Kayıplar, insanlığımızın kaybıdır, kayıpların akıbeti ve sorumluları bulunmadıkça insanlıktan bahsetmemiz mümkün değildir

17.05.2008

 

BASIN AÇIKLAMASI
(Kayıplar, insanlığımızın kaybıdır, kayıpların akıbeti ve sorumluları bulunmadıkça insanlıktan  bahsetmemiz mümkün değildir)
                                                                                                          İnsan Hakları Derneği 1995’den beri 17-31 Mayıs tarihlerini “Kayıpları Anma Haftası” olarak ilan edişinden bu yana, her yıl bu tarihlerde tüm yetkilileri kayıpların akıbetinin bulunması amacıyla göreve çağırmaktadır. Yirmi iki yıldır durmadan çıkan bu çığlığımızın bir gün ses bulacağını umuyoruz.

Türkiye’de yaşam hakları devlet güvencesi altında olan yüzlerce anne, baba, kardeşi abla, amca, teyze, yeğen, evlat yakınlarından koparılıp ansızın benzer yöntemlerle ortadan kayboldular. Uzun zaman bu kayıpların akıbeti soruldu, sorumluları arandı. Bunca insanın kaybedilmesine rağmen devletin kaybedilenlerin akıbetleri ve sorumluların bulunması konusundaki inanılmaz suskunluğu kulakları parçalıyor. Kayıp aileleri ve insan hakları örgütlerinin taleplerine ve çığlıklarına rağmen bu insanlar bulunamadı. Hukuk Devleti olmanın ve B.M. sözleşmelerinin devletlere yüklediği tüm sorumlulukları yok sayan ve bizim “onları” unutmamızı bekleyenlere bir kez daha sesleniyoruz. Onları asla unutmayacağız. Kayıpların 1990’lı yıllarda Güneydoğudaki illerde başlayıp özellikle 1993-1994-1995-1996 yıllarında da çığ gibi artmasının ve bu kayıpların çoğunun Kürt olmasının bir anlamı var mıdır?

 Zorla kaybedilme insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur!Bu suçu işleyenleri unutturmaya çalışanları teşhir etmeye, herkese bir gün hukukun gerekeceğini hatırlatmaya ve hafızasız bir toplumlaştırmaya karşı hafıza olmaya devam edeceğiz. Birleşmiş Milletler Zorla Kaybedilmeye Karşı Herkesin Korunmasına Dair Bildirisinde “Hiçbir durum, savaş durumu, savaş ilanı, iç siyasi istikrarsızlık yada diğer olağanüstü haller zorla kayıp edilmeleri haklı çıkarmaz.” demekle devletlerinin sorumluluklarını net bir biçimde açıklamaktadır.

 Kayıp yakınlarının, ziyaret edebilecekleri bir mezarlarının olmadığını unutmadan, kayıpların cenazelerine ulaşma arayışlarının devam ettiğini bilmemiz gerekiyor. Türkiye’de kaybedilen yüzlerce yurttaşımızın akıbetleri konusunda devlet görevini yerine getirmemektedir. Zorla kaybedilenlerin akıbetleri belirlenmeden sorumluları bulunup yargılanmadan toplumsal barışa ulaşmak mümkün değildir. Zorla kaybedilmelerin yaşandığı tüm ülkelerdeki deneyimlere baktığımızda kaybedilmeler devlet veya devletçe desteklenen örgütlü güçler tarafından yapılmaktadır.
 
Kayıpları unutmadık. 13 yıldır takipçisi olduk, olmaya da devam edeceğiz.
 
Şube Başkanı
Av. Muharrem ERBEY