Hukuksuz Yargılamalara Son Verin

18.04.2011

 

BASINA VE KAMUOYUNA
(Hukuksuz Yargılamalara Son Verin!)
 
Değerli basın mensupları;
Aralarında seçilmiş belediye başkanları siyasi parti temsilcileri, İnsan hakları savunucuları ve sivil toplum örgüt temsilcilerinin de bulunduğu ve kamuoyunda KCK davsı olarak bilinen muhalif Kürtlerin yargılandığı davanın duruşması yarın tekrar başlıyor.
Davanın hukuki olmaktan uzak, siyasi gerekçelerle başlatılmış bir dava olduğu şimdiye kadar yapılan duruşmalarda kendisini net bir şekilde göstermiştir. Haklarında somut suçlamalar olmadan,  anayasa ve yasalarda güvence altına alınan örgütlenme hakkı, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı gibi haklarını kullandıkları için siyasi parti temsilcileri belediye başkanları ve insan hakları savunucuları iki yıldır tutuklu bulunmaktadırlar. Mevcut antidemokratik yasalara rağmen bile suç olarak nitelendirilmemiş eylemlerden dolayı tutuklu bulunan insanlar, mahkeme heyetinin keyfi tutumları nedeniyle şimdiye kadar kendilerine isnat edilen suçlamalara karşı beyanda dahi bulunamamışlardır.
 
Mahkeme heyeti, uluslararası hukuksal metinlerin tümünde dokunulamaz ve kutsal bir hak olarak kabul edilen savunma hakkını hukuka aykırı bir şekilde kısıtlamış ve yargılanan insanların kendi anadillerinde savunma yapmalarına izin vermemiştir. Kendi anadilleri olan Kürtçede savunma yapmak isteyen insanların konuşmalarına izin vermeyen mahkeme heyeti, bununla yetinmeyip bu ülkede 20 milyon Kürdün konuştuğu dili “bilinmeyen bir dil” olarak niteleyerek aslında davaya ve Kürt halkına olan yaklaşımını da ortaya koymuştur. Mahkeme heyetinin bu tutumunun hukuka aykırı ve keyfi bir tutum olduğu açıktır. Mahkemenin bu anlamsız tavrı nedeniyle yargılama süreci tıkanmış, basit gerekçelerle tutuklu bulunan siyasetçiler ve insan hakları savunucuları savunmalarını yapamamakta, savunmalarının alınmamış olmasını gerekçelerden biri gösterip tutukluluklarının devamına karar verilebilmektedir. Asıl görevi maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olan yargılama, heyetin bu tutumu nedeniyle amacından uzaklaşmış ve adeta bir sürecin tüketilmesi için şekli bir yargılamanın yapıldığı izlenimini vermektedir.
 
Değerli basın mensupları;
Yaklaşık 7 aydır yapılan duruşmalarda şimdiye kadar tek bir tutuklu tahliye olmamıştır. 104 tutuklunun bulunduğu dosyada hiçbir tutukluya ilişkin özel bir değerlendirme yapılmayıp, genel ifadelerle tutukluluk halinin devamına karar verilmektedir. Her nedense tüm sanıklar için “kaçma şüphesinden” bahsedilmekte ve tüm tutuklular için “kuvvetli suç şüphesinin olduğu” iddia edilmektedir. Tutkulular ile ilgili bu genel değerlendirmeler ve şimdiye kadar tek bir tahliyenin çıkmamış olması kamu vicdanlarında mahkemeye olan güveni sarsmakta ve tutuklamaların hukuki olmaktan çok siyasi kararlara göre devam ettirildiği izlenimini doğurmaktadır.
Kürt sorununu çözmeyen, çözme konusunda adım atmayan devlet ve siyasal iktidar, Kürt sorunu ile ilgili sistemi ve siyasal iktidarı eleştiren, çözüm konusunda fikir beyan eden herkesi kendisine bağlı polis teşkilatı ile Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin önüne çıkartmakta ve insanları cezaevlerine attırarak susturmaya çalışmaktadır. KCK davası da tam da budur. İçişleri Bakanlığı’na bağlı polislerin kurguladıkları senaryo ve kurguya uygun uydurdukları hikayelerle sivil ve siyasi alanda ses çıkaran tüm insanları toplayıp PKK’nin şehir yapılanması adı altında tutuklayıp cezaevlerine atmasından başka bir şey değildir.
 
Değerli basın mensupları;
Biz insan hakları savunucuları olarak baştan beri bu davanın hukuki değil siyasi bir dava olduğunu beyan ettik. Nitekim Genel Başkan Yardımcımız ve Şube Başkanımız Av. Muharrem Erbey başta olmak üzere tüm sanıklara isnat edilen suçlamaların ne kadar mesnetsiz olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Bu mesnetsiz iddialarla hukuki bir yargılamanın yapılaması mümkün değildir.  Toplumsal gerçeklikten uzak bu davadan dolayı insanların daha fazla mağdur olmaması için mahkemenin keyfi tutumundan vazgeçerek, insanların kendi anadillerinde savunma yapma hakkına saygı göstermelidir. Ayrıca hukuki gerekçelerden uzak bu davanın bir an önce sona erdirilerek, tutuklu bulunan Kürt siyasetçi ve insan hakları savunucularının biran önce serbest bırakılması gerekmektedir.
 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ