Lice raporu: Gizlilik kararı kaldırılmalı, soruşturma şeffaf şekilde yürütülmeli

04.07.2013

DİYARBAKIR - Diyarbakır'da bulunan sivil toplum örgütleri, 28 Haziran günü Lice'de yaşanan olaylara ilişkin yaptıkları incemeleri raporlaştırarak bir basın toplantısı ile kamuoyuna açıkladı. Açıklanan raporda, halkın yeni kalekol yapımını demokratik hak kullanımı çerçevesinde protesto ettiğini, buna karşılık ise askerlerin izleme kulelerinden ateş ederek ölüm ve yaralanmalara neden olduğuna dikkat çekildi. Başlatılan soruşturmaya ilişkin alınan gizlilik kararının geri alınması ve soruşturmanın şeffaf, hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmesi çağrısında bulunuldu. 

 
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde Kayacık (Hêzan) köyünde karakol yapılmasını protesto etmek isteyen halkın üzerine askerlerin 28 Haziran'da ateş açarak 18 yaşındaki Medeni Yıldırım'ın ölümüne ve 9 kişinin yaralanmasına neden olan olaylara ilişkin Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Tabip Odası, TMMOB ve Ticaret ve Sanayi Odası'nın ortaklaşa hazırladığı araştırma ve inceleme raporu, Diyarbakır Barosu Başkanlığı Adli Yardım binasında düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Nahit Eren tarafından okunan açıklandı. Heyet hazırladığı raporda protesto gösterisinin yeni karakol inşaatına yönelik olduğu ve silah kullanma şartlarının oluşmadığı halde askerlerin halkın üzerine bilinçli ateş açtığı kaydedildi.
 
Hazırlanan raporda, saldırı olayının duyulması ardından heyetin oluşturularak Lice'ye doğru hareket edildiği belirtilerek. Kayacık Karakolu'na yerel saatle 19.20'de varıldığı belirtilerek, şunlar kaydedildi: 
 
"Karakolun önüne gelindiğinde bütün askerlerin karakol içinde olduğu karakola girilemeyecek şekilde kapı girişinin önü de jiletli ve dikenli tel örgülerle örülü olduğu görülmüş. Eski Karakolun 2-3 metrelik duvarla etrafının çevrili olduğu, ancak yeni karakol sahasının ve yeni yapılan gözetleme kulelerinin karakolun üst tarafında olduğu ve bu alanın etrafının da 2,5-3 metrelik jiletli ve sabit tellerle çevrili olduğu görülmüştür. Heyetimizin askerler tarafından fark edilmesi üzerine elleri tetikte birkaç askerin (kısmen sivil giyimli) dışarı çıkıp kim olduğumuzu ve neden geldiğimizi sormuşlardır. Heyet hakkında bilgi verildikten sonra karakol komutanı ve olay mahallinde olan savcı ile görüşmek istediğimiz kendilerine bildirilmiştir. Heyetimize savcının karakol içinde inceleme yaptığını, geldiğimiz bilgisinin kendilerine iletilmek üzere beklenmemiz gerektiği söylenmiştir. Bir müddet sonra karakolda bulunan savcı ve karakol komutanı heyetimizle görüşmeye gelmiştir. Lice Cumhuriyet Savcısı olay yerinde Jandarma Olay Yeri İnceleme ekibi ile inceleme yaptıklarını belirtmiştir. Cumhuriyet Savcısı ve Karakol Komutanı'na heyetimizin ve heyetimizle birlikte olay yerine gelen basın mensuplarının sorusu üzerine karakol komutanı özetle; 'Karakol etrafında ölen ya da yaralanan olmadığını, ambulansın burada herhangi bir yaralı ya da ölü kişiyi almadığını, karakola yakın Uçarlar köyünde köylüler arasında silahlı kavga ihbarı aldıklarını, ölen ve yaralanan kişilerin bu kavga sırasında yaralanmış olabileceklerini' tarafımıza iletilmiştir. Karakol Komutanı ayrıca buradaki olayda güvenlik güçlerinin havaya ateş açtığını belirtmiştir. Karakol Komutanı, kendisine sorulan 'Uçarlar Köyü'ndeki kavgaya ilişkin herhangi bir işlem yaptınız mı?' sorusuna ise 'hayır' yanıtını vermiştir.
 
Heyetimiz, yaralanmaların burada olduğu yönünde görgü tanıklarının beyanları olduğunu, hatta bir vatandaşın yaşamını yitirdiğini Cumhuriyet Savcısı'na aktarmıştır. Ayrıca olay mahallinde yaptığımız incelemede kan izlerinin olduğu savcıya aktarılarak, dışarıda delil tespiti yapması gerektiği belirtilip, tespit esnasında heyetin de olay mahallinde bulunmak istediği ifade edilmiştir. Taleplerimiz Cumhuriyet Savcısı tarafından kabul edilmiş ve Heyetimizin katılımı ile Jandarma Olay Yeri İnceleme ekipleri tarafından delil tespitine başlanmıştır. Bu arada Cumhuriyet Savcısı, jandarmanın taraf olması nedeniyle Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ekiplerine de haber verdiğini, onların da birazdan kendilerine katılacağını belirtmiştir. Saat 21.30 sıralarında helikopter ile olay yerine gelen polis olay yeri inceleme ekipleri de hava karanlık olduğu için projektör yardımıyla delil tespit işlemlerine iştirak etmişlerdir."
 
Hazırlanan raporda heyetin olaydan yara almadan kurtulan tanıklarla görüştüğü aktarılarak, tanıkların ifadelerine göre, halkın yeni karakol inşaatını protesto etmek için toplandıkları, BDP Lice İlçe Başkanı'nın karakol önündeki bir askeri yetkiliyle görüştükten sonra konuşma yaptığı, olay yerinde bir gazetecinin olduğu ve çekim yaptığı daha sonra hiçbir dağılma uyarısı yapılmadan grubun üzerine birkaç duman çıkaran madde atıldığı belirtildi. Ayrıca göstericilerin atılan ve patlamayan bu cisimleri çadırlara doğru geri fırlatması üzerine askerlerin ilk etapta kendilerini hedef almadan havaya ateş açtıkları, daha sonra çadırlara molotof atılması sonucu yangın çıktığı, çıkan yangınla birlikte göstericilerin köye doğru koşmaya başladıkları, ancak bir anda karakolun üst kısmında bulunan yeni yapılan ve yüksek gözetleme kulelerinin bulunduğu kısımdan insanların üzerine ateş açılmaya başlandığının söylendiği belirtildi.
 
Karakol dışında boş kovan yok
 
Yapılan incelemede, yeni karakol inşaatı sahasında bulunan 2 çadırın yanmış olduğu, karakol etrafında bulunan tel örgülerde herhangi bir hasarın olmadığı, savcının önce sadece karakol bahçesinde delil topladığı, uyarılarının ardından karakol dışında da delillerin toplanmaya başlandığı, birçok yerde kan izlerinin olduğu, kan izlerinin karakola 20-25 metre uzaklıkta olduğu, karakol sahası dışında herhangi bir silaha ait mermi kovanı tespit edilemediği, olay yerinde "Savaş Değil, Barış İstiyoruz" yazılı 2x3 metre ebatlarında bir pankartın bulunduğu, askerlerin iddia ettiği gibi Uçarlı köyünde herhangi bir olay ve silahlı yaralama vakasının yaşanmadığının tespit edildiğinin altı çizildi. Heyet üyelerinin olay yerinde iken karakolun arka kısmında yangın çıktığı, yangının ormanlık alana sıçramasına rağmen söndürülmediği ve bölgenin mayınlı alan olduğu için yangında mayınların patladığı belirtildi. 
 
Gösteri karakol inşaatına karşı 
 
Hazırlanan raporda, protesto gösterisinin iddia edildiği gibi uyuşturucu operasyonlarına karşı olmadığı, "Kalekol" olarak tabir edilen yeni karakol yapımlarının barış sürecine zarar verebileceği kaygısıyla yapılan demokratik bir gösteri olduğunun altı çizildi. Raporda, saldırıda hayatını kaybeden Medeni Yıldırım'a ait otopsi raporuna göre; mermi çekirdeklerinin vücudun üst bölgelerinden giriş yapıp daha aşağıdaki bölgelerden çıkış yapmış olmasının, göstericilere sadece kendilerine göre daha yüksek konumda bulunan, yani gözetleme kulelerinden ateş açıldığı tespitini doğruladığına dikkat çekildi. 
 
Raporun kanaat ve sonuç bölümünde şunlar kaydedildi: 
 
* Yapılan bu incelemeler ve değerlendirmeler sonucu 28.06.2013 Tarihinde civar köylerde yaşayan yurttaşların Lice ilçesi Kayacık köyünde devam eden karakol inşaatını protesto etmek amacıyla karakol önünde toplandıkları,
 
* Yapılacak toplantı ve protestodan karakol yetkililerin haberdar oldukları,
 
* Olay yerinde bir basın açıklaması yapıldığı ve kitlenin geliş amacına yönelik konuşmaların yapıldığı,
 
* Kitlenin dağılması yönünde bir uyarının yapılmadan üzerlerine yakıcı ve rahatsız edici bir etkisi olmayan maddelerin atıldığı,
 
* Kitle içerisinde bulunan bazı kişilerin patlamayan aynı maddeleri karakol dış sahası içinde bulunan çadırlara doğru geri attığı,
 
* Kitlenin askerlerin bulunduğu karakol sahasına yönelik bir müdahalelerinin olmadığı, müdahalelerinin yeni karakolun inşaat sahasına yönelik olduğu,
 
* Güvenlik güçlerinin öncelikle havaya doğru ateş açtığı,
 
* Güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu göstericilerden bir kısmının inşaat sahasındaki çadırlara tel örgünün dışından yanıcı madde attığı (heyetimizce olay mahallinde kırık şişe parçaları görmüştür bu sebeple molotof olduğu düşünülmektedir) çadırların bu sebeple yandığı,
 
* Çadırların yanması ile birlikte kitlenin kaçmaya başladığı ancak karakolun üst kısmında bulunan kesimden göstericiler üzerine ateş açıldığı, ölüm ve yaralanmaların buradan açılan ateş sonucu olduğu,
 
* Silah kullanma şartlarının oluşmadığı, halkın üzerine bilinçli şekilde ateş açıldığı,
 
* Olayın hemen ardından yetkililerin hiçbir delile dayandırmadan sıcağı sıcağına yaptıkları açıklamalar, yaşanan olayın üstünü kapatmaya ve adli makamları etkilemeye yönelik olduğu, bu durumun etkin soruşturmayı olumsuz etkilediği kanaatine varılmıştır. 
Raporda yaşanan saldırı ve yürütülen soruşturmaya ilişkin şu talepler sıralandı; 
 
* Olaya ilişkin soruşturma son derece şeffaf, hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmeli, olayın tüm taraflarının soruşturmaya etkin bir şekilde katılmaları sağlanmalı, gizlilik kararı kaldırılmalıdır.
 
* Göstericilere karşı ölümcül güç kullanıldığı da dikkate alındığında soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmesi, delillerin karartılmaması için karakol komutanı ve komuta kademesindeki diğer jandarma görevlileri ve olayda silah kullanan muvazzaf personel açığa alınmalıdır.
 
* Olayı gerçek mecrasından saptırmaya dönük dezenformasyona son verilmeli, olayı gerçekleştiren faillere odaklanmalıdır.
 
* Karakol inşaatları barış sürecine ilişkin kaygıları güçlendirdiği gerçeğinden hareketle, yapımlarına son verilmeli ya da en azından barış sürecine ilişkin kaygıların giderilmesine kadar ertelenmelidir.