28 Şubat Darbesinin 15. Yıldönümünde Bir 28 Şubat Hikâyesi”

28.02.2012

Sınıfta kalan yargının hazin hali…

28 Şubat 1997 tarihinde yapılan “postmodern” darbeden sonra işbaşına geçen “28 Şubatçılar” hemen icraatlarına başladılar. Nisan 1998’de bir Andıç hazırlayarak “güçlü eylem planı”nı uygulamaya koydular. Bu Andıç belgesini onaylayan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir, hazırlayan İç İstihbarat Şube Müdürü Kurmay Albay Bülent Dalsalı ve İstihbarat Başkan Vekili Tüm General F. Türkeri. Andıç belgesinde HADEP’in, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD), Fazilet Partisi’nin, Belediye Başkanlarının, İşadamlarının, Gazetecilerin kamuoyu önünde yıpratılması, itibarlarının düşürülmesi ve kurumların kapatılmasına kadar giden sürecin hazırlanması gibi ayrıntılı bilgiler yer almaktadır. Bu belge daha sonra Kasım 2000’de Genel Kurmay Başkanlığı tarafından resmen kabul edildi.

Nisan 98’de hazırlanan Andıçla birlikte düğmeye basıldı. O dönem Şemdin Sakık’a atfen yalan yanlış birçok beyan gerçekmiş gibi gazete ve televizyonlarda yayınlanmaya başlandı. Bu yayınlardan hemen sonra halen yasa dışı silahlı Ergenekon örgütünden yargılanan bazı kişilerin de içinde olduğu bir grup tarafından 12 Mayıs 1998’de İHD Genel Merkezi basıldı ve İHD Genel Başkanı Akın Birdal’a silahlı saldırıda bulunuldu. Bir mucize eseri Akın Birdal ölmedi. Şemdin Sakık, yargılandığı davada böyle beyanlar vermediğini özellikle belirti.

O dönem Akın Birdal tarafından yazılı ve görsel medyada çıkan yayınlar nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 1998/763 Basın Hazırlık, 1998/572 Basın Karar tarihli ve 01.07.1998 tarihli Takipsizlik kararı ile konunun üstü örtüldü. O dönem İHD ve Akın Birdal ile Gazeteci arkadaşları hakkında karalama faaliyetinde bulunan gazetelerin ve onların yayın yönetmenlerinin bizlere ve mağdur edilen gazetecilere bir özür borcu vardır. Bu özrü dilemelerini bekliyoruz. 28 Şubatçıların emrine girdikleri ve darbeye direnmedikleri için o gazeteleri ve yayın yönetmenlerini, sorumlu müdürlerini bir kez daha kınıyoruz.

3 Kasım 2000’de Genel Kurmay Başkanlığının açıklamasıyla Andıç belgesi resmen kabul edilmesine rağmen bu belgeyi hazırlayan ve uygulamaya koyan kişiler hakkında hiçbir soruşturma açılmadı. Askeri Savcılığa yapılan suç duyurularından sonuç alınamadı.

Aradan yıllar geçti. 26.06.2009 tarihli ve 5918 sayılı kanunla askerlerin sivil yargıda yargılanmasının önü açıldı. İnsan Hakları Derneği ve Akın Birdal 14.07.2009 tarihinde Çevik Bir hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara Özel Yetkili ve Görevli Cumhuriyet Başsavcılığı 2009/409 soruşturma no, 2009/230 Karar No’lu ve 11.12.2009 tarihli Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair kararı verildi. Bu karara süresinde itiraz ettik. İstanbul 9. Özel Yetkili ve Görevli Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/27 Değişik İş No’lu ve 28.01.2010 tarihli kararı ile itirazımız reddedildi. Bunun üzerine hak arama hakkının ihlali, adil yargılanma hakkının ihlali, Örgütlenme Özgürlüğünün ihlali gerekçe gösterilerek davayı AİHM’e taşıdık. Halen davamız AİHM’nin, İnsan Hakları Derneği/Türkiye 46723/10 Başvuru Numarasında devam etmektedir.

28 Şubatçıları Türkiye mi yargılayacak AİHM mi yargılayacak!

Bu açıklamamızın bir suç ihbarı olarak kabul edilmesini ve savcılıklarda bulunan yukarıda numarasını verdimiz soruşturma dosyalarının yeniden açılarak ismini belirttiğimiz ve savcıların bulacağı yeni kişiler hakkında soruşturmanın kovuşturmaya dönüşmesini beklemekteyiz. Şayet böyle bir kamu davası açılırsa Akın Birdal, AİHM’deki davasını geri çekecektir.

28 Şubatçıları sanık sandalyesinde göreceğimiz günleri bekliyoruz.

Kamuoyuna ve Cumhuriyet Savcılarına duyurulur.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ