Bilici: Başbakan önce buradaki eylemimize gelsin

02.06.2012

DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta düzenlediği oturma eyleminde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Başbakan'ın Diyarbakır'a yapacağı ziyarete ilişkin "Başbakan, Diyarbakır’da yapacağı etkinlikler öncesi buraya gelsin. Gözü yaşlı anneler burada, kayıplar burada. Başbakan buradan başlasın. Kayıplar sorunu çözülmeden bu topraklara barış gelmez" dedi.

İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının "Kayıplar Bulunsun failler yargılansın" sloganıyla her hafta Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdiği oturma eylemi 173’üncü haftada devam etti. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Barış Anneleri İnisiyatifi, MEYA-DER, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ve kayıp yakınları katıldı.

‘Başbakan önce buraya gelsin’

Eylemde ilk olarak konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, Başbakan'ın Diyarbakır ziyaretine değinerek, "Başbakan Diyarbakır’da yapacağı etkinlikler öncesi buraya gelsin. Gözü yaşlı anneler burada, kayıplar burada, Başbakan buradan başlasın. Kayıplar sorunu çözülmeden bu topraklara barış gelmez" dedi. Yaşanan katliamların, özellikle de en son yaşanan Roboski katliamının açığa çıkartılmadan kimsenin adaletten söz edemeyeceğini dile getiren Bilici, kayıplar bulununcaya ve failleri yargılanıncaya kadar mücadeleye devam edeceklerini dile getirdi.

Tarım Bakanı Eker’e tepki

Dün sivil toplum örgütlerinin Erdoğan’ın Diyarbakır’a gelişi ile ilgili yaptığı açıklamaya karşı “bunlar Diyarbakır’ı temsil etmiyor, ellerine bir metin tutuşturuluyor, onlar da okuyor” şeklinde açıklamada bulunan Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e tepki gösteren Bilici, “Bunlar alışkındır birilerinin istemi üzerine konuşmaya. Kimse ciddiye almıyor bunları. Ne Başbakan, ne de bu halk onları ciddiye alıyor. Onların ellerine metinler verilerek şunları söyleyin denilebilir. Ama biz sivil toplum örgütleri olarak yapılan katliamları, vahşetleri kimler yapmışsa karşısında durmuşuzdur. Sizlerin huzurunda bu bakanı kınıyorum” diye konuştu.

Tanrıkulu: Faili meçhul dosyalarla ilgili tek dava açılmadı

Bilici’nin ardından konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise, Mehdi Eker’in Diyarbakır’daki sivil toplum örgütlerine yönelik sözlerine tepki gösterdikten sonra, Adalet Bakanlığı'nın Diyarbakır Barosu'na bağlı 112 avukat hakkında soruşturma izni vermesini eleştirdi. Tanrıkulu, "Bu karar Adalet Bakanı'nın yakasında utanç nişanesi olarak kalacaktır” dedi.
Başbakan'ın sürekli olarak "benim dönemimde faili meçhul ve kayıp olmadı" dediğini ileri sürdüğünü belirten Tanrıkulu, "Peki Diyarbakır'da kayıplar ve faili meçhul dosyalarla ilgili açılmış tek dava var mıdır? Savcı ve hakimler bu dosyaları açmak için kimden icazet bekliyor?" diye sordu.

Nihat Aydoğan’ın kaybediliş hikayesi anlatıldı

Yapılan konuşmaların ardından İHD Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu Üyesi Resul Tamur, 20 Kasım 1994 tarihinde Mardin’in Midyat İlçesi Doğançay Köyü’nden gözaltına alınarak kaybedilen Nihat Aydoğan'ın kaybediliş hikayesini anlattı. Aydoğan'ın köyünden İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görevli asker ve korucular tarafından gözaltına alındığını aktaran Tamur, şöyle devam etti: “Aydoğan yatağından zorla çıkartılarak çocuklarının gözü önünde dövülerek gözaltına alındı. Askerlerin bu şiddeti karşısında Aydoğan'ın 12 yaşındaki kızının dili tutulmuştu. Evden alınan Nihat, önce Midyat İlçe Jandarma Karakolu'na oradan da Mardin Merkez Komutanlığı'na götürüldü. Nihat, 15 gün Mardin Merkez Jandarma Komutanlığı'nda her gün işkence ve insanlık dışı muameleye tabi tutuldu. 15 gün sonra Jandarma Nihat'a köy muhtarını arattırıp 'Beni bıraktılar, eve geleceğim' dedirtiyor. Ancak bu telefondan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Eşinden haber alamayan Halime Aydoğan, Mardin Jandarma Merkez Komutanlığı'na gidip eşini sorunca, 'Biz senin eşini serbest bıraktık, dağa çıkmıştır onu git dağda ara' cevabını alır. Halime Aydoğan son çare olarak eşinin akıbeti için Midyat Cumhuriyet Savcılığı'na yazılı başvuruda bulunur, fakat oradan da sonuç elde edemez. Halime Aydoğan, eşi Nihat'ın Mardin'de bir toplu mezarda gömülü olduğuna inanıyor."
Kayıp hikayesinin anlatımının ardından kayıp yakınları Nihat Aydoğan için 5 dakikalık oturma eylemi yaparak eylemlerine son verdi.