Kayıp yakınları 250’inci haftada kaybedilen Kerevan İrmez’in akıbetini sordu

23.11.2013

DİYARBAKIR – İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının her hafta düzenlediği oturma eylemi 250’inci haftasını geride bıraktı. Bu haftaki oturma eyleminde 1995 yılında Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde gözaltına alınarak kaybedilen Kerevan İrmez’in akıbeti soruldu. Oturma eyleminde ayrıca kadına yönelik şiddet olaylarına dikkat çekilerek, yargının cezasızlık politikasının şiddeti artırdığı vurgulandı.

 
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınlarının “Kayıplar Bulunsun Failler Yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eylemi 250’inci haftasında Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde devam etti. Oturma eylemine İHD üye ve yöneticilerinin yanı sıra, İHD Genel Başkan Yardımcısı Serdar Çelebi, Barış Anneleri İnisiyatifi, MEYA-DER, KESK’e bağlı sendikaların temsilcileri ve kayıp yakınları katıldı. 
Üzerinde “Onlar Bir Gece Ansızın Evlerinden Alındılar ve Bir Daha Geri Dönmediler” yazılı pankartın açıldığı ve kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eylemde ilk olarak konuşan İHD Diyarbakır Şube Yöneticisi Av. Rehşan Bataray Saman, İHD olarak bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü vesilesiyle kadınlara yönelik şiddet raporunu açıkladıklarını hatırlatarak, “Maalesef kadınlar her alanda mağdur edilmeye ve şiddete maruz kalmaya devam ediyorlar. Bu alanda da oturanlara baktığımızda yine en çok kadınlar olduğunu görüyoruz. Şunu çok iyi biliyoruz ki, savaşın en büyük mağduru kadınlar ve çocuklardır” diye konuştu. 
Üç gün önce 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü olduğunu hatırlatan Saman, “Son günlerde özellikle katledilen çocuklara yönelik dosyalar gündemde. Uğur Kaymaz, Mehmet Uytun, Ceylan Önkol ve daha birçok çocuk bu savaş döneminde mağdur oldular ve mağdur olmaya devam ediyorlar. Nasıl ki, kadına yönelik şiddette yargının cezasızlık politikası etkili oluyorsa, çocuklara yönelik ihlallerde de maalesef güvenlik güçlerinin yargı organlarınca korunması çocukların ölümünün devam etmesine neden oluyor” dedi.
 
‘O dönemde yaşananlar açığa çıkmazsa gerçekle yüzleşme olmaz’
 
Yine kayıpların bulunmaması ve faillerin yargılanmamasının da yargı organlarının içinde bulunduğu olumsuz durumun göstergesi olduğunu kaydeden Saman, şöyle devam etti: “Son dönemde bazı faili meçhul dosyaların açıldığı söyleniyor. Oysaki, yargı mercileri ve hükümet, bazı askeri komutanları yargıladığını iddia ederek, işin içinden çıkmaya çalışmaktadırlar. Bu yargı süreci, sadece savcıların inisiyatif alarak yürüteceği bir süreç değildir. Siyasal iktidarın bu konuda irade göstererek, ciddiyetle yaklaşarak elinde var olan bilgi ve belgeleri savcılara ulaştırmalıdır. Bazı savcılar yürüttükleri soruşturmalara ilişkin devletten bilgi talebinde bulunduğunda bu talepleri yerine getirilmemektedir. Şunu çok iyi biliyoruz ki, devlet arşivlerini açarsa bu konularda çok ilerleme sağlanacaktır. Yine bu tespit edilemeyen sorumlular dışında devletin yüksek organlarında yer alan sorumlular var. O dönemde Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı yapan, bu olayların içerisinde bire bir yer alan devlet yetkilileri var. Ve bunlar şimdi çok rahat bir şekilde evlerinde oturuyorlar. Bunlarla ilgili yargı süreci başlaması için hükümetin irade göstermesi çok önemli. Bunlar yargılanmadan bu olaylar tamamen açığa çıkmaz ve gerçek bir yüzleşme gerçekleşmez.”
 
18 yıl önce kaybedilen Kerevan İrmez’in hikayesi anlatıldı
 
Av. Saman’ın ardından İHD Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu Üyesi Av. Gamze Yalçın, 15 Ekim 1995 tarihinde Şırnak’ın Silopi İlçesi’nde gözaltına alınarak kaybedilen Kerevan İrmez’in kaybediliş hikayesini anlattı. Ailenin Beyanlarına göre Kerevan İrmez’in cezaevinden tahliye olduktan birkaç gün sonra evlerine özel harekât timleri ve sivil polisler tarafından baskın düzenlendiğini ve 35 yaşındaki İrmez’in tüm ailenin gözü önünde alınıp götürüldüğünü aktaran Yalçın, “Görgü tanıkları, İrmez’in Silopi’ye bağlı Bêspin Köyü’nde bulunan jandarma karakoluna götürüldüğüne tanık olurlar. Kerevan’ın ailesi olaydan hemen sonra Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne başvuruda bulunur ancak emniyet yetkilileri böyle bir kişiyi gözaltına almadıklarını söylerler. Bu olaydan kısa bir süre sonra Kasrik Boğazı civarında başı kesik bir ceset bulunur. Bulunan cesedin üzerinde çok ağır işkence izlerine rastlanır. Ceset Kerevan İrmez’e ait olabileceği düşünülerek, aileye haber verilir. İrmez’in ailesi olay yerine gider ancak cesedin Kerevan İrmez’e ait olmadığı anlaşılır. Kerevan İrmez den o tarihten itibaren bir daha haber alınamaz” dedi.
 
Hikayenin ardından kayıp yakınları 18 yıl önce güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınarak kaybedilen Kerevan İrmez anısına beş dakikalık oturma eylemi yaptı. Oturma eylemi sırasında kısa bir konuşma yapan kayıp yakınlarından Hayriye Ana, kayıplarının sorumlularına lanet ettiklerini belirterek, kadına yönelik şiddetin sorumlularını da kınadığını söyledi.