DİYARBAKIR - Faili meçhul cinayetlere kurban gidenler ile kaybedilenlerin akıbetinin aydınlatılmadığı bir ülkede yeni anayasa çalışmasının bir anlamı olmadığını belirten İHD MYK Üyesi ve Diyarbakır Şube Yöneticisi Av. Serdar Çelebi, hükümetin 140'ncı haftaya giren eylemlerine rağmen hiçbir adım atmadığını ifade ederek, bu ilgisizliğe tepki gösterdi.
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla her hafta Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı anıtı önünde düzenledikleri oturma eylemine 140'ıncı haftada da devam etti. İHD üye ve yöneticileri, MEYA-DER, Barış Anneleri İnisiyatifi, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ve kayıp yakınlarının katıldığı oturma eyleminde, kaybedilen ve faili meçhul cinayete kurban gidenlerin resimleri taşındı.
140'ıncı haftaya giren eylemlerine rağmen, ülkede işlenen faili meçhul cinayetler ile kaybedilenlere ilişkin hiçbir gelişme yaşanmadığına dikkat çeken İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Avukat Serdar Çelebi, son dönemlerde medyaya yansıyan "Ölüm listesi vardı" sözlerine rağmen savcıların harekete geçmemesinin düşündürücü olduğunu vurguladı. Kaybedilenlerle ilgili hiçbir girişimin olmadığı bir süreçte AKP hükümetinin yeni anayasa çalışmalarının kendileri için hiçbir anlam taşımadığını vurgulayan Çelebi, Türkiye'nin öncelikle gündemine alması gereken tek konunun kayıpların bulunması için Hakikatleri Araştırma Komisyonunu kurdurmak olduğunu söyledi.
‘Kayıplar bulunmadan yeni Anayasa anlam ifade etmez’
Düzenledikleri oturma eylemine katılanların kaybedilen çocuklarını arayan insanlardan oluştuğuna dikkat çeken Çelebi, "Geçmişle yüzleşmeden, geçmişi bilmeden öğrenmeden nasıl yeni anayasa yapılabilir? 1990'lı yıllardaki faili meçhul cinayetlerle yüzleşmeden faili meçhul cinayetlerle yüzleşilmeden yeni anayasa bizler için hiçbir şey ifade etmez. Çünkü insani yanı eksik olur. Ortada çıkan ölüm listeleri var öncelikle bu listenin açığa çıkarılması ve faillerinin yargılanması gerekiyor. Artık bu olayların üzerine gidilmeli ve faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması için girişimlerde bulunulmalıdır" dedi.
Köylülerin gözleri önünde kaybedildiler
Yapılan açıklamanın ardından 1993 yılında Bitlis'in Tatvan İlçesi'ne bağlı Ulusoy Köyü'nde askerler tarafından gözaltına alındıktan sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan Hamide ve Ramazan Şarlı kardeşlerin kaybediliş hikayeleri anlatıldı. Ulusoy Köyü Karakolu'na bağlı askerler ile yüzü maskeli özel harekat timleri tarafından köye düzenlenen baskında gözaltına alınan Hamide Şarlı götürülmek istenirken kardeşi Ramazan Şarlı'nın da kız kardeşine eşlik etmek istediği belirtilen hikayede, gözaltına alındıktan sonra kardeşlerden bir daha haber alınamadığı bildirildi. Tüm köy sakinleri gözü önünde meydana gelen olayla ilgili yapılan suç duyurusunun ardından 2 yıl devam eden soruşturma savcılık tarafından "şahit yok" denilerek kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesiyle kapatıldığına dikkat çekildi.
Yapılan konuşmaların ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.