Yaklaşık iki yıldır devam eden Suriye’deki iç çatışmalar Türkiye’ye de yansımıştır. 3 Ekim 2012 tarihinde Suriye yönünden atılan ve menşei tam olarak açıklanmayan top mermileri Akçakale İlçesi’ne düşmüş; bu olayda beş vatandaşımız yaşamını yitirmiş ve birçok vatandaşımız da yaralanmıştır. Öncelikle yaşamını yitiren vatandaşlarımızın ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar dileriz.
Bu olayın nasıl meydana geldiği ve kimin tarafından atıldığı soruşturulmadan, Türkiye misillemede bulunmuş ve Suriye tarafına top atışı yapmıştır. Türkiye’nin top atışları sonucunda Suriye tarafında birçok insanın yaşamını yitirdiği iddiaları gelmeye başlamıştır.
Hükümet bununla yetinmeyip öteden beri başta NATO olmak üzere Batılı ve kimi Arap ülkelerinin Suriye’ye askerî müdahalede bulunması yönündeki politikaya uygun olarak bir adım daha ileri atıp, Suriye’ye askerî müdahale yapabilecek savaş tezkeresini apar topar TBMM’nin bugün (4 Ekim 2012) yapılacak Genel Kurulu’nda görüşmeye almıştır. Hükümetin bu aceleci tutumu Türkiye’yi sonu belirsiz bir maceraya sürükleme riski taşımaktadır. Hükümet bu yanlıştan biran önce dönmeli ve sorunları diplomasiyi kullanarak, müzakere yöntemiyle çözme konusunda daha aktif bir tutum almalıdır.
Hükümetin Suriye’deki antidemokratik rejime karşı mücadele ettiğini ileri süren Suriye muhalefetiyle olan yakın ve açık işbirliği kontrol edilemez bir noktaya gelmiştir. Bu muhalefetin Türkiye’yi Suriye’deki iç çatışmaya sürükleyecek eylem ve davranışlarına göz yumulması, ileride Türkiye’nin başını çok ciddi derde sokacaktır. Türkiye’de bulunan ve statüsünün ne olduğu açıklanmayan Suriyeli asker kişilerin kamplarının biran önce kapatılması ve bu kişilerin silahsızlandırılarak, sınırdan uzakta, güvenli yeni mülteci kamplarına yerleştirilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak aceleye getirilmiş ve başka ülkelere saldırı amacı taşıyan savaş tezkerelerinin ülkemize ve halklarımıza hiçbir faydası olmayacaktır. Sorunlar uluslararası hukuk çerçevesinde, diplomasi kullanılarak müzakere yöntemiyle ve barışçıl yollarla çözülmelidir.
İnsan Hakları Derneği