2006 Yılı İnsan Hakları İhlalleri Bölge Raporunun Değerlendirilmesi

18.01.2007

 

BASIN AÇIKLAMASI
(2006 Yılı İnsan Hakları İhlalleri Bölge Raporunun Değerlendirilmesi)
 
Değerli Basın Mensupları,
 
İnsan hakları savunucuları olarak, demokrasinin yaşam bulduğu temel hak ve özgürlüklerin korunduğu bir yıl olarak geçmesini çok arzu etmemize rağmen, ihlallerle dolu bir yıl olarak geçen 2006’da, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde meydana gelen ihlaller raporunu bilginize sunmak ve kamuoyuyla paylaşmak için bir aradayız.
 
2006 yılı, Şemdinli’de patlayan bombalarla açığa çıkan, devlet içi hukuk ve yasadışı örgütlenmelerle ilgili verilecek hukuk sınavının tartışmalarıyla başladı. Failler cezalandırıldı ancak görevini yerine getirdiği için bir savcı, Şemdinli iddianamesini hazırlayan savcı Ferhat Sarıkaya görevden alındı ve ‘kime, neye göre hukuk?’  sorusu yeniden gündeme geldi. Sarıkaya’nın görevden alınmasını İHD, hukuk devletine vurulan bir darbe olarak değerlendirmektedir. Bu hukuk ayıbı, Devlet içinde kümelenmiş bazı güç odaklarının yasalar çerçevesinde cezalandırılmalarını talep etmenin ve zincirin halkasında başka faillerin de var olduğuna işaret etmenin hiç de karşılıksız kalmayacağını gösteren bir mesajdı.
 
Bu tartışmalar sürerken, sizlere bilançoda açıklanan diğer hak başlıklarında da ciddi ihlaller devam etti. Diyarbakır’da 28 Mart olaylarıyla başlayan sokak gösterilerine müdahalede polisin aşırı ve orantısız güç kullanması sonucunda 4’ü çocuk 10 yurttaşımız yaşamını yitirdi, benzer şekilde Kızıltepe ve Batman’da da yine çocuklar öldürüldü. Yaşam hakkı gibi son derece kutsal ve dokunulmaz olan bir hakkın ihlal edilmesinden dolayı bugüne kadar tek bir güvenlik görevlisinin yargı önüne çıkartılmamış olmasına rağmen, sayıları 300’ü bulan çocukların, gözaltında işkence ve kötü muameleye de tabi tutularak tutuklanmaları; kamuoyu vicdanını derinden yaralamış ve adalete olan güveni zedelemiştir. Yine, 12 Eylülde Koşuyolu Parkında 10 yurttaşımızın –ki bunlardan biri kadın ve 8’i çocuktu- yaşamını yitirdiği saldırının faillerinin, saldırıdan sonra bazı sitelerde hukuk dışı örgütlenmelerin üstlenmesine rağmen bulunmamış olması da kafalarda soru işareti olarak kalmaya devam etmektedir.
 
Değerli Basın Mensupları,
 
İnsan hakları savunucuları olarak, geçtiğimiz yıllarda da ihlal bilançolarını değerlendirirken, birçok hak başlığının azalmasının veya artmasının nedeninin çatışmalı ortam olduğunu belirtmiştik. 2000 yılından bugüne kadar son altı yılın bilançolarına baktığımız zaman, bunu rahatlıkla tespit etmek mümkündür. Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmemesinden kaynaklı çatışmaların yeniden başlamasıyla birlikte başta yaşam hakkı ve kişi güvenlik ve özgürlüğüne yönelik ihlallerin arttığını görmekteyiz. Çatışmada yaşamını yitiren kişi sayısı, 2005’de 373 iken, 2006’da 1 Ekimden itibaren ilan edilen tek taraflı ateşkes nedeniyle 294 şeklinde bir düşme yaratmıştır. Bu da, tek taraflı da olsa ateşkes sürecinin yaşam hakkına yönelik ihlallerde bir azaltma yarattığını ispatlamaktadır. Operasyonlara da son verilmiş olsaydı eğer, 1 Ekim 2006’dan itibaren tek bir insan yaşamını yitirmemiş olacaktı. Yaşam hakkının korunmadığı bir coğrafyada, bütün hak kategorilerinin de ihlal edilebileceğinden hareketle, insan hakları savunucuları olarak, bir kez daha, çatışmasızlık ortamının onurlu bir barışla sonsuza kadar kalıcılaşmasını ve Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi için devletin somut adımlar atmasını talep ediyoruz. Geçtiğimiz hafta sonu Ankara’da Türkiye Barışını Arıyor adlı konferansta bu ülkenin vicdanı olan insan hakları savunucuları, akademisyenler, siyasetçiler, gazeteciler, yazarlar, iş adamları, kadının insan hakları savunucularının ortaklaşa vardıkları Sonuç Bildirgesinin son derece anlamlı olduğunu ve daha fazla kardeş kanı dökülmemesi için yetkililer tarafından bir an önce referans alınması gerektiğini vurgulamaktayız.
 
Değerli Basın Mensupları,
 
Yıllık bilançoda yer alan başlıkların tümünü değerlendirebilmemiz zaman bakımından mümkün olmamakla birlikte, 2006 yılının bilanço fotoğrafını çizerken, eksik kalmaması gerektiğini düşündüğümüz bazı alanlarla ilgili yaşananlar şöyle özetlenebilir:
 
2006 yılı, hem bölge hem de Türkiye’nin geneli bakımından kadının insan hakları ihlallerinde artış gösteren bir yıl olmuştur. ‘Namus’ gerekçe gösterilerek veya şiddet ortamından beslenen erkek egemen bakış açısının kendisini yaşamın her alanında hissettirdiği için kadına yönelik şiddet sonucu kadın katliamları, ağırlaşarak yaşanmaya devam etmiştir. Cinsiyetçi, militarist, anti-demokratik, eril karakterli devlet politikaları, yasal mevzuatta birtakım iyileştirmeler yapılmasına rağmen, adli ve idari mekanizmaların yetersizliği ve yasal değişikliklerin uygulama sorunları nedeniyle, kadına yönelik şiddeti beslemekte ve sorun her geçen gün içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. İHD olarak kadına yönelik her türlü şiddetin son bulduğu, kadın-erkek eşitliğinin sağlandığı bir coğrafyaya ulaşana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
 
Değerli Basın Mensupları,
 
Son olarak belirtmek isteriz ki, düşünce ifade özgürlüğünün üzerinde Demokles’in kılıcı gibi varlığını sürdüren TCK 301, 220/8 ve 288 ile TMK ve benzeri diğer anti demokratik yasalar, aydın, gazeteci, yazar, insan hakları savunucularının haksız yargılamalarına yol açmış ve birçok kesimden düşünce ifade özgürlüğünü kullanan insanlar, hak etmedikleri adil olmayan cezalara çarptırılmışlardır. Bunların başında bölgede İHD yöneticiliği ve şube başkanlığını yürüten arkadaşlarımız gelmektedir. Başta Diyarbakır Şube Başkanımız S.Demirtaş ile MYK üyemiz R.Kızgın hakkında verilen cezalar olmak üzere insan hakları savunucuları üzerindeki dava baskılarıyla aslında amaçlananın, ihlallerin üzerini örtmek ve gerçekleri karanlıkta bırakmak olduğunu biliyoruz. Bu nedenle adil olmayan kararların, uluslararası hukuk mekanizmalarına gerek kalmaksızın Yargıtay aşamasında düzeltileceğine inanmaktayız.
 
2007 yılının ihlalsiz, gözyaşısız, eşitlikçi ve özgürlükçü bir ortamın yaşandığı, demokratik bir ortamın sağlandığı bir yıl olması dileklerimizle.
 
 
Av. Reyhan YALÇINDAĞ
Genel Bşk. Yrd.