DİYARBAKIR- İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu, ”25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Haftası” nedeniyle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2012 yılı ilk 10 aylık Kadına yönelik şiddet raporunu açıkladı. 10 ay içersinde, bölge illerinde 56 kadın ölmüş veya öldürülmüş, 45’i şiddet sonucu yaralanmış, 6’sı tecavüze uğramış, 10’u da cinsel tacize maruz kalmış denilen raporda, eril devlet geleneği ve aklının, tüm bu sonuçlardan birinci derecede sorumlu olduğu belirtildi.
İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2012 yılı ilk 10 aylık Kadına yönelik şiddet raporunu bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyurdu. Dernek binasında düzenlenen toplantıya Şube Yönetim Kurulu Üyeleri ve Kadın komisyonu üyeleri Gülistan Gencer, Rehşan Bataray Saman, Gülşen Demir ve Fidan Kılıç katıldı.
Yönetim kurulu üyesi Gülistan Gencer tarafından Kadın komisyonu adına okunan basın metninde “Bir ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Haftası’ nedeniyle yine bir aradayız. Haftaya adını veren başlık bile aslında kadının hala ciddi şekilde ayrımcılığa maruz kaldığını ve büyük bedeller ödediğini anlatmaya yeterli. Tüm dünyada olduğu gibi, bu coğrafyada da kadınlar, erkek egemen sistemden ve “erkek aklının” ürünü olan politikalardan dolayı en fazla acı çeken ve bedel ödeyen kesim olmaya, 2012 yılında da devam etti” denildi. İnsan hakları Derneği olarak açıkladıkları raporların sadece sayılardan ibaret olmadığına vurgu yapan açıklamada “Bu rakamların her biri; tecavüze uğrayan, katledilen, berdel verilen, zorla evlendirilen, polis şiddetiyle içiçe siyaset yapan, demokratik muhalefet yaptığı için cezaevinde yıllarını geçiren, açlık grevlerine yatan kadınlardır. Sadece İHD Diyarbakır Şubesinin 2012 yılının ilk on aylık verileri dahi tablonun ne kadar vahim olduğunu ortaya koymaya yetmektedir. Buna göre, bölge illerinde 56 kadın ölmüş veya öldürülmüş, 45’i şiddet sonucu yaralanmış, 6’sı tecavüze uğramış, 10’u da cinsel tacize maruz kalmıştır. Gerçek sayının bunların çok üzerinde olduğunu biliyoruz. Ancak bunlar, tespit edebildiğimiz sayılardır” denildi.
Kadına yönelik şiddetin yaşanmasında, giderek artış göstermesinde ve yarattığı sonuçlarda, eril devlet geleneği ve devlet aklının, tüm bu sonuçlardan birinci derecede sorumlu olduğu belirtilen açıklamada “Kadınlar bir erkek tarafından öldürülmekte ve karşılığında da halen haksız tahrik hükümlerinden yararlanmaktadırlar. Kadına üç çocuk doğurmayı tembihleyen, kürtaj konusunda karar verme yetkisini elinden alan, hamileliğini evdeki erkek bireye anında haber veren devlet aklı; kız çocuklarının 33 kişi tarafından tecavüze uğramasında rızası olduğuna da hükmedebilmektedir! AKP’nin on yıllık icraatının başında, kadına yönelik şiddetin %1.400 artış göstermesi gelmektedir!” denildi.
Ana dil yasağının en fazla kadın üzerinden bir toplumsal travma yarattığının hatırlatıldığı açıklamada “Kamusal şiddetin kadına yönelik her türlü şiddeti beslediğini tekrar vurguluyoruz” denildi. Türkiye’nin Kadın-erkek eşitliği sıralamasında 132 ülke arasında 127. sıraya kadar gerilediği vurgulanan açıklamada “Kadın kotasını, tutuklu muhalif insan hakları savunucuları, akademisyenler, gazeteciler, siyasetçiler bakımından harfiyle uygulayan AKP, cinsiyet eşitliği meselesinde kadını yok saymaya devam etmektedir” denildi.
İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonun 2012 yılı ilk 10 aylık Kadına yönelik şiddet raporunda ihlaller ve rakamlar şöyle ifade edildi.
*Güvenlik Güçlerinin şiddetine uğrayan kadınlar: 1 ölü, 15 yaralı/şiddet, 6 taciz
*Aile içi şiddete uğrayan kadınlar: 12 ölü, 14 yaralı/şiddet
*Toplumsal alanda şiddete uğrayan kadınlar: 11 ölü, 11 yaralı/şiddet, 6 tecavüz, 4 taciz
*Kadın intiharları: 27 intihar, 5 teşebbüs
*Kuşkulu kadın ölümleri: 4 ölü
*Namus cinayetleri: 1 ölü