Türkdoğan: Vicdani ret hakkı tanınsın

06.03.2013

ANKARA - İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, "Türkiye'de askerliğin zorunlu olduğunu belirterek, "20 yaşına gelen genç erkeklere tercih hakkı tanınmamaktadır. Askerliği kişiliğine, vicdani kanaatine, inancına veya siyasi/felsefi görüşüne uygun bulunmayan gençlerin askeri ortamda bunalıma girmeleri elbette mümkündür. Bunun sonucunda ölüm olmamalıdır. Dolaysıyla vicdani ret hakkı bir an önce tanınmalı, askerliği kişiliğine aykırı gören kişilere vicdani ret hakkı tanınmalıdır" dedi. 

 
İHD, şüpheli asker ölümlerine ilişkin farklı illerden gelen asker ailelerinin de katılımıyla Kızılay YKM önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, "Şüpheli asker ölümlerine son sivil mahkemelerde adil yargılanma, vicdani ret hakkı tanınsın" pankartı açılırken gelen aileler ise askerde şüpheli şekilde öldürülen yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. Aileler adına açıklama yapan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, İHD verilerine göre 2012 yılında Türkiye'de 64 kişinin şüpheli şekilde öldürüldüğünü hatırlatarak, Türkiye'de şüpheli asker ölümlerinin veya intiharlarının fazla olduğuna dikkat çekti. Türkdoğan, BDP Van Milletvekili Özdal Üçer ile Bitlis Milletvekili Hüsamettin Zenderlioğlu'nun 20 Mart 2012 tarihinde yazılı soru önergesinin üzerine cevap veren Milli Savunma Bakanı'nın 30 Nisan 2012 tarihinde 1992-2012 yılları arasında 2 bin 221 askerin intihar ettiğini ileri sürdüğünü hatırlatarak, "Bu rakamlar oldukça yüksek ve korkunçtur. Bu kadar insanın intihar ettiğine inanmamızı kimse beklememelidir. Biz bu intiharların büyük bir çoğunluğunu şüpheli ölüm olarak nitelendiriyoruz" diye konuştu. 
 
Türkiye'de şüpheli asker intiharının çeşitli sebepleri olduğunu söyleyen Türkdoğan, "Birincisi Türkiye'de vicdani ret hakkının tanınmamış olmasıdır. AİHM Büyük Dairesi'nin 7 Temmuz 2011 günü Bayatyan/Ermeni davasında vicdani ret hakkı açık olarak tanımış, bu hakkın sözleşmenin 9'uncu maddesi kapsamında Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin tamamında uyulması gereken bir hak olduğu açıkça ifade edilmiştir" dedi. Türkdoğan, Türkiye'de askerliğin zorunlu olduğunu belirterek, "20 yaşına gelen genç erkeklere tercih hakkı tanınmamaktadır. Askerliği kişiliğine, vicdani kanaatine, inancına veya siyasi/felsefi görüşüne uygun bulunmayan gençlerin askeri ortamda bunalıma girmeleri elbette mümkündür. Bunun sonucunda ölüm olmamalıdır. Dolaysıyla vicdani ret hakkı bir an önce tanınmalı, askerliği kişiliğine aykırı gören kişilere vicdani ret hakkı tanınmalıdır" ifadesini kullandı.
 
'Askeri disiplin ağırdır'
 
Türkiye'de askeri disiplin ortamının ağır olduğuna dikkat çeken Türkdoğan, gençlerin bu ağır ortamın altından kalkamayacağını söyledi. "Bu nedenle bu konuda acil düzenlemeler yapılmalıdır. 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu ile 'disko' diye tabir edilen hücre hapsinin disiplin cezası olmaktan çıkarılması olumlu bir gelişmedir" diyen Türkdoğan, fakat bugüne kadar 20 yılda intihar ettiği belirtilen 2 bin 221 kişinin intiharında disko cezasının etkili olduğu noktasının unutulmaması gerektiğine vurgu yaptı. 
 
'Nefret suçlarını işleyenler yargı önüne çıkarılmalı'
 
Türkiye'de nefret suçlarının düzenlenmediğini belirten Türkdoğan, "Özellikle askeri bölgelerde etnik ve dini kimliğinden, mezhebinden, siyasi görüşünden kaynaklı olarak ayrımcılığa maruz kalan askerlerin başına ne geldiğini hepimiz biliyoruz. Bu nedenle bir an önce nefret söylemi yasaklanmalı, nefret suçu işleyenlerin yargı önüne çıkarılması gerekmektedir" dedi. Türkdoğan, askeri ortamlarda nefret söyleminin yarattığı olumsuzlukların asker ölümlerinde etkili olduğunu söyledi. Türkiye'de asker ölümlerinin kader olmadığını vurgulayan Türkdoğan, "Siyasal iktidar evladını yitiren askerlerin çığlıklarını duymalı ve bir an önce tedbirler almalıdır. Bu tedbirlerin başında vicdani ret hakkının tanınması, nefret söyleminin yasaklanarak nefret suçlarının düzenlenmesi, askeri bölgelerde işlenen yaşam hakkı ihlallerine sebep olan suçlar vücut bütünlüğüne yönelik suçlar ve işkence suçlarının sivil savcılıklarda  soruşturulup sivil mahkemelerde yargılanması gerekir" diye konuştu. Türkdoğan, İHD olarak mağdur aileler ile birlikte bu alanda sonuç alınıncaya kadar mücadele edeceklerinin altını çizdi. 
 
'Kardeşim Kürt olduğu için öldürüldü'
 
Türkdoğan'dan sonra söz alan mağdur ailelerden Mecnun Aksu, kardeşinin Elazığ'da askerlik yaparken öldürüldüğünü dile getirerek, "Kardeşim Mazlum Kürt olduğu için öldürüldü. Askerde kardeşime sürekli sen hangi örgüttensin diye soruyorlardı. Kardeşimi askere gönderdik bize ölüsünü gönderdiler. Kardeşim Mazlum öldürüldü başkaları öldürülmesin. Sorarım size hangi milletvekilinin çocuğu yakını askerde öldürüldü. Biz adalet istiyoruz" diye konuştu. Aksu'nun ardından söz alan Oktay Can ise, oğlunu "vatani görevini" yapması için gönderdiğini belirterek, "Bana oğlumun ölüsünü gönderdiler. Katiller hala dışarıda. Biz adalet istiyoruz. Haksızlığa karşı durmanın zamanı geldi" diye konuştu. Daha sonra konuşan diğer mağdur aileler, adaletin yerini bulması için çağrıda bulunarak, yargılanmaların sivil mahkemelerde olmasını istediler. 
 
Basın açıklamasından sonra mağdur aileler İHD ile birlikte Meclis'te BDP Grup Başkan Vekili İdris Baluken ile görüşecek.