Türkiye anlaşılması güç bir süreçten geçiyor: Bir yandan barış süreci önemli bir engelle karşılaşmaksızın ilerlerken, diğer yandan örgütlenme özgürlüğünü daha önce benzeri görülmemiş bir şekilde engelleyen bir davanın ikinci duruşması görülecek.
Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın on örgüttün kapatılması için (Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEYA-DER), Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Demokratik Hukuk ve Yardımlaşma Derneği (TUYAD-DER), Van Göç Sorunlarını Bilimsel Araştırma ve Kültür Derneği (Van GÖÇ-DER), Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğrenci Derneği (YÖDER), Van Kadın Derneği (VAKAD), Van Hacıbekir Mahallesi Özgür Yurttaş Derneği, Seyit Fehim Arvasi Mahallesi Özgür Toplum Derneği, Yeni Mahalle Özgür Halk Derneği, Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (KURDİ-DER) Van Şubesi ve Akköprü Mahallesi Demokratik Halk Derneği) bir iddianame hazırladığını 28 Şubat 2013’te basından öğrendik. Dava benzerlerine göre olağanüstü bir hızla ilerlemeye başladı. İlk duruşma 4 Nisan 2013’te gerçekleşirken ikinci duruşma yarın (17 Mayıs 2013) Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek.
“PKK’ya yardım ettiği” ileri sürülen bu örgütlerin hakkında usulsüz yollarla toplanan delillere dayanarak açılan bu dava, Türkiye’deki tüm devletdışı örgütlere verilen bir gözdağıdır. Süreç hükümetin istediği şekilde ilerlemediği takdirde tüm muhalif dernek, vakıf ve diğer örgütlerin başına gelecek olan da budur. Bu dava, temelsiz olduğunu gördüğümüz ve bugün iplik iplik dökülen KCK davalarıyla aynı amacı taşımaktadır.
On örgüt hakkındaki tüm suçlamalar derhal düşürülmeli; yasadışı yollarla delil toplayan tüm kolluk mensupları hakkında etkin ve tarafsız bir soruşturma yürütülmeli; Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun dahil insan hakları savunucularını tehdit eden tüm yasal düzenlemeler derhal lağvedilmelidir.
İnsan Hakları Derneği