Evrensel bildirge dağıtıldı, kadınlara seminer verildi

14.12.2012
DİYARBAKIR- Dağkapı meydanında İnsan hakları haftası kapsamında, İnsan Hakları Evrensel bildirgesi’nin Kürtçe-Türkçe baskılı broşürleri dağıtıldı, kadınlara ise hakları konusunda eğitim seminerleri verildi.
 
Diyarbakır’da İHD, MAZLUMDER, TİHV, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabip Odası ve STGM tarafından organize edilen 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası etkinlikleri bugün de, Dağkapı meydan’ında İnsan Hakları Evrensel bildirgesi’nin Kürt-Türkçe baskılı broşürleri dağıtıldı. İHD Diyarbakır Şube binasında kadınlara yönelik hakları konusunda eğitim semineri düzenlendi.
 
İHD Diyarbakır Şubesi üyeleri, Diyarbakır Dağkapı Meydanı'nda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni Kürtçe ve Türkçe olarak hazırlanan broşürlerini yurttaşlara dağıttı. Broşürde şunlara yer verildi: "İnsanlık ailesinin tüm üyelerinin niteliğinde bulunan onurunu ve eşit ve ayrılmaz haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olmalı. İnsanın zorbalık ve baskıya karşı son bir yol olarak ayaklanmaya başvurmak zorunda bırakılmaması için insan haklarının hukuk düzeniyle korunması gerekiyor. Uluslararası dostça ilişkileri geliştirmeyi özendirmenin temeli olmalıdır. Birleşmiş Milletler (BM) halklarının BM Antlaşmasında temel insan haklarına, insan kişiliğinin onur ve değerine, erkeklerle kadınların hak eşitliğine olan inancını yeniden belirttiğini ve daha geniş bir özgürlük içinde toplumsal gelişme ve daha iyi bir yaşam düzeyi sağlamaya karar vermiş olmalı. Üye devletlerin Birleşmiş Milletlerle işbirliği içinde, insan haklarının ve temel özgürlüklerin evrensel olarak saygı görüp gözetilmesini sağlamayı yükümlenmelidir." 
 
Yine İHD Diyarbakır Şubesi'nde İnsan Hakları Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen, "Kadın hakları " konulu seminere Dr. Hicran İzci ve Av. Reyhan Yalçındağ Baydemir konuşmacı olarak katıldı. Seminerde son zamanlarda Türkiye gündemine oturan Kürtaj tartışmaları, kadına yönelik şiddet ve kadın hakları tartışıldı. Katılımcıları kürtaj ve üreme konusunda bilgilendiren Dr. Hicran İzci, "Kürtaj bir kadının sağlık ve yaşam hakkıdır, bu hak sahiplerinden alınmamalıdır. Kürtaj hakkı erkeğin ve devletin egemenliğinden çıkmalıdır. Kadın bedeni üzerindeki söz hakkı kaldırılmalıdır. Ne yazık ki sağlıkta doğum programıyla ilgili yapılan düzenlemeler kadının gebeliği önleme hizmetlerine ulaşmasını ve kürtaj haklarından yararlanması güçleştirmektedir" dedi. 
 
Dünya Sağlık Raporu'nun verilerine dayanarak konuşmasını sürdürenk İzgi "Dünyada her yıl yaklaşık 210 milyon gebelik meydana geliyor, bunun 75 milyonu istenmeyen gebeliklerdir. Kürtaj 73 ülkede serbest, 68 ülkede ise yasak. Türkiye de son zamanlarda kürtajı kısmi bir şekilde yasakladı ve bu da kadın haklarını yasaklama getirdiği anlamına geliyor. Türkiye'de isteğe bağlı kürtajda yasal sınır 10 haftaya kadardır. Ancak gebelikte sakatlık vs. söz konusuysa veya bebeğin kalp atışları gözükmüyorsa gebelik sonlandırılabilir. 18 yaşını tamamlanmamış kadınlar ancak ailenin yazılı veya imzalı izni ile kürtaj olabilirler. Evli ise eşinin izni ve imzası gereklidir. Bu uygulamada devletin kadın haklarının ihlal ettiğinin kanıtıdır." 
 
Av. Reyhan Yalçındağ Baydemir ise, kadın haklarını hukuki açısından değerlendirdi. Anayasaya göre şiddete maruz kalmış kişi gerekli bulunması hâlinde, tedbir kararı ile birlikte talep üzerine veya resen, korunan kişi ve diğer aile bireylerinin kimlik bilgileri veya kimliğini ortaya çıkarabilecek bilgileri ve adresleri ile korumanın etkinliği bakımından önem taşıyan diğer bilgilerin tüm resmi kayıtlarda gizli tutulduğunu dile getiren Yalçındağ, "Yapılacak tebligatlara ilişkin ayrı bir adres tespit edilir. Ama ne yazık ki bu yasada belirtilenler uygulamamaktadır" dedi. Yalçındağ, seminere katılan kadınların AKP'nin kadın hakları üzerindeki politikalarına ilişkin sorularını da yanıtladı. Hükümetin politikalarını eleştiren Yalçındağ, hükümet ve Başbakan'ın her şeyin tek millet, tek devlet, tek dil ve son zamanlarda tek dini de içine alarak önünü kestiğini söyledi. Bununla birlikte eril bir zihniyet ortaya çıktığını söyleyen Yalçındağ, "Hal böyle olunca tabi ki, devlet eşittir erkek zihniyeti, karşısında kadın şiddet görür" dedi.