'Gerekirse kendimizi bakanlık önünde yakarız!'

14.10.2013

İHD Diyarbakır Şubesi, TUHAD-DER, Çankırı ve Tekirdağ cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekerek, Türkiye'de bir bütün olarak tutsaklara karşı düşmanca bir tutumun sergilendiğini kaydetti. Tutsak yakını Muhabbet Tiryaki, "Cezaevlerinde daha kaç tane tutsağın yaşamını yitirmesi gerekiyor?" diye sordu.

 
İHD Diyarbakır Şubesi ve TUHAD-DER ve tutsak yakınları, Çankırı ve Tekirdağ cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmem amacıyla İHD Diyarbakır Şubesi Vedat Aydın Toplantı Salonunda bir basın toplantısı düzenledi. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, TUHAD-DER yönetici ve üyeleri ile tutsak yakınlarının katıldığı basın toplantısında ilk olarak konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Bilici, açıklamanın tutsak yakınlarının talebi üzerine yapıldığını belirterek, Bingöl Cezaevi'nde 18 tutuklunun tünel kazarak firar etmesinin ardından cezaevlerinde birçok hak ihlallinin yaşandığı söyledi. Türkiye cezaevlerinde öteden beri hak ihlallerinin yaşandığını ifade eden Bilici, Türkiye Anayasası'nda var olan hakların dahi tutsakların elinden alındığını söyledi. Tutsakların temel haklarından mahrum bırakıldığının altını çizen Bilici, sağlık sorunlarının ise endişe verici bir noktaya ulaştığını belirtti. Türkiye'de bir bütün olarak cezaevlerine karşı düşmanca bir tutumun sergilendiğini ifade eden Bilici, "Yarın bayram ancak anneler o duyguyu dahi yaşamıyor. Sadece çocuklarının yaşadığı sorunları merak ediyorlar. Çocuklarının takipçisi oluyorlar" dedi.
 
'Arama adı altında tutsaklara baskı yapılıyor'
 
Çankırı Cezaevi’nde bulunan tutsak Sedat Görenç’in annesi Saadet Görenç, cezaevlerindeki hak ihlallerinin tahammül edilemeyecek bir noktaya geldiğini belirterek Adalet Bakanlığı’nı sorumluluğunu yerine getirmeye çağırdı. Görenç, “Gerekirse gideriz Adalet Bakanlığı önünde kendimizi yakarız. Cezaevlerindeki çocuklarımıza verdiğiniz cezalar yetmezmiş gibi, üstüne bide siz mi ceza çektireceksiniz. Bu zülmü asla kabul etmeyiz” diyerek, ihlallerin devam etmesine halinde tepkisiz kalmayacaklarını ifade etti. Ardından konuşan tutsak Rojhat Özkan’ın Ayşe Özkan’da günde 5 kez ve akşam saatlerinde aramaların yapıldığı, ileşim ve haberleşme konularında gereksiz cezaların verildiğini söyleyerek, ihlallerin psikolojik düzeye vardırılarak artış gösterdiğine dikkat çekti. Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Adem Tiryaki'nin halası Muhabbet Tiryaki ise , yeğeninin kendilerini telefonlar arayarak, "İHD'ye ve avukatlara gidin, basına verin. Burada bizlere işkence yapıyorlar" dediğini aktardı. Tekirdağ Cezaevi'nde gece yarısı arama adı altında tutsaklara yönelik baskı yapıldığını ve eşyalarının kırıldığını aktaran Tiryaki, tutsaklara yönelik psikolojik baskı uygulandığını ifade etti. "Demokratikleşme paketi"nin "savaş paketi" olduğunu söyleyen Tiryaki, bu paketin hiçbir tutsağın hakkını içermediğini aktardı. "Cezaevlerinde daha kaç tane tutsağın yaşamını yitirmesi gerekiyor?" diye soran Tiryaki, yeğeninin de sağlık durumunun ciddi olduğunu ifade etti.
 
'Anneler olarak cezaevlerinde yaşananlara göz yummayacağız'
 
Daha sonra konuşan Samsun M Tipi Cezaevi'nde bulunan Misbah Kaya'nın annesi Halise Kaya ise, yakınlarının cezaevine işkence yaşamasından dolayı bayramı kutlayamadıklarını dile getirdi. Barış Anneleri İnisiyatifi adına açıklama yapan Sultan Koyun da anneler olarak artık bu duruma göz yummayacaklarını kaydetti. Annelerin acıyı derinden yaşadığını belirten Koyun, "Bizler anneyiz artık bu duruma bir son verilsin. Hükümetin paketi de kendisi gibi boş çıktı. Biz hükümetten paket istemiyoruz. Hükümete güvenmiyoruz, bizim için esas olan sadece Sayın Öcalan'dır" diye konuştu. 
 
Annelerin ardından konuşan Tuhad-der Yöneticisi Cahit Demirkıran da, cezaevlerindeki ihlallerin bir an önce sona erdirilmesi için Adalet Bakanlığı’na çağrıda bulundu.