BARIŞ İÇİN BİR ARADAYIZ!

06.01.2023

 

 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, 4.Barış Nöbeti'ni gerçekleştirdi. İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleşen nöbete İHD üyeleri ve birçok sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. 4.Barış Nöbetine ilişkin hazırlanan basın açıklamasını İHD diyarbakır Şubesi Başkanı Abdullah Zeytun paylaştı.

Basına ve Kamuoyuna

Bu ay dördüncüsünü düzenlediğimiz Barış Nöbetimizde siz değerli hak savunucularına, sivil toplum, hukuk ve meslek örgütlerine mücadelemizle olan dayanışmanız ve güçlü desteğiniz dolayısıyla teşekkür ediyor, bu katkılarınızın bize ve yıllardır sürdürmekte olduğumuz hak mücadelemize çok büyük bir güç kattığının bilinmesini istiyoruz.

İnsan Hakları Derneği olarak; on yıllardır hak alanında yürütmekte olduğumuz tüm çalışmalarımız ile vermekte olduğumuz uzun soluklu mücadele, temel olarak hakikate adanan ve barışın tüm yönleriyle tesis edilmesini amaçlamaktadır. Barıştan uzak olduğumuz her günün, mevcut sorunları ve hak ihlallerini derinleştirdiğinin, var olan sorunlara yeni ve çözülmesi daha zor sorunlar eklediğinin, çözümsüzlükte ısrarın yeni mağduriyetler doğurduğunun bilincinde olarak; Kürt meselesi başta olmak üzere acil çözüm bekleyen sorunların demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümünün ivedilik arz ettiğini bir kez daha belirtmek istiyoruz.

Kürtlerin çoğunlukta olduğu coğrafyamızda yine en çok Kürtlere karşı işlenen ağır hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, yaşam hakkı ihlalleri başta olmak üzere önceki ihlallere ilişkin hakikatlerin araştırılıp kamuoyuyla paylaşılması, devletin özür ve tazmin yöntemiyle samimi ve çözüm odaklı yaklaşması; demokratik, sivil ve çoğulcu bir Anayasa hazırlanarak Kürt kimliğinin güvence altına alınmasının ancak barış arzusu ve çabasıyla mümkün olduğunu biliyoruz.

Bu farkındalıkla, barış talebimizin toplumun ihtiyaçlarına karşılık verebilmesi ve çözümcü kabiliyete erişmesi amacıyla tüm toplumsal kesimler tarafından savunulmasına yönelik mücadelemize devam ediyoruz. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, toplumun barış talebine, barış ortamına dair beklenti ve ihtiyaçları karşısında sessiz kalma davranışından vazgeçmelidir. Barış odaklı siyaset ve hukuksal politikalar benimsenmeli, barışın tesis edilmesi için sorumlu ve samimi bir yaklaşım ortaya konmalıdır.

Yine belirtmek isteriz ki, barışın; Kürt meselesi ile bağlantılı hak ve özgürlükleri sağlayan adil ve onarıcı bir bağlamı olmalıdır. Türkiye’de yaşayan tüm toplumsal kesimlerin, eşitlik ve adalet duygusunun güçlenmesine yönelik hukuksal reformlar bir an önce hayata geçirilmelidir. Türkiye toplumunun can yakıcı sorunu olan barış ortamına olan ihtiyaç, herkes tarafından savunulması gereken bir olgudur. Barışı savunmak, insan haklarını geliştirmeyi, hukuki güvenliği, insani yaşam düzeyini artırmayı hedeflemektir. Bu nedenle barış hepimizin temel ve öncelikli talebidir, herkes için barış ortamı sağlanmalıdır.

Benzer siyasal şiddetin olduğu meselelere ilişkin diyalog ve müzakerenin demokratik mekanizmalara işlerlik kazandırdığı görülmektedir. Kürt meselesi çözümü için zaman zaman bu yöntemlerin denendiği, fakat samimi ve hak odaklı yaklaşılmadığı için bu yöntemlerin bir süre sonra terk edildiği tüm kamuoyunun malumudur. Diyalog ve müzakere süreçleri terk edildikten sonra çok sert metotlar uygulandığı ve güvenlikçi yaklaşımların dozajının arttığı; bu şekliye de sorunların daha derinleştiği ve çözümünün daha zor olduğu dönemler yaşanmıştır.

Yoğun çatışma ve hak ihlallerinin yaşandığı dönemden sonra, 2010-2015 süreci ve sonrasında da benzer bir durum tecrübe edilmiştir. Çözüm sürecinin sona erdirilmesinin ardından önceki çatışmalı dönemden de daha şiddetli bir süreç yaşanmış ve ne yazık ki çeşitli hak ihlallerini beraberinde getiren bu süreç hala devam etmektedir. Bu yoğun çatışmalı süreç; çocuk ve diğer sivil can kayıplarına, sokağa çıkma yasaklarına; örgütlenme, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlaline, ifade hürriyetinin engellenmesine, hapishanelerde çeşitli ihlal ve mağduriyetlere ve daha birçok vahim hukuksuzluğa neden olmuştur.

Çözümsüzlükte ısrar ile artan hak ihlalleri, biz hak savunucularının yük ve sorumluluğunu artırmıştır. Bu artan bu ağır yük ve sorumluluk, barışın tesis edilmesinde hak mücadelesinin, hak savunuculuğunun pozisyonunu da tayin etmektedir. Barış, ancak güçlü ve cesur hak mücadelesiyle mümkündür.

Biz İnsan Hakları Derneği olarak hak savunucusu paydaşlarımızdan, dostlarımızdan aldığımız destekle daha güçlü olduğumuzun farkındayız. Bu güç ve haklılığımızda devletin, hükümetin, tüm siyasi ve toplumsal kesimlerin barış talebimize ses vermesi, acil çözüm bekleyen sorunların ivedilikle çözülmesi için sorumluluk alması çağrısı yapıyoruz. Ayrımcı uygulamalar ile şiddet politikalarının ürettiği sınırsız-sayısız ihlal gerçeğinin çözümü ve tek seçeneği barışa dayalı politikalardır.

Siyasi iktidar çözümsüzlükte ısrar etmekten vazgeçmeli, güvenlikçi politikaları terk etmeli, Kürt meselesi başta olmak üzere ülkede çözüm bekleyen tüm sorunların demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözüme kavuşturulması için diyalog ve müzakere yöntemlerine başvurmalı ve ülkenin içinde bulunduğu ihlaller ve hukuksuzluklarla dolu bu dönemin geride kalması için samimi ve çözüm odaklı ve hak eksenli yaklaşım ortaya koymalıdır.

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ