Toplumsal Olyalar Gözlem Raporu

20.07.2011

19.04.2011 günü, yani dün bu kentte, tutuklu bulunan belediye başkanları ve siyasetçilerine destek olmak isteyen vatandaşlar Büyük Şehir Belediyesi ve Adliye önünde toplanarak demokratik gösteri haklarını kullanmak istediler. Ancak bu vatandaşlar polisin kullandığı sert müdahale ile dağıtılmak istendi. Bu müdahale sırasında polislerin kullandığı şiddeti, vatandaşların sokaklarda maruz kaldıkları işkence görüntülerini hepimiz dehşet içinde izledik, buna maruz kaldık.

Güvenlik güçlerinin, özellikle son yıllarda gösteri hakkını kullanan vatandaşlara yönelik sert müdahalelerde büyük artış yaşanmıştır 2007 yılında Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda (PVSK) yapılan değişiklikler ile güvenlik güçlerine geniş yetkiler ve müdahale hakkı verilmesi sonucu güvenlik güçlerinin yetkilerini kullanmaları nedeniyle  meydana gelen ihlallerde büyük artış yaşanmıştır. Özellikle bölgemizde güvenlik güçlerinin göstericilere karşı kullandıkları gaz bombaları, plastik mermiler sonucunda birçok vatandaş yaşamını yitirmiş, bir çoğu ise yaralanmıştır. Evinin balkonunda, annesinin kucağında iken kafasına isabet eden gaz fişeği mermisi sonucu yaşamını yitiren Mehmet Uytun’un henüz katilleri bulunmamışken 18 Nisan 2011 günü 2 yaşındaki Elif Gürgen de kafasına isabet eden gaz fişeği sonucunda ağır yaralanmıştır.

Toplantı ve gösteriler sırasında güvenlik güçlerinin kullandıkları şiddet ve müdahale sonucunda meydana gelen ihlallerdeki artışta PVSK’nın güvenlik güçlerine tanıdığı geniş yetkilerin büyük etkisi olduğu gibi cezasızlık politikası da etkili olmaktadır. Polisin müdahalesi sonucu yaşamlarını yitiren Mahsum Karaoğlan, Mustafa Dağ ve Aydın Erdem’in katilleri aradan geçen zamana rağmen henüz bulunamadılar. Yine 28 Mart olaylarında polislerin açtıkları ateş ve attıkları gaz bombaları sonucu yaşamını yitiren 10 kişinin katilleri de henüz bulunamadı. Güvenlik güçlerine karşı yürütülen cezasızlık politikalarına karşı dün bu kentte yine benzer olaylar yaşandı ve güvenlik güçleri kanunun kendilerine tanıdıkları geniş yetkileri kullandılar.


19 Nisan 2011 Günü Polisin Müdahalesi Sonucu Yaşananlara İlişkin Gözlem Ve Tespitlerimiz Şunlardır:

Yapılan tespitler; İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi’ne mağdur ve mağdur yakınlarının yaptıkları başvurular, dernek yöneticileri ve üyelerinin olaylar sırasındaki gözlemlerinden yararlanılarak yapılmıştır.

• Öncelikle yaşanan olaylar sırasında yaralılar olduğu haberinin alınması üzerine hastaneler ve hastane acil servisleri aranarak ve yaralı olduğu bilgisi alınan hastanelere yapılan ziyaretler sonucu yaralılar hakkında bilgi alınmıştır.

- Özel bir hastanenin acil servisi ile yapılan görüşmede; 10 kişinin acil bölümüne, kaba dayak ve gasp sonucu yaralanmalar nedeni ile başvurdukları, bunların 3 tanesinin girişinin yapıldığı ve tedavilerinin yapılarak taburcu edildikleri tespit edilmiştir.
-Diğer bir özel hastane yetkilileri ile yapılan görüşmeler ve yapılan ziyaretler sonucunda, Hastane Acil Servisine yaklaşık 30  kişinin başvurduğu belirtilmiştir. Bu kişilerin büyük çoğunluğunun darp ve kaba dayak sonucu oluşan yaralanmalar nedeni ile başvurduğu ve yapılan tedavileri sonucunda taburcu edildikleri belirtilmiştir.
- Ayrıca aynı hastaneye getirilen 2 hastanın durumunun ağır olduğu belirtilmiştir. Bu ağır hastalardan 60-65 yaşlarında olan S.S. polisin müdahalesi sonucunda gözlerinde ödem oluştuğu ve burnunda kırık olduğu belirtilmiştir. Yine diğer ağır hasta olduğu belirtilen ve 45 yaşlarında olan M.A.’nın kafasına isabet eden gaz fişeği sonucu ağır yaralandığı, hayati tehlikesinin devam ettiği ve Beyin Cerrahi bölümünde tedavi altına alındığı belirtilmiştir.

• 19 Nisan 2011 günü saat 12.30-14.00 saatleri arasında, Dernek yöneticileri ve üyelerinin dernek binasında bulunduğu sırada yoğun silah sesleri ve havai fişek seslerinin gelmesi üzerine B.Ş.Belediyesi önünde bulunan kitlenin kaçarak sokaklara girdiği, bir kısım vatandaşın dernek sokağına girdiği, bunun arkasından polis memurlarının da etrafa yoğun gaz bombaları atarak sokağa girdiği, sokağın tamamen dumanlar içerisinde kaldığı gözlemlenmiştir. Sokağa giren polislerin özellikle vatandaşları hedef almak sureti ile gaz fişeklerini atması dikkat çekmiştir.
• Olay sırasında Büyükşehir Belediyesi önünde bulunan ve müdahale sonucunda Dedeman Oteli’ne doğru kaçmak zorunda kalan şube yöneticimiz şu beyanlarda bulunmuştur: “Gaz bombaları ile yapılan müdahale sonucunda kitlenin bir kısmı otele doğru kaçtı. Arada sıkışan kitlenin üzerine polis tarafından gaz bombaları atılmış ve ilaçlı sular ile müdahalede bulunulmuştur. Bu müdahale sonrası kitle içerisine giren polis memurları kişileri gözaltına almaya çalıştı. Bu sırada tahmini 10 kişinin polislerce zorla alınmaya çalışıldığını gördüm.”
• Bürosunun penceresinden olayları izleyen derneğimiz yöneticisi şu beyanlarda bulunmuştur: “Büronun sokağında yaklaşık 10 adet polis memuru yakaladıkları bir çocuğun üzerine çullanarak çocuğu darp etmeye başladılar ve sonrasında gözaltına alındılar. Bu şekilde toplam 5 kişi darp edilip gözaltına alındı. Yine polisler gaz bombaları atarken kitleyi ve kişileri hedef alarak ateş etmekteydiler. Ayrıca sokaktan geçen vatandaşlara polisler sataşarak provoke etmeye çalışıyorlardı.”
• Derneğimiz üyesi şu beyanlarda bulunmuştur: “Polisler adliyenin karşısındaki sokağa girerek etrafa rasgele gaz bombası attılar. Yine belediye kavşağında bulunan polisler yoldan geçen özellikle kadınlara bağırarak küfür ediyorlardı. Dağkapı Meydanı’nda bir grup göstericinin Atatürk heykelinin etrafında toplanmaları üzerine polisler meydana çok yoğun gaz bombaları attılar ve etraf tamamen duman altında kaldı. Yayılan dumanlar Alman Hastanesi’nde bulunan hastalar ve yakınlarını da etkiledi.”
• Diyarbakır Barosu’nda yapılan avukat toplantısında bulunan derneğimiz yöneticisi şu beyanlarda bulunmuştur: “Toplantı devam ederken çok yoğun bağırma sesleri geldi. Camlara çıkmamız üzerine robokop giyimli yaklaşık 10 polisin sokaktaki vatandaşlara bağırdığı ve 2 sivil giyimli, 18 yaşından büyük olduğu düşünülen iki kişiyi her iki kolundan tutup götürdüler ve sokaklarda bağırarak dolaşmaya devam ettiler.”
• Derneğimize hukuki yardım talebi ile gelen başvurucu şu beyanlarda bulunmuştur: Seçim otobüsü üzerindeki konuşmalar biter bitmez polisler gaz bombaları ve tazyikli su ile müdahale ettiler. Final Dershanesi’ne doğru kaçmamız üzerine burada bulunan askeriyenin içerisinden üzerimize gaz bombaları atılmaya başlandı.
• Derneğimize hukuki yardım talebi ile gelen başvurucu şu beyanlarda bulunmuştur: “Kardeşim ile yolda yürürken insanlar kaçışmaya başladı ve orada bulunan polisler gaz bombaları atmaya başladı. Kendimizi korumak amacı ile bir mağazaya sığındık. Birçok insan mağazaya sığındı ve polis buraya da müdahale etti ve tüm camlar kırıldı. Polisler mağazanın içerisine girerek herkese coplarla saldırmaya başladılar.”
• Gözlemlerimiz ve çeşitli kaynaklardan edindiğimiz verilere göre, yaşanan olaylarda 100’ün üzerinde kişi gözaltına alınmış, ikisi ağır olmak üzere 50’ye yakın vatandaşın da yaralandığı tespit edilmiştir.
• Gözaltına almalar sırasında çok sayıda vatandaşın dövülerek gözaltına alındıkları tespitiyle, dün yaşanan olaylarda yoğun bir şekilde işkence ve kötü muamele yapıldığına ilişkin kaygılarımız söz konusudur. İşkence ve kötü muameleye ilişkin tespit çalışmalarımız devam etmektedir. Bu konuda yapacağımız tespitlerin ardından yaşananları ayrıca kamuoyuyla paylaşacağız.