DİYARBAKIR - İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla düzenlediği oturma eylemine katılan MEYA-DER üyeleri, yaşamını yitiren HPG’lilerin organlarının Adli Tıp Kurumu’nda izinsiz bir şekilde alınmasına tepki gösterildi. Yapılan konuşmalarda, bu uygulamaya tepki göstermek amacıyla 11 Eylül günü Malatya Adli Tıp Kurumu önünde kitlesel basın açıklaması yapılacağı duyuruldu.
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta Cumartesi günleri “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla düzenlediği oturma eylemi 187’inci haftasına girdi. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde düzenlenen eyleme, İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, Barış Anneleri İnisiyatifi, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ile çok sayıda kayıp yakını katıldı. Bu haftaki eyleme, Diyarbakır’da genişletilmiş olağan toplantısı için Türkiye genelinden Diyarbakır’a gelen MEYA-DER üye ve yöneticileri katılarak kayıp yakınlarına destek verdi.
Oturma eylemi öncesi konuşan İHD Diyarbakır Şubesi Kayıplar ve Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu Üyesi Necibe Güneş Perinçek, AKP hükümetinin Türkiye halkına geçmişteki karanlık süreçlerin üzerine gidileceği ve karanlıkta hiçbir şeyin kalmayacağı vaadinde bulunduğunu belirterek, “Ancak şu an baktığımızda bırakalım geçmişteki faili meçhul cinayetlerin ortaya çıkarılmasını, bugün bile işlenen cinayetler örtbas edilmeye çalışılıyor. Dün polis tarafından katledilen Şerzan Kurt’un duruşmasıydı. Şerzan Kurt’u öldüren polis serbest bırakıldı. Diyarbakır’da görülen öldürülen Ermeni asıllı asker Sevag Şahin Balıkçı’nın davasında yargılanan subay tutuksuz yargılanıyor. Açıkçası geldiğimiz noktada biz bir hayal kırıklığı yaşıyoruz, umudumuzu yitirdik. Ama buna rağmen biz inadına bu eylemlerimizi sürdüreceğiz, sesimizi duyurmaya çalışacağız” dedi.
Hükümet yetkililerinin her konuşmalarının ardından batıda Kürtlere yönelik saldırıların başladığını kaydeden Perinçek, yaşadığımız bu sürecin 12 Eylül döneminde ve 90’lı yıllarda dahi yaşanmadığını sözlerine ekledi.
HPG’lilerin organlarının alınmasına tepki
Kayıp yakınlarına destek vermek için oturma eylemine katılan MEYA-DER adına konuşan MEYA-DER Başkanı Leyla Ayaz, geçtiğimiz hafta kamuoyu gündemine getirilen HPG’lilerin cenazelerine yönelik uygulamalara değinmek istediğini belirterek, “Basına da yansıdığı gibi, ismini vermek istemeyen bir Adli Tıp Kurumu görevlisi, Malatya Adli Tıp Kurumu’na getirilen yaşamını yitiren HPG’lilerin organlarının izinsiz bir şekilde alındığını öğrenmiş bulunmaktayız” dedi.
MEYA-DER olarak, çatışmalarda yaşamını yitiren HPG’lilerin aileleri ile birlikte 11 Eylül Salı günü Malatya’ya giderek Adli Tıp Kurumu önünde açıklama yaparak sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirten Ayaz, tüm ailelerin bu eylemlerine destek vermelerini istedi. Ayaz 11 Eylül Salı günü sabah saat 06.00’da BDP Diyarbakır il binası önünde toplanıp Malatya’ya gideceklerini duyurdu.
HPG’li Mucel’in babası uygulamaya isyan etti
Ayaz’ın ardından 24 Mart günü Bitlis’in Hizan İlçesi kırsalında düzenlenen bir operasyonda yaşamını yitiren HPG’li 15 kadından biri olan Asuman Mucel’in babası Medeni Mucel bir konuşma yaptı. Çocuklarının cenazelerine yönelik gerçekleştirilen vahşeti kabul etmediklerini ifade eden Mucel, “Biz devletin bu uygulamalarına artık yeter diyoruz. Neden çocuklarımızın organları bizim isteğimiz dışında alınıyor? Bu hangi adalete, hangi insanlığa sığıyor? Biz bu uygulamaları kınıyoruz ve tüm yakınlarını kaybedenleri Salı gün Malatya’ya bekliyoruz” dedi.
Temizöz’ün ekipinin kaybettiği Adak ve Özer anıldı
Yapılan konuşmaların ardından Şırnak’ın Cizre İlçesi’nde 14 Mart 1994 tarihinde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen İbrahim Adak ve Mehmet Gürrü Özer’in kaybediliş hikayesi anlatıldı. Hikayeyi anlatan Necibe Güneş Perinçek, İbrahim Adak ve Mehmet Gürrü Özer’in Cizre de askeri komutan olarak görev yapan Cemal Temizöz’e bağlı JİTEM ekibi tarafından14 Mart 1994 tarihinde çalıştıkları inşaatta gözaltına alındıklarını belirterek, şunları söyledi: “JİTEM ekibinde Uzman Çavuş Selim Hoca, Yavuz Tuna, Uzman Çavuş Tayfun, Hıdır Altuğ, Şahin, Bedran kod isimli Adem Yakin ve Abdulhekim Güven vardı. Şu anda Temizöz’le ilgili Diyarbakır Ağır ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyasında bu konuya ilişkin gizli tanık beyanı da var. Dosyadaki beyanda, Adak ve Özer’in örgüte para yardımında bulunduğu için gözaltına alındığı, İlçe Jandarma Karakol Komutanlığı’na götürüldüğü, karakolda bir günlük sorguya tabi tutulduğu, sonrasında Cemal Temizöz’ün talimatıyla 15 Mart 1994 tarihinde araçlarla Silopi istikametine götürüldüğü, İnci Köyü yol ayırımından kırsal alana sapıldığı, kuru bir dere oyuğuna yatırıldıkları, Hıdır Altuğ’un kullandığı silahla yaklaşık 2-3 metre mesafeden ateş edilip öldürüldükleri, cesetlerin ince bir tabaka kum ve toprakla örtüldüğü belirtiliyor. Aileler hala cesetlere ulaşamamıştır.”
Yapılan konuşmaların ardından Adak ve Özer’in anısına 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.