DİYARBAKIR - İHD ve kayıp yakınlarının her hafta "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla düzenlediği oturma eylemi 220. Haftasındada devam etti. Eylemde, devletin hala gerçek anlamda somut adım atmadığı belirtildi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla düzenledikleri oturma eylemi 220'nci haftasını geride bıraktı. Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapılan eylemde gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının üzerinde bulunduğu poster ile "Onlar bir gece ansızın evlerinden alındılar. Bir daha geri dönmediler" pankartı açıldı. Eyleme, MEYA-DER yöneticileri, Barış Anneleri İnisiyatifi aktivistlerinin yanı sıra birçok yurttaş katıldı. Burada kısa bir açıklama yapan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Abdülselam İnceören, İHD ve kayıp yakınları olarak burada her hafta eylem düzenlediklerini ancak devlet nezdinde gerçek anlamda somut bir adımın atılmadığını söyledi. 

Kayıplar bulunsun failler yargılansın eyleminin 220'nci haftasında 24 Ekim 1996'da Hakkari'nin Otluca köyünde kaçırılan 5 çobanın yaşam öyküsü anlatıldı. İHD Kayıp Komisyon Üyesi Necibe Güneş Perinçek, Hakkari Tugay Komutanlığı'na bağlı askeri birliğin merkeze bağlı Otluca köyünde koyun sürüsünü otlatan 5 çobanı gözaltına aldığını 2 bin koyundan oluşan sürünün ise helikopterle taranarak katledildiğini belirtti. Perinçek, Hakkari Tugay Komutanlığı'na götürülen Salih Ertuş, Selahattin Arslan, Süleyman Tekin, Ahmet Bozkurt ve Lokman Kaya adlı çobanların bir hafta tugayda sorgulandığını dile getirdi. 

'Türkiye yaşam hakkı ihlali gerekçesiyle tazminata mahkum edildi'

İddialara göre, sorgu sonrasında 5 çobanın da kurşuna dizilerek öldürüldükten sonra cesetlerinin tugay komutanlığı yakınlarına gömüldüğünü söyleyen Perinçek, "Kayıp çobanların aileleri Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığında suç duyurusunda bulunması üzerine Hakkari Tugay Komutanlığı'ndaki Binbaşı Mahkemede çelişkili ifadelerde bulunmuş, binbaşının ifadesine göre kayıp çobanların PKK saflarına katıldığını ifade etmiş. Aynı zamanda ifadede onların PKK'li oldukları gerekçesiyle gözaltına alındıklarını ifade etmişti" dedi. Ailelerin iç hukuk yollarından sonuç alamayınca davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdığını söyleyen Perinçek, AİHM'in 2 ay önce Türkiye'yi yaşam hakkı ihlali gerekçesiyle tazminat ödemeye mahkum edildiğini ancak avukatın tazminatı kabul etmeyerek itirazda bulunduğunu aktardı. Konuşmaların ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.