hayvanlarımızı aramaya çıktı.  Bir daha geri dönemedi. Gitmediğimiz yol, gitmediğimiz yer, gitmediğimiz kapı kalmadı. Devlete başvurduk, 6 aya kadar hiçbir haber alamadık. Sonra traktörü bulundu. Bize haber verdiler traktörü aldık. Ama eşimi bulamadık. Her gün evime baskın düzenleniyordu. 3 çocuğum vardı, eşimden sonra bir çocuğumu da kaybettim. Şimdi torunlarım var. Hala bir haber alamadık. Bir mezarımız olsun istiyoruz. O dönemki siyasetçilerden davacıyız. Bu coğrafyada barış istiyoruz. Biz hakkımızı ve hukukumuzu istiyoruz. Çocuklarımı babasız büyüttüm. Sonuna kadar mücadelemizi süreceğiz.”


İHD Diyarbakır Şubesi üyesi Fırat Akdeniz, Çınar'da 14 Ocak 1994 tarihinde gözaltında kaybedilen Ömer Öner ve Nuri Dayan'ın hikayesini paylaştı. Akdeniz, “Ömer Öner Diyarbakır’ın Çınar ilçesi Aktepe köyünde ikamet eder. Evli ve üç çocuk babası olan Öner çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşır.  Olay tarihinde köyden arkadaşı Nuri Dayan ile birlikte traktörle kaybolan hayvanlarını bulmaya gider. Görgü tanıkları iki arkadaşı en son Kuği ve Pire köyleri arasın da görür. 
Ömer ÖNER’in eşi Nezire BARAN’ın anlatımlarına göre;
 
“Köyde kaynım Muharrem bir köylünün traktör şoförlüğünü yapıyordu zaman zaman eşim Ömer’de traktörü kullanıyordu, olay günü hayvanlarımız kaybolmuştu eşim hayvanlarımızı traktörle aramaya çıkmıştı uzaktan akrabamız olan ve aynı zamanda köylümüz Nuri Dayan’da eşim Ömer ile birlikte traktöre binip gittiler. En son çevredeki köylüler eşim Ömer ve arkadaşı Nuri’yle birlikte traktörün üstünde Mardin-Savur ve Diyarbakır ilçesi Bismil arasında bulunan kürtçe isimleri Kuği ve Pire köyleri arasında gördüklerini söylediler.

Kuği ve Pire köylüleri akrabalardır.  Her iki köy halkı köy koruculuğu yapıyorlardı. İki köy çevrede Hizbullahçı olarak biliniyordu, eşim ve arkadaşı Nuri Dayan bu iki köy arasında ortadan kayboldular, bu olaydan öncede Çınar karakoluna bağlı askerler tarafından devamlı evimize baskınlar yapılıyordu eşim Çınar Karakol komutanı tarafından açıkça tehdit ediliyordu, bu olaydan sonra da baskılar artmaya başladı.

O esnada en büyük kızım 2,5 yaşındaydı oğlum 1,5 yaşında en küçük kızım 4 aylıktı. Eşim kaybedildikten sonra oğlum öldü. Hastaydı doktora götüremedim. Askerler hem eşimi kaybettiler hem de her gece evime baskın yapıyorlardı. Bir baskında beni zorla askeri araca bindirirken çocuklarım eteğime yapışıp beni bırakmıyorlardı çok küçüklerdi korkularından beni bırakmıyorlardı. Beni darp ederek araca bindirdikleri sırada başka araçta da kaynım Fevzi Öner’i bindirmişlerdi. Ben arabaya binmemek için direnirken bağırarak ağlıyordum o sırada kaynım Fevzi bir askeri aracın içinde kafasını kaldırıp bana baktığı sırada bir asker Kaynımın kafasını tekmeledi. Bizi Çınar Karakoluna götürdüler baskı yaptılar senin eşin dağa gitmiş ve sık sık eve geliyor deyince bende benim eşimi siz kaybettiniz bunu herkes biliyor hem eşimi kaybediyorsunuz hemde dağa çıktı diyorsunuz dedim. O sırada Aşağıkonak Karakol komutanı da oradaydı zaman zaman evimize baskın yapılırken kendisini görüyorduk bu nedenle onu tanıdım.”

Olaydan yaklaşık 6-7 ay sonra Diyarbakır merkeze bağlı Tavuklu köyünde köylüler terk edilmiş bir traktör bulur. Traktör kurşunlanmış ve motoru sökülmüş haldedir.  Bu olay zaten devlet tarafından baskı altında olan ve sık sık gözaltına alınan Ömer Öner’in devlet tarafından silahlandırılan Hizbullahçıların öldürdüğü fikrini güçlendirir.  Öner ve Dayan aileleri askerlerin yoğun baskısı altındayken daha fazla baskı altında kalmamak için her hangi bir kuruma resmi başvuruda bulunmaz. Kendi çabaları ile çevre köylere haber salarak bilgi edinmeye çalışan aileler Ömer Öner ve Nuri Dayan’dan bir daha haber almaz.
Şimdi de gözaltında kaybettirilen Ömer Öner, Nuri Dayan ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.”

İHD Diyarbakır Şubesi