MYK Üyemiz Metin Kılavuz Serbest Bırakılsın

12.04.2022

MYK ÜYEMİZ METİN KILAVUZ SERBEST BIRAKILSIN

Türkiye’de artık bir rutin haline gelen şafak vakti operasyonları ile toplumun değişik kesimlerini temsil eden muhalif insanlar gözaltına alınmakta ve kamuoyuna ‘terör operasyonu’ tanımlaması şeklinde servis edilerek yapılan hukuksuzlukların üzeri örtülmekte ve masumiyet karinesi ihlal edilmektedir. 

Bugün (12.04.2022) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen operasyon kapsamında 13 ilde sabahın erken saatlerinde başlayan ev baskınları ile aralarında Merkez Yürütme Kurulu üyemiz Av. Metin KILAVUZ’ un da bulunduğu 91 kişi hakkında gözaltına alınma kararı bulunduğu, bu kişilerden 46'sının gözaltında olduğu yönünde haberler paylaşılmıştır. Söz konusu operasyon kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen kişiler geçmiş dönemlerde milletvekilliği, belediye başkanlığı, belediye başkan vekilliği, il genel meclis üyeliği, sivil toplum örgütü temsilciliği gibi görevlerde bulunmuş ve kamuoyu tarafından yakından tanınmaktadırlar. Gözaltı işlemleri akabinde müvekkilleri ile görüşmek üzere emniyet müdürlüğüne giden avukatlar, şüphelilerin 24 saat süre ile müdafileri ile görüşmelerinin yasaklandığı ve aynı zamanda soruşturma dosyası hakkında kısıtlama kararı verildiğini öğrenmişlerdir. Gözaltına alınan şüpheliler hakkında verilen avukat ile görüşme yasaklılığı ve soruşturma dosyası hakkında verilen kısıtlama kararlarının savunma hakkının ihlal ettiğini belirtmek isteriz. Yine önemle belirtmek isteriz ki; CMK 145. maddesine göre ceza soruşturmalarında asıl olanın şüphelilerin adliyeye davet edilmesi ve bu şekilde ifadelerinin alınması iken bunun aksine şüpheli kişilerin evlerinin basılarak gözaltına alınmaları kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlalini oluşturmaktadır.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığın operasyona ilişkin yaptığı açıklamasında belirttiği iddiaların 8 yıl öncesine ait olması ve bugüne kadar söz konusu soruşturma dosyası ile ilgili herhangi bir işlem yapılmamış olması bu soruşturma dosyasının hukuksal bir amaç barındırmadığını göstermektedir. Gerçekleştirilen bu operasyonun gerek gerçekleştirilme biçimi, gerek dosyada kısıtlama kararı bulunmasına rağmen dosya hakkındaki bilgilerin basına servis edilmesi, bu operasyonun siyasi saiklerle ve siyasi iktidarın talimatı ile yapıldığını göstermektedir. AİHM’in Demirtaş/Türkiye davasında vermiş olduğu kararda da vurguladığı üzere; Türkiye’de adli makamlarca yürütülen bu ve benzeri soruşturmaların ve davaların siyasi saiklerle yürütüldüğü, asıl amacın muhalefeti ve sivil toplumu baskı altına almayı amaçladığı tespitine yer vermiştir. Maalesef bir siyasi operasyon ile daha karşı karşıyayız.

Soruşturma konusu olayın üzerinden sekiz (8) yıl geçtikten sonra hukukun ve Terörle Mücadele Kanunu’nun bir siyasi baskı aracı olarak kullanılmasını reddediyoruz. Kişi güvenliği hakkı ve özgürlüğü hakkının gözaltına alınanlar bakımından açıkça ihlalini oluşturan bu soruşturma kapsamında keyfi ve hukuka aykırı bir şekilde gözaltına alınan MYK Üyemiz Av. Metin KILAVUZ başta olmak üzere, gözaltına alınan herkesin bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ