DİYARBAKIR – İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla düzenlenen eyleme katılan Roboskî Anneleri, çocuklarının katledenlerin halen ortaya çıkarılmamasına tepki göstererek, Roboskî’de katledilen 34 kişinin faillerinin bir an önce açıklanmasını istedi. Anne Leyla Encü, “Biz sizden tazminat değil çocuklarımızın faillerini istiyoruz. Şunu bilin ki, biz sizin peşinizi bırakmayacağız. Kıyamete kadar çocuklarımızın hesabını soracağız” diye konuştu.
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” sloganıyla her hafta yapılan oturma eylemi 213’üncü haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde devam etti. Oturma eylemine İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, Barış Anneleri İnisiyatifi, MEYA-DER, GÖÇ-DER, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ile çok sayıda kayıp yakını katıldı. Bu haftaki oturma eylemine Şırnak’ın Uludere İlçesi’nden gelen Roboskî Anneleri, bu yılki barış ödülünü Roboskî annelerine veren Diyarbakır Tabip Odası yöneticileri, Gazeteci-Yazar Nuray Mert ve DTK Daimi Meclis Üyesi Osman Özçelik de katılarak kayıp yakınlarına destek verdi.
Oturma eylemi öncesi bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, 213 haftadır devlet tarafından gizlenen kayıpların ve faillerinin ortaya çıkarılması için mücadele verdiklerini belirterek, “Ama maalesef tüm çabalarımıza rağmen halen bu konuda bir adım atılmış değil. Herkesin bildiği gibi Kürt meselesi konusunda başlatılan bir diyalog ve müzakere süreci var. Biz şuna inanıyoruz; eğer siz bu coğrafyaya barışın gelmesini istiyorsanız, öncelikle bu kayıplarımızı bulmanız, faillerini yargılamanız gerekiyor. Roboskî’de katledilen 34 kişinin faillerini ortaya çıkarmanızla ancak bunu yapabilirsiniz. Bu olmadığı sürece biz bir barışın gelişmeyeceğini düşünüyoruz” dedi.
Bu vesileyle hükümet yetkililerine tekrar seslendiklerini ifade eden Bilici, “Biz kayıplarımızı istiyoruz. Fazla da bir şey istemiyoruz. Bu ülkeye barışın gelmesini istiyorsanız kayıplarımızı ortaya çıkarın. Bu anaların çekmiş olduğu acılara bir son verin artık. Dün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ydü. Başbakan konuşmasında ‘tüm anaların ayağının altını öperim’ dedi. Bu kayıpların analarına birazcık saygınız varsa, Roboskî’de katledilenlerin analarının taleplerine kulak vermelisiniz” diye konuştu.
Failleri gizlenen doktorların akıbeti soruldu
Bilici’nin ardından Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Kemal Karadaş, Tıp Bayramı münasebetiyle 90’lı yıllarda gözaltında kaybedilen veya faili meçhul cinayetlere kurban giden doktor arkadaşlarının hikayelerini anlattı.
1992 yılında Silvan’da katledilen Dr. Zeki Tanrıkulu, 1993 yılında katledilen ve hala failleri bulunmayan Dr. M. Emin Ayhan ve 1995 yılında gözaltına alınarak kaybedilen yakın arkadaşı Ali İhsan Dağlı’nın faillerinin hala ortaya çıkarılmadığını belirterek, “Bu arkadaşlarımız, kendilerini tamamen mesleklerine ve halkına adamış meslektaşlarımızdı. Bu arkadaşlarımız faili bizce belli ama failleri meçhul kalacak şekilde alındılar ve kendilerinden bir daha haber alınamadı. O günden bu yana ne doğru dürüst bir soruşturma yürütüldü, ne de failleri ortaya çıkarıldı. Ama bizler bu arkadaşlarımız faillerini hep sorduk, bundan sonra da sormaya devam edeceğiz” dedi.
‘Kıyamete kadar çocuklarımızın hesabını soracağız’
Karadaş’ın konuşmasının ardından eyleme katılan Roboskî Anneleri adına katliamda yaşamını yitiren Şıvan Encü’nün annesi Leyla Encü’nün annesi bir konuşma yaptı. Aradan bir yıl dört ay geçmesine rağmen çocuklarının faillerinin ortaya çıkarılmadığını söyleyen Encü, şunları söyledi: “Çocuklarımızın faillerini Erdoğan da biliyor. Eğer öyle olmasaydı bugüne kadar faillerini ortaya çıkarırlardı. Erdoğan, bize söz vermişti, çocuklarımızın faillerini bulacağını söylemişti. Ama bugüne kadar halen ortaya çıkarılmış değil. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bu küçük bir olay değildir. Tayyip Erdoğan, ben sana sesleniyorum; gözünü aç ve bizlere gör. Bu sizin yanınıza kalmayacaktır. Çocuklarımızın hepsi öğrenciydi, ailelerinin geçimini sağlamak istiyorlardı. Bize deniyor ki, ‘size tazminat verelim.’ Biz nasıl kabul edelim o tazminatı. Biz sizden tazminat değil çocuklarımızın faillerini istiyoruz. Şunu bilin ki, biz sizin peşinizi bırakmayacağız. Kıyamete kadar çocuklarımızın hesabını soracağız.”
Öçelik: Bu kadar kayba rağmen anneler barış istiyor
Son olarak bir konuşma yapan DTK Daimi Meclis Üyesi Osman Özçelik, Kürtlerin tarih boyunca bulundukları coğrafyada diğer halklarla barış içerisinde yaşadığını belirterak, “Ancak Kürt halkı her dönem saldırılara maruz kalmıştır. Yüzbinlerce şehit vermişlerdir. Tüm bunlara rağmen bizler intikam peşinde değiliz, bizler sadece barış istiyoruz. Ortadoğu’da ve dünyada hiçbir millet Kürtler kadar barış istemiyordur. Evet, biz barış istiyoruz ancak, onurlu bir barış. Bizler kayıplarımızın ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Bizler onurlu bir yaşam istiyoruz; kimliğimizin, kültürümüzün, dilimizin tanınmasını istiyoruz. Kürtler artık statüsüz yaşamak istemiyor. Bu yüzdendir bu kadar şehit verdik. Buna rağmen içimizde kin ve nefret yoktur. Bakın annelerimiz her şeye rağmen barış istiyor. Ancak kimse bu istemimizi yanlış anlamasın, kimse bizi kandırmaya kalkmasın. Artık Kürt halkını kandıramazsınız. Ortadoğu’da Kürtler olmadan artık kimse tek adım atamaz. Bu böyle bilinmeli” diye konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından kayıp yakınları 5 dakikalık oturma eylemi yaparak, eylemlerine son verdi.