Yıldırım: Haksızlık ve negatif meşruiyetle yapılmış atamaları kabul etmeyeceğiz

10.09.2016

DİYARBAKIR- İHD ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 396’ncısı gerçekleştirildi. Her hafta Koşuyolu Parkında gerçekleştirilen oturma eylemi, Diyarbakır Valiliği tarafından açık alandaki tüm eylem ve etkinliklerin ikinci bir emre kadar yasaklanması nedeniyle, bu hafta da İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Eylemde, 1996 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde gözaltına alındıktan iki hafta sonra, kafasından vurulmuş halde cenazesi bulunan Mahmut Önerarı’nın, faillerinin ortaya çıkarılarak cezalandırılması talep edildi. 

 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve Kayıp yakınların “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganı ile her hafta düzenlediği oturma eylemlerinin 396’ncısı, Diyarbakır Valiliği tarafından açık alandaki tüm eylem ve etkinliklerin ikinci bir emre kadar yasaklanması nedeniyle, İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Kayıp fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şubesi yönetici ve üyeleri, HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, kayıp yakınları ve insan hakları aktivistleri katıldı. Eylemde, 1996 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde gözaltına alındıktan iki hafta sonra, kafasından vurulmuş halde cenazesi bulunan Mahmut Önerarı’nın, faillerinin ortaya çıkarılarak cezalandırılması talep edildi. 
 
‘Adalet ve demokrasi mücadelesi sonuç alana dek devam edecek’
 
Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, tüm yasaklama ve baskılara rağmen adalet arayışı ve demokrasi mücadelesini yürütmeye ve sonuç alıncaya kadar devam edeceklerini söyledi. Bilici “Siyasal iktidar farklılıkları susturmaya çalışsa da, baskı kurmaya çalışsa da, müdahalede bulunsa da, gözaltına alıp işkence ve kötü muamelede bulunsa da, kamu emekçilerini eğitimcileri görevlerinden alıp işlerine son verse de, eşitlik, özgürlük ve hukuk mücadelemiz devam edecek.” diye konuştu. 
 
‘30 yılın faturası 50 bin can kaybı oldu’
 
Bilici’nin ardından söz alan HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım ise, 65 hükümet ve İçişleri bakanlığı değişimi ile insan hakları kavramının öteleyen söylemlerin ve gençlerin yaşamını yitirdiği bir sürecin ortaya çıktığına değindi. 1984 yılından bu yana Türkiye’de 20 hükümetin değiştiğini 11 başbakan ve 30 içişleri bakanı gördüklerini ve gerilla, asker, polis, sivil 50 bine yakın insanın çatışmalı ortamda yaşamını yitirdiğini ifade eden Yıldırım, “Bu söylemler tekrar edilen edile fatura ne? Fatura 50 bin can. Bu söylemlerin hakim kılınmaya çalışılması ne anlama geliyor. Allah korusun, belki yeni binlerce insan kaybının hazırlanması anlamına geliyor. Yeni kayıplar, insan hakları açısında yeni ihlallerin gündeme gelmesi anlamını geliyor. Toplumsal barış ve özgürlük getirmediği gibi, bu politik tutumun ülkeyi her geçen gün bölünmeye götürüyor. Ortak akla ihtiyacımız var.” diye konuştu. 
 
‘Eğitim yaşamının durmasını kabul etmeyeceğiz’
 
11 bin 500 öğretmenin görevinden uzaklaştırılması kararına tepki gösteren Yıldırım “Eğer hukukun kırıntısı kalmışsa bu ülkede, bunların hepsi ya idari yargıdan dönecek, ya da uluslar arası hukuk süreçlerinde kazanılarak yine her biri kendi mesleklerinin başına dönecek ve ülkemizin aydınlık yarınlarını hazırlama çabalarını sürdürecek. Bundan zerre şüphemiz yoktur” diye konuştu. Yıldırım, görevlerinden alınan öğretmenlerin yerine yapılacak atamaların haksız ve hukuksuz olacağına değinen Yıldırım “Bir haksızlık ve negatif meşruiyet üzerine yapılmış atamaları kabul etmeyeceğiz. Böyle olması durumunda toplum daha çok gerilecek. Eğitim yaşamının durması anlamına gelecek bu uygulamayı kabul etmeyeceğiz.” dedi. 
 
Gözaltına alındı, iki hafta sonra kafasında vurulmuş halde bulundu 
 
Yıldırım ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu Üyesi Adnan Örhan, 1996 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde gözaltına alındıktan iki hafta sonra, kafasından vurulmuş halde cenazesi bulunan Mahmut Önerarı’nın, katlediliş hikayesini anlattı. Örhan şunları belirtti: “Mahmut Önerarı, Diyarbakır’ın Lice ilçesi Yaprak köyünde (Tûtê) dünyaya geldi. Köyüne sık sık baskın yapan askerler tarafından gözaltına alınıyordu. Bu baskılar yüzünden ailesiyle birlikte Diyarbakır’a yerleşti. Lice-Diyarbakır arasında dolmuş şoförü olarak çalışıyordu. 08.12.1996 tarihinde yazıhaneye geldiğinde sivil polisler yanına gelerek ‘Mahmut Önerarı sen misin?’ diye sordu. Lice yolu üzerinde bulunan Angule Karakolundan kendisi hakkında şikayet olduğu belirtildi. Sonra da darp edilerek 21 AV 305 plakalı beyaz renkli bir araca zorla bindirilerek gözaltına alındı. Sivil polisler tarafından gözaltına alındığına orada bulunan ve onunla ailesini tanıyan yolcular da tanıklık etti. Olaya tanıklık edenler Mahmut’un ailesini arayarak yaşananları anlattı. Ailesi haberdar olur olmaz yazıhanenin önüne geldi ancak o zamana kadar Mahmut götürülmüştü. Mahmut’un babası savcılığa giderek oğlunun nerede tutulduğunu öğrenmek istedi ancak dilekçesi savcılık tarafından alınmadı. Emniyet Müdürlüğüne oğlunu sormak için giden baba orada oğlunun fotoğrafını gördü. Emniyet Müdürlüğünün Mahmut’un gözaltına alındığını doğrulaması üzerine aile onun savcılığa çıkarılacağı zamanı beklemeye başladı. Ancak tüm ısrarlara rağmen ailesi Mahmut Önerarı ile görüştürülmedi. Gözaltına alınmasından iki hafta sonra, 23 Aralık 1996’da Adıyaman’da Mahmut Önerarı’nın cansız bedenine ulaşıldı. Yaklaşık iki hafta sonra, Diyarbakır Eğrili bir aile kendi yakınlarını ararken onun bedenine ulaştı ve Mahmut’un ailesini haberdar etti. Mahmut Önerarı, Atilla Korkmaz isimli başka bir kişiyle birlikte başlarına silahla ateş edilerek öldürülmüştü.” Örhan, ailenin tüm hukuki girişimlerinden bir sonuç alınamadığını belirtti. 
 
Yapılan konuşmaların ardından, tüm zorla kaybedilenler ve faili meçhul cinayete kurban gidenlerin anısına beş dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.